ABD'de, 2008'deki Gibi Bir Ekonomik Kriz Mi Kapıda?
Amerika Birleşik Devletleri'nde Silikon Vadisi Bankası ve Signature Bank'ın peş peşe iflas etmesi tüm dünyadaki banka hisselerinde keskin düşüşlere neden oldu.
ABD'de ağırlıklı olarak teknoloji şirketleri ve girişimleriyle çalışan Silikon Vadisi Bankası'nın (SVB) iki gün içerisinde dramatik bir şekilde iflas etmesinin yarattığı güven bunalımı devam ediyor.
SVB'nin ardından iflasını açıklayan Signature Bank'ın da batışı piyasalarda "domino etkisi" tedirginliğini artırırken, ABD Başkanı Joe Biden'ın konuyla ilgili verdiği güvenceler de tüm dünyada banka hisselerinin keskin düşüşler yaşamasına engel olmadı.
Biden yaptığı açıklamada Amerikan bankacılık sisteminin ve bankalardaki mevduatın güvende olduğunu söylemiş, "Amerikalılar bankacılık sisteminin güvende olduğuna emin olabilirler. Paranız ihtiyaç duyduğunuzda orada olacak" ifadelerini kullanmıştı.
Biden ayrıca kurtarma operasyonundan doğan maliyetlerin vergi mükellefleri tarafından değil bankalar tarafından karşılanacağını vurguladı.
Bankacılık sektörü iflastan nasıl etkilendi?
ABD Başkanı Biden'ın sözlerine karşın bölgesel Amerikan bankaları yaşanan kargaşadan en çok etkilenen kurumlar oldu.
Kaliforniya merkezli First Republic Bank'ın hisse değerlerinde yüzde 60'tan fazla düşüş görülürken, Western Alliance Bancorp ve PacWest Bancorp'un hisselerindeki oransal düşüş de çift hanelere ulaştı.
ABD'nin en büyük bankalarının bulunduğu, KBW Banka Endeksi ise yüzde 10'dan fazla düşüş gösterdi. KBW'deki düşüş, Amerikan piyasaları için temel gösterge olarak kabul edilen S&P 500 ve Dow Jones endekslerindeki yüzde 0,5'lik artışa rağmen yaşandı.
Atlantik'in diğer kıyısında da banka hisselerinde ABD'dekine benzer bir durum yaşanıyor. Birleşik Krallık'ın iki büyük bankası Barclays ve Standart Chartered'ın hisselerinde yaşanan değer kaybı yüzde 6'yı aştı.
Birleşik Krallık'ta en yüksek piyasa değerine sahip 100 şirketi kapsayan FTSE 100 endeksi ise yüzde 2,5'luk düşüşle geçen yazdan bu yana en yüksek günlük değer kaybını yaşadı.
Asya piyasalarında Japonya merkezli Topix Banks'ın hisseleri yüzde 7'den fazla değer kaybederek son üç yılın en kötü gününü geçirirken, Mitsubishi UFJ Finans Grubu'nun hisselerinde yüzde 8,1'lik düşüş yaşandı.
Pazartesi günü İspanya merkezli Santander ve Almanya merkezli Commerzbank hisselerinde yaşanan düşüş de yüzde 10 seviyelerini aşmıştı.
Banka hisselerindeki düşüş ne anlama geliyor?
Konuyla ilgili Independent Türkçe'ye değerlendirmelerde bulunan iktisatçı Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, banka hisselerindeki düşüşün en önemli nedeninin kurtarma operasyonlarında banka hissedarlarının değil mevduat sahiplerinin korumaya alınması olduğunu söyledi.
Kozanoğlu, "Banka hisselerindeki düşüşün en önemli nedeni, banka kurtarma operasyonlarında mevduat sahipleri korunurken banka hissedarlarının korunmaya alınmaması kararı oldu. Bunun maliyetinin Federal Mevduat Sigortası Kurumu'ndan karşılanması öngörüldü. Buraya da diğer bankaların katkıda bulunması bekleniyor. Bu haliyle bütün dünyada bankacılık hisselerini aşağıya çekiyor" şeklinde konuştu.
İflas eden Silikon Vadisi Bankası'nın bilanço yapısına dikkat çeken Prof. Dr. Kozanoğlu şu ifadeleri kullandı:
Batan Silikon Vadisi Bankası'nın büyük ölçüde bilançosunu devlet tahvilleri ve hazine garantili menkul kıymetlerden oluşturduğunu görüyoruz. Faizler yükselince, portföylerinin değerinin düştüğü ve iflas nedeninin bu olduğu ortaya çıktı. Genel olarak bankaların bilançolarında 5 trilyon doları aşan devlet tahvili veya hazine garantili kağıtlar var. Bunlardan da şu ana kadar 700 milyar dolarlık bir zarara uğradıkları hesaplanıyor. Bunun anlaşılması bankacılık hisselerini aşağı çekiyor
2008'dekine benzer bir kriz yaşanır mı?
Amerikan tarihinin en büyük ikinci banka iflası olarak kayıtlara geçen Silikon Vadisi Bankası'nın batışı, 2008'de Lehmman Brothers'ın batışıyla özdeşleşen finansal krizin hatıralarını da yeniden canlandırdı.
Daha büyük bir finansal kaosa dair endişeleri yatıştırmak isteyen Fed, pazar günü yaptığı açıklamada başka iflaslar yaşanmasın diye, uygun gördüğü finansal kurumlara ek fon sağlayabileceğini duyurdu.
Birçok uzmana göre de ABD ve Avrupa bankaları domino etkisinden kaçmak için, 2008'dekine göre daha fazla finansal tampon işlevi görecek araçlara sahip. Uzmanlar ayrıca, iflas eden SVB'nin büyük oranda teknoloji sektörüyle çalıştığına ve bu sektörün faiz artırımlarında diğerlerine göre çok daha fazla etkilendiğine dikkat çekiyor.
Independent Türkçe'ye konuşan Prof. Dr. Kozanoğlu'na göre ise küresel ekonominin bir kriz riski altında olmadığını söylemek mümkün değil.
"Genellikle krizler ilk anda önleniyor gibi görülen, domino etkisiyle yayılması beklenmeyen bir noktadan parlama gösterir" diyen Kozanoğlu, "Bütün dünyada 2008'e göre hem hükümet, hem şirket hem de hane halkı borçluluk düzeylerinin çok yükseldiğini biliyoruz. Yaklaşık 15 yıllık düşük faiz döneminde borçlanmak çok avantajlı ve düşük maliyetli gözükmüştü. Bu nedenle ekonomideki önemli bütün aktörlerin çok ciddi borçları var ve dünyadaki böyle bir güvensizlik havası dalga dalga yayılan bir krize yol açabilir" şeklinde konuştu.
Kozanoğlu, konuyla ilgili kesin bir öngörüde bulunmanın şu an için mümkün olmadığını vurguladı.
Fed'in agresif faiz artırımı politikasına devam edecek mi?
Silikon Vadisi Bankası ve Signature Bank'ın batışının ardından Amerikan Merkez Bankası Fed'in yaklaşık bir yıldır uyguladığı faiz artırımı politikası da sorgulanıyor.
Bilindiği üzere Fed, Kovid-19 pandemisi ve ardından gelen Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle görülen son 30 yılın en yüksek enflasyon rakamlarıyla mücadele etmek için peş peşe faiz artırımı kararları almıştı.
Kasım ve öncesindeki üç toplantıda 0,75'er puan faiz artıran Fed, aralıkta 0,50 puan, geçen ay ise 0,25 puanlık faiz artırımı yaparak faiz oranlarını yüzde 4,75'e kadar çekmişti.
Fed'in enflasyonla mücadele için uyguladığı agresif faiz artırımı politikası, düşük faiz döneminde bankaların topladığı uzun vadeli tahvillerin değerini erozyona uğratmış ve Silikon Vadisi Bankası'nın temel batış nedenlerinden biri olmuştu.
Bankacılık sektöründe yaşanan krizin ardından piyasalarda Fed'in odak değişikliğine giderek faiz artırımlarını durduracağı beklentisi oluştu.
Prof. Dr. Kozanoğlu'na göre bu beklenti borsalarda genel bir düşüş yaşanmamasının da en önemli nedeni.
"Banka hisselerindeki çöküşe rağmen borsalarda bir düşüş değil, sınırlı da olsa bir yükseliş oldu Amerika'da. Genel olarak küresel borsalarda da bir satış havası yok" diyen Kozanoğlu, "Faizlerin yükseltilmesi sonucunda banka bilançolarının zorlanması, Fed'in faiz artırımlarını yavaşlatacağı beklentisi yarattı. Genel olarak faizlerin düşük olduğu bir ortamda hisselerin prim yapması beklenir. Nitekim de öyle oldu" şeklinde konuştu.
ABD'de bugün açıklanacak enflasyon verilerinin, Fed'in faiz politikasında belirleyici olması bekleniyor.
KAYNAK: The Independentturkish
YORUMLAR