ABD'de Türk Dönerinin Namını Artıran Türk!
Amerika Birleşik Devletleri'nde yoğurt, kahve, baklava ve hatta döner gibi meşhur Türk yemeklerinin maalesef ki Yunanlılara mal edildiğini hemen herkes bilir. İşte bu konuda özellikle de döneri tüm Amerika'ya Türk yemeği olarak tanıtan girişimci Türk ile Gazeteci Anıl Sural röportaj yaptı.
05 Aralık 2022 - 20:55
"Florida'daki Türk girişimci ABD'de Türk dönerinin bilinirliğini arttırmayı hedefliyor
Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Türk olduğunuzu söyleyince insanların ilk aklına gelen şey leziz yemeklerimiz oluyor. Dünyada da bu durum aynı. ABD’de Yunanların çok daha öncelerde çok kalabalık olmalarından dolayı buralarda yakın zamana kadar Gyro olarak Yunanistan Döneri olarak yaygındı. Fakat son yıllarda özellikle büyük şehirlerde Döner’in Türkiye’ye ait olduğunun bilinirliliği artıyor.
Gyro ile döneri yan yana koyunca bizimki gerçekten bir başka. ABD’ye 6 sene önce geldiğimizde gerçek döneri bulmak oldukça zordu. Her Türk restoran da bunu Türkiye’deki gibi yapamıyordu. Beni tanıyan bilir yaprak dönere bayılırım! Koronavirüs döneminde yaptıkları yardımlardan dolayı EGEA FOOD adlı bir markanın olduğunu ve seri olarak döner ürettiklerini öğrendim. ABD’de seri üretim döner yapan benim bildiğim ilk firma. Eminim başkaları da vardır fakat bir elin parmağını geçmez.
Seri üretim oldukça önemli. Hem Türk yemeği olarak yayılması hem de restorancıların zahmetli olarak döner işinden rahatlığa kavuşması demek. Bir de lezzetin her seferinde aynı olması dönerde zor olabiliyor. Miami’de kitap etkinliğine gittiğimizde Türk restoranında döner yedim. Gerçekten lezzeti yaprak döner gibiydi ve bayıldım. Restoranın seri üretim olarak Egea Food’tan aldığını öğrenince takdir ettim. Egea Food’un da hikayesi oldukça ilginç. Zamanında Ongun Bey’in babası Almanya’nın en büyük döner üreticisiymiş. ABD hayalini ise Chicago’da aşçılık eğitimi alan Small Business Administration (SBA) ABD’de devlete bağlı Küçük İşletme Yönetimi’nden yılın genç girişimci ödülünü alan ve SFMA 2021 yılında, yılın üreticisi ödülünde finalist olan Ongun Kocabaş ile ABD’deki döner işletmelerini ve projelerini konuştuk.
Öncelikle ABD hikayeniz nasıl başladı?
Babam gıda sektöründe yaptığı ilklerle ve başarılı iş hayatıyla benim her zaman idolüm olmuştur. Onun hayaline ilk inanlardan biri de ben oldum. Zaman içinde de bu hayal beni gerçekleştirmek istediğim bir proje planlamaya ve o proje üzerinden kendi hayallerimi kurmaya götürdü. 2015 yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi, Ekonomi bölümünden mezun olduktan sonra, Chicago Kendall College’da Mutfak Sanatları bölümüne projemi anlatan bir mektup yazdım. Bu mektup üzerine de burs teklifi aldım. Ancak hayallerimi tamamlamak için üzerine bir miktar para eklemem gerekiyordu ve hiçbir şey inandığım projemden ve hayallerimden değerli değildi. Geri kalan okul ücretini ödemek için hemen o dönem kullandığım arabamı sattım ve hayallerimin ilk adımı olan yolculuk için Chicago’ya aşçılık eğitimine gittim. 15 aylık bu hızlandırılmış programı başarıyla bitirdikten sonra da restorancılığı yakından gözlemlemek, Amerika’da bir işletmenin mutfağını, işleyişini görmek için Los Angeles`ta Michelin yıldızlı Kali adlı restoranda staj yaptım.
Bu stajın da tamamlanmasıyla birlikte artık babamın başlattığı hayallerimize giden yol için atılması gereken tek bir adım kalmıştı. Ben de bir işletme kuracak, bu işletmeyi ailemle birlikte büyütecektim. Ortada çok büyük hayaller olsa da sermayemiz o gün için aynı büyüklükte değildi. Bu noktada eniştem Tufan Ayçiçek ve babamla omuz omuza vererek derin bir araştırmaya giriştik. Bu işletme açılacaktı. Ama bunun için en doğru lokasyonu, en verimli bölgeyi bulmak gerekiyordu.
Bunun için tabiri yerindeyse Amerika'yı uçtan uca dolaştınız...
New York’tan Tampa’ya kadar pek çok yolculuk ve araştırma gerçekleştirdik. Bu yolculuk bizi Miami’ye getirdi ve ilk küçük tesisimizi burada kurduk. Tesisin tüm hazırlık aşamalarını, kurulumunu, iş kurmak için gereken izinleri, prosedürleri eniştemle ikimiz gerçekleştirdik. Her şey teoride hazır olduğundaysa tek bir eksiğimiz kalmıştı. Tüm sermayemizi tüketmiştik ve ilk işimize başlamak için gerekli et sermayemiz de yoktu. Tam bu noktada biraz şans biraz da azmin inancıyla aradığımız çözümler sonucunda iki kasa et almaya yetecek limitli bir kredi kartı almayı başardık ve EGEA’nın ilk üretimini gerçekleştirdik.
Çok büyük emeklerle hayalinizi gerçekleştirdiniz. Üstelik genç girişimci ödülüne de layık görülmüşsünüz?
2018 yılında başladığımız bu serüvende pek çok dalgalanmalar, inişler çıkışlar yaşadık elbet. Sermayemizin tükendiği oldu, planlarımızla gerçeklerin örtüşmediği günler oldu ancak biz hiç inandığımız yoldan dönmeyi düşünmedik, hiç arkaya bakmadan hep bir sonraki ileri adımızı plandım. Ve 2020 yılında Small Business Administration (SBA) ABD’de devlete bağlı Küçük İşletme Yönetimi’nden yılın genç girişimci ödülünü aldık ve SFMA 2021 yılında, yılın üreticisi ödülünde finalist olduk."
Röportajın Devamını Okumak İçin Tıklayınız
Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Türk olduğunuzu söyleyince insanların ilk aklına gelen şey leziz yemeklerimiz oluyor. Dünyada da bu durum aynı. ABD’de Yunanların çok daha öncelerde çok kalabalık olmalarından dolayı buralarda yakın zamana kadar Gyro olarak Yunanistan Döneri olarak yaygındı. Fakat son yıllarda özellikle büyük şehirlerde Döner’in Türkiye’ye ait olduğunun bilinirliliği artıyor.
Gyro ile döneri yan yana koyunca bizimki gerçekten bir başka. ABD’ye 6 sene önce geldiğimizde gerçek döneri bulmak oldukça zordu. Her Türk restoran da bunu Türkiye’deki gibi yapamıyordu. Beni tanıyan bilir yaprak dönere bayılırım! Koronavirüs döneminde yaptıkları yardımlardan dolayı EGEA FOOD adlı bir markanın olduğunu ve seri olarak döner ürettiklerini öğrendim. ABD’de seri üretim döner yapan benim bildiğim ilk firma. Eminim başkaları da vardır fakat bir elin parmağını geçmez.
Seri üretim oldukça önemli. Hem Türk yemeği olarak yayılması hem de restorancıların zahmetli olarak döner işinden rahatlığa kavuşması demek. Bir de lezzetin her seferinde aynı olması dönerde zor olabiliyor. Miami’de kitap etkinliğine gittiğimizde Türk restoranında döner yedim. Gerçekten lezzeti yaprak döner gibiydi ve bayıldım. Restoranın seri üretim olarak Egea Food’tan aldığını öğrenince takdir ettim. Egea Food’un da hikayesi oldukça ilginç. Zamanında Ongun Bey’in babası Almanya’nın en büyük döner üreticisiymiş. ABD hayalini ise Chicago’da aşçılık eğitimi alan Small Business Administration (SBA) ABD’de devlete bağlı Küçük İşletme Yönetimi’nden yılın genç girişimci ödülünü alan ve SFMA 2021 yılında, yılın üreticisi ödülünde finalist olan Ongun Kocabaş ile ABD’deki döner işletmelerini ve projelerini konuştuk.
Öncelikle ABD hikayeniz nasıl başladı?
Babam gıda sektöründe yaptığı ilklerle ve başarılı iş hayatıyla benim her zaman idolüm olmuştur. Onun hayaline ilk inanlardan biri de ben oldum. Zaman içinde de bu hayal beni gerçekleştirmek istediğim bir proje planlamaya ve o proje üzerinden kendi hayallerimi kurmaya götürdü. 2015 yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi, Ekonomi bölümünden mezun olduktan sonra, Chicago Kendall College’da Mutfak Sanatları bölümüne projemi anlatan bir mektup yazdım. Bu mektup üzerine de burs teklifi aldım. Ancak hayallerimi tamamlamak için üzerine bir miktar para eklemem gerekiyordu ve hiçbir şey inandığım projemden ve hayallerimden değerli değildi. Geri kalan okul ücretini ödemek için hemen o dönem kullandığım arabamı sattım ve hayallerimin ilk adımı olan yolculuk için Chicago’ya aşçılık eğitimine gittim. 15 aylık bu hızlandırılmış programı başarıyla bitirdikten sonra da restorancılığı yakından gözlemlemek, Amerika’da bir işletmenin mutfağını, işleyişini görmek için Los Angeles`ta Michelin yıldızlı Kali adlı restoranda staj yaptım.
Bu stajın da tamamlanmasıyla birlikte artık babamın başlattığı hayallerimize giden yol için atılması gereken tek bir adım kalmıştı. Ben de bir işletme kuracak, bu işletmeyi ailemle birlikte büyütecektim. Ortada çok büyük hayaller olsa da sermayemiz o gün için aynı büyüklükte değildi. Bu noktada eniştem Tufan Ayçiçek ve babamla omuz omuza vererek derin bir araştırmaya giriştik. Bu işletme açılacaktı. Ama bunun için en doğru lokasyonu, en verimli bölgeyi bulmak gerekiyordu.
Bunun için tabiri yerindeyse Amerika'yı uçtan uca dolaştınız...
New York’tan Tampa’ya kadar pek çok yolculuk ve araştırma gerçekleştirdik. Bu yolculuk bizi Miami’ye getirdi ve ilk küçük tesisimizi burada kurduk. Tesisin tüm hazırlık aşamalarını, kurulumunu, iş kurmak için gereken izinleri, prosedürleri eniştemle ikimiz gerçekleştirdik. Her şey teoride hazır olduğundaysa tek bir eksiğimiz kalmıştı. Tüm sermayemizi tüketmiştik ve ilk işimize başlamak için gerekli et sermayemiz de yoktu. Tam bu noktada biraz şans biraz da azmin inancıyla aradığımız çözümler sonucunda iki kasa et almaya yetecek limitli bir kredi kartı almayı başardık ve EGEA’nın ilk üretimini gerçekleştirdik.
Çok büyük emeklerle hayalinizi gerçekleştirdiniz. Üstelik genç girişimci ödülüne de layık görülmüşsünüz?
2018 yılında başladığımız bu serüvende pek çok dalgalanmalar, inişler çıkışlar yaşadık elbet. Sermayemizin tükendiği oldu, planlarımızla gerçeklerin örtüşmediği günler oldu ancak biz hiç inandığımız yoldan dönmeyi düşünmedik, hiç arkaya bakmadan hep bir sonraki ileri adımızı plandım. Ve 2020 yılında Small Business Administration (SBA) ABD’de devlete bağlı Küçük İşletme Yönetimi’nden yılın genç girişimci ödülünü aldık ve SFMA 2021 yılında, yılın üreticisi ödülünde finalist olduk."
Röportajın Devamını Okumak İçin Tıklayınız
YORUMLAR