ABD mi? İngiltere mi? Türkiye mi?

Amerika’da ve İngiltere’de Hesap Ortak mı Ödenir?
Türkiye’de hepimizin bildiği üzere restoranlarda herkes kavga dövüş hesabı ödemek için kendini paralar. Yani ısmarlamak bizim kültürümüzde vardır.

Gizem Amerika’da bu durumun tam tersi yönde olduğunu dile getiriyor. Orada çek geldi mi kuruşu kuruşuna herkes kendi yiyip içtiğini hesaplar ve öyle öder diyor. Siz ısmarlamak istediğinizde de çok garip karşıladıklarını, anlayamadıklarını söylüyor.

Hannah ve Mehtap ise İngiltere’de de durumun aynı Amerika’daki gibi olduğunu ama bazen ‘fifty fifty’ yani yarı yarıya da ödenebildiğini söylüyorlar. Mehtap; özellikle Beyaz İngiliz daha doğrusu Batı Avrupa kültüründen gelenlerin böyle olduğunu ama Hırvat gibi başka kültürden gelen arkadaşlarıyla aynı Türkiye’deki gibi ‘bir ben, bir sen’ şeklinde ödemeleri paylaştıklarını dile getiriyor.

Hannah, kadın erkek ilk buluşmalarında bile ‘fifty fifty’ ödeme yapıldığını söylüyor.

Kahvaltı Kültürleri Nasıl?
Tüm dünyaya nam salan peynirli, zeytinli meşhur Türk kahvaltı geleneğinin Amerika ve Avrupa ülkelerinde olmadığını hepimiz biliriz.

Gizem, Amerika’da ekmeğin üstüne aşırı tatlı şeyler sürüp yediklerini ya da sütün içine mısır gevreği veya müsli tarzı şeyler koyup yediklerini ya da en çok domuz pastırması kızartıp yediklerini anlatıyor.

Hannah’a göre İngiltere’nin de omlet, ekmek, domuz pastırması, mantardan oluşan meşhur bir kahvaltısı var ancak Türk kahvaltısının yerini tutmadığı kanısında. Türkiye’den ayrılalı hiç Türk kahvaltısı yapmadıklarını söylüyor. Bunun nedeni Mehtap’a göre; Türk’lerin yemek kültüründe paylaşmak esastır. Çay bile biriyle içildiğinde keyif verir. Tek başımıza yeme içmenin bir keyfi yoktur. Bu sebeple kendilerinin de orada tek kalınca maalesef kahvaltıyı geçiştirmeye başladıklarını söylüyor.

En Çok Zorlandıkları Kültürel Farklılık Hangisi?
Bu konuda çok dertli olan Mehtap İngiltere ve aslında tüm Avrupa’yı pis buluyor. Evde yaşama kültürlerinin olmadığından dem vurup özellikle ortak çamaşır yıkama alanlarından çok rahatsız olduğunu dile getiriyor.
Ayrıca insan sevmediklerini, kimsenin kimseyi evine davet etmediğini ekliyor. “Yüzünüze çok kibarlar ama arkanızdan sahtekarlar.” diyor. Bu yüzden de sahte bir diplomasi içinde iki yüzlü olduklarını söylüyor. Hatta buna ‘İngiliz iki yüzlülüğü’ dediğini ifade ediyor.

Ve Mehtap’a göre başka kültürlerden insanların İngiltere’ye kattığı çok fazla renk var. Eğer bu kültürler olmasaydı İngiltere hiçbir özelliği olmayan bir yer olurdu. Gideceğiniz, göreceğiniz, gezeceğiniz her yerde bir alt kültürün dokunuşu var burada. Onu çekip aldığınızda Londra beş para etmez bir yer olurdu.

Türk’lerin Amerika’da En Alışamadıkları Şeyler?
Mehtap bu konuda Türkleri biraz eleştiriyor. Çünkü bulunduğunuz ülkedeki kültürel koşullara siz uyum sağlamak zorundasınızdır. Orayı değiştirmeye çalışamazsınız.
Mesela Hannah İngiltere’de bir Türk restoranında para üstü 1 penny’sini istedi diye işletmedeki Türk görevliden çok ağır bir küfür işitmiş. Halbuki İngiltere’de bu çok normal bir durum. 1 cent bile olsa paranın üstünü alırsın buranın kültürü bu diyor Mehtap ama bizim insanımız bunu kabullenmekte zorlanıyor diye de ekliyor.

Ya da Mehtap, çalıştığı yerde bir otobüs şoförünün farklı bir cinsel kimlik sergileyip işine devam ettiğinden bahsediyor. “Ben bunu takdir ediyorum ama Türk’lerin çoğu adamı rahatsız ediyorlar.” diyor. Sürekli bir yargılama halinden bahsediyor.

İnsan İlişkilerinde Mesafe!
Gizem, bu konuda Amerikan halkı ile Türk’leri kıyasladığında ikiye bölünüyor. Amerika’da kimsenin ev davetleri yapmamasını ya da yeni taşınan komşu ile sıcak ilişkiler kurmamasını eleştirirken Amerika’da da sahte bile olsa gün içerisinde karşılaştığınız yabancı insanlara selam vermesinin de ayrı bir motivasyon kaynağı olduğu kanısında.

Hannah ve Mehtap da İngiliz’lerin mesafeli ve soğuk davrandığını söylüyorlar. Ancak Mehtap’a göre Almanya, Belçika İsviçre ile kıyaslandığında İngiliz’ler daha sıcakkanlı. Bunu da İngiltere’nin koloni geçmişine bağlıyor. Çok çeşitli kültürden insanları barındırdığı için etkileşim olduğu kanısında.
Mesela; “en yakın arkadaşınızla bile spontane hareket edemezsiniz. Duyguyla değil akılla hareket ederler.” diyor. “Çat kapı gidemezsiniz ya da arayamazsınız.” diyor. “Duygusuzlar. İçleri boşaltılmış gibi, kibarlar ama içleri yok.” diyor.

Ama Türkiye’de de bu durum çok abartı yaşandığından herkesin birbirinin özel hayatına fazlaca karıştığı kanısında Mehtap.

Aileler Birbirinin Evinde Kalır mı?
Gizem, Amerika’da aile yakınlarının birbirini ziyaretlerinde otelde kalmalarını yadırgadığını, yıllardır burada yaşamasına rağmen alışamadığını söylüyor.
Mehtap, İngiltere’nin de bu konuda Amerika ile aynı olduğunu söylüyor.

İngiltere’de Öğrenci Olmak İsteyenlere Tavsiyeler…
Hannah, İngiltere’ye öğrenci olarak gelmeyi düşünenlere açık görüşlü olmalarını, farklı kültürlere ilgi duyuyorlarsa buna karar vermelerini ve özgüvenli olmalarını tavsiye ediyor.
Mehtap ise daha sert bir ifadeyle benzer şeyler söylüyor. Başka kültürlere tahammülü olmayan insanların evlerinde oturması kanısında. Çünkü özenti insanların Londra’ya gelip hayal kırıklığına uğramasına üzülüyor. Kısaca herkesin geldiği ülkenin kültürüne uyum sağlayıp ama kendini ezdirmeden kendi kültüründen oraya bir şeyler katması kanısında.

KAYNAK: Kariyer Kılavuzu