ABD Siyasetinde Bir Türk: Alp Başaran
Avukat olan Alp Başaran geçen sene Amerika’da Demokrat Parti milletvekili aday adayıydı. New Jersey 9. Bölge adayı. Kendisiyle o dönem röportaj gerçekleştiren Amerika Muhtarı Nurhayat Kınay’ın haberini paylaşıyoruz. Ancak kendisi gerçekleşen seçimlerde maalesef kazanamadı. Haberin amacı Türk toplumunun Amerika’daki siyasetçilerine desteği teşvik etmek amaçlıdır.
09 Kasım 2020 - 19:01
Nasıl bir yol izlemeyi düşünüyor?
Amerika’da siyasetin kolay olduğuna işaret eden Başaran, hitabet yeteneği kuvvetli birinin siyasete girip kamuoyu yaratabileceğini söylüyor. Çünkü Türkiye’den farklı olarak bir siyasi partinin genel başkanının olmamasını örnek gösteriyor. Kimsenin sizi aday göstermediğini, aksine kendi insiyatifinizle atıldığınızı ve kendi teşkilatınızı kurup, kendi başınıza seçimlere girdiğinizi ifade ediyor Amerika’da. Kısaca bileğine güvenen herkes girebilir diyor.
Kazanmak için ihtiyacı olan oy sayınsın 35.000 olduğunu belirtip, esas seçimin ön seçim olduğuna vurgu yapıyor. Çünkü kendi bölgesinin yüzde 75’i zaten demokrat bir bölge. Cumhuriyetçilere karşı olan seçimin formalite olduğunu asıl ön seçimi Demokratlardan kazanan adayın yüzde yüz Washington’a gittiğini belirtiyor. Ve ön seçimi kazanan Demokrat Partili rakibinin 22 yıldır görevde olduğunu, son seçimleri yalnızca 23 bin 400 oyla kazandığını söylüyor. Bunun Türkiye’de imkansız olduğunu, Anadolu’da küçük bir köy için bile aday olsa çok daha fazla oy alması gerektiğini belirtiyor. Bu sebeple kazanacağına emin gözüyle bakıyor.
Nasıl bir altyapı oluşturdu?
Washington DC’de profesyonel bir ekiple çalıştığını belirtiyor Alp Başaran. Daha önce Barac Obama’nın kampanyasında çalışan bir ekip olduğunun altını çiziyor.
Bir de yerel ekip oluşturmaya başladığını ifade ediyor. Seçim bölgesinde yaşayan Türk gönüllülerle her hafta buluşup seçim sistemi hakkında bilgi verip bir teşkilat oluşturmaya başladığını anlatıyor.
Tam da bu noktada Amerika’da yaşayan tüm Türklere Amerikan siyasetinde biz de varız demelerini tavsiye ediyor.
Amerika’daki seçim sistemini anlatıyor…
Kongre üyesi seçmek için bir genel seçim yapılıyor, bu da geçtiğimiz 3 Kasım’da gerçekleşti. Yani başkanlık seçimiyle aynı tarihte yapılıyor. Fakat kendi bölgesi yüzde 75 Demokrat olduğu için Cumhüriyetçiler yüzde 25’lerde kaldığından, o seçimlere iştirak eden her Amerikalı’nın Demokratlara baştan sona oy vermiş olduğunu belirtiyor Başaran.
Başkana oy verdiği için Demokrat Parti’den başkana oy verip altına sıra yapıyor. Bu sebeple kendi bölgesindeki seçimin formalite olduğunu ifade ediyor. Asıl önemli seçimin Haziran ayında yapılan Demokrat Parti’nin ön seçimi olduğunu söylüyor. Çünkü bölgeye Demokrat Parti’nin hakim olduğunu yineliyor. Kendisiyle birlikte 2 adayın daha olduğunu belirten Başaran kazananın kongreye gideceğini hatırlatıyor.
Yani kısaca ön seçim kendi partisi içindeki adaylar arasında, ama genel seçim ise Cumhuriyetçilere karşı oluyor.
1.5 milyon dolar desteğe ihtiyaç var!
Kendisi 10 yıllık başarılı bir avukat olan Başaran bu seçimlere yüzde yüz kazanma garantisi ile girmiş. Çünkü hem kariyerini bırakıp hem de 2 çocuk sahibi olması nedeniyle diğer türlüsünün macera olacağını ifade ediyor.
Yüzde yüz kazanmak için de bir program hazırlanmış. Her alışveriş merkezi, restoran gibi yerlere eğitim verilen 2 profesyonel kişinin Demokrat Parti’ye üye yapmak için çalıştırılmasından tutun da, o insanların seçim günü otobüslerle oy kullanmaya götürülmeleri vs. büyük masraflar. Ayrıca profesyonel bir ekiple de çalışıyor. Kendisi zaten birikimini ortaya koymuş.
Bu sebeple Amerika’daki her Türk’ten iştirakçi olup 1 dolar bağış yapmasını istiyor. Kendisi ilk Türk milletvekili olma şansına kavuşacak bu sayede. Yani Türk milletini de onurlandıracak.
Kendisi başardığı takdirde Türk gençlerine de örnek olmayı hedefliyor. Bu bağışların da federaller tarafın sıkı bir şekilde denetlendiğini belirtiyor.
Geçen sene gerçekleştirilen bu röportajın sonucu maalesef Alp Başaran rakibine yenildi. Umarız bundan sonra daha çok destek sağlanır.
KAYNAK: Amerika Muhtarı
Amerika’da siyasetin kolay olduğuna işaret eden Başaran, hitabet yeteneği kuvvetli birinin siyasete girip kamuoyu yaratabileceğini söylüyor. Çünkü Türkiye’den farklı olarak bir siyasi partinin genel başkanının olmamasını örnek gösteriyor. Kimsenin sizi aday göstermediğini, aksine kendi insiyatifinizle atıldığınızı ve kendi teşkilatınızı kurup, kendi başınıza seçimlere girdiğinizi ifade ediyor Amerika’da. Kısaca bileğine güvenen herkes girebilir diyor.
Kazanmak için ihtiyacı olan oy sayınsın 35.000 olduğunu belirtip, esas seçimin ön seçim olduğuna vurgu yapıyor. Çünkü kendi bölgesinin yüzde 75’i zaten demokrat bir bölge. Cumhuriyetçilere karşı olan seçimin formalite olduğunu asıl ön seçimi Demokratlardan kazanan adayın yüzde yüz Washington’a gittiğini belirtiyor. Ve ön seçimi kazanan Demokrat Partili rakibinin 22 yıldır görevde olduğunu, son seçimleri yalnızca 23 bin 400 oyla kazandığını söylüyor. Bunun Türkiye’de imkansız olduğunu, Anadolu’da küçük bir köy için bile aday olsa çok daha fazla oy alması gerektiğini belirtiyor. Bu sebeple kazanacağına emin gözüyle bakıyor.
Nasıl bir altyapı oluşturdu?
Washington DC’de profesyonel bir ekiple çalıştığını belirtiyor Alp Başaran. Daha önce Barac Obama’nın kampanyasında çalışan bir ekip olduğunun altını çiziyor.
Bir de yerel ekip oluşturmaya başladığını ifade ediyor. Seçim bölgesinde yaşayan Türk gönüllülerle her hafta buluşup seçim sistemi hakkında bilgi verip bir teşkilat oluşturmaya başladığını anlatıyor.
Tam da bu noktada Amerika’da yaşayan tüm Türklere Amerikan siyasetinde biz de varız demelerini tavsiye ediyor.
Amerika’daki seçim sistemini anlatıyor…
Kongre üyesi seçmek için bir genel seçim yapılıyor, bu da geçtiğimiz 3 Kasım’da gerçekleşti. Yani başkanlık seçimiyle aynı tarihte yapılıyor. Fakat kendi bölgesi yüzde 75 Demokrat olduğu için Cumhüriyetçiler yüzde 25’lerde kaldığından, o seçimlere iştirak eden her Amerikalı’nın Demokratlara baştan sona oy vermiş olduğunu belirtiyor Başaran.
Başkana oy verdiği için Demokrat Parti’den başkana oy verip altına sıra yapıyor. Bu sebeple kendi bölgesindeki seçimin formalite olduğunu ifade ediyor. Asıl önemli seçimin Haziran ayında yapılan Demokrat Parti’nin ön seçimi olduğunu söylüyor. Çünkü bölgeye Demokrat Parti’nin hakim olduğunu yineliyor. Kendisiyle birlikte 2 adayın daha olduğunu belirten Başaran kazananın kongreye gideceğini hatırlatıyor.
Yani kısaca ön seçim kendi partisi içindeki adaylar arasında, ama genel seçim ise Cumhuriyetçilere karşı oluyor.
1.5 milyon dolar desteğe ihtiyaç var!
Kendisi 10 yıllık başarılı bir avukat olan Başaran bu seçimlere yüzde yüz kazanma garantisi ile girmiş. Çünkü hem kariyerini bırakıp hem de 2 çocuk sahibi olması nedeniyle diğer türlüsünün macera olacağını ifade ediyor.
Yüzde yüz kazanmak için de bir program hazırlanmış. Her alışveriş merkezi, restoran gibi yerlere eğitim verilen 2 profesyonel kişinin Demokrat Parti’ye üye yapmak için çalıştırılmasından tutun da, o insanların seçim günü otobüslerle oy kullanmaya götürülmeleri vs. büyük masraflar. Ayrıca profesyonel bir ekiple de çalışıyor. Kendisi zaten birikimini ortaya koymuş.
Bu sebeple Amerika’daki her Türk’ten iştirakçi olup 1 dolar bağış yapmasını istiyor. Kendisi ilk Türk milletvekili olma şansına kavuşacak bu sayede. Yani Türk milletini de onurlandıracak.
Kendisi başardığı takdirde Türk gençlerine de örnek olmayı hedefliyor. Bu bağışların da federaller tarafın sıkı bir şekilde denetlendiğini belirtiyor.
Geçen sene gerçekleştirilen bu röportajın sonucu maalesef Alp Başaran rakibine yenildi. Umarız bundan sonra daha çok destek sağlanır.
KAYNAK: Amerika Muhtarı
YORUMLAR