Abdullah Öcalan'ın tarihi çağrısı ne anlama geliyor? Uzmanlar değerlendirdi
PKK lideri Abdullah Öcalan, örgüte silah bırakma ve kendisini feshetme çağrısı yaptı. Bu çağrı, PKK'nın tarihsel dönüşümünü ve şiddetin meşruiyetinin kalmadığı yorumları yapılırken metnin içerdiği mesajların ve önerilen çözüm modelinin farklı yorumlara çıkabileceği de vurgulandı.

PKK lideri Abdullah Öcalan, yıllar sonra yaptığı tarihi bir açıklama ile PKK'nın silah bırakmasını ve örgütün kendisini feshetmesini istedi.
İmralı Adası'ndan kaleme aldığı bu yazılı açıklama, PKK'nın kuruluşundan bu yana yaşadığı dönüşümü ve geleceğine dair yeni bir yön belirlemeyi amaçlıyor. DEM Parti heyetinin yaptığı son ziyaretten sonra kamuoyuyla paylaşılan bu metin, birçok kesim tarafından merakla incelendi.
Öcalan, çağrısının başında, PKK'nın kuruluşunda etkili olan "reel-sosyalist sistem"in çökmeye başlaması ve Türkiye'deki toplumsal değişimler üzerine tespitlerde bulundu. Örgütün, bu dönüşümle birlikte anlam yoksunluğuna uğradığını ifade eden Öcalan, "Ömrünü tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır" diyerek PKK'ya silah bırakma çağrısında bulundu.
Silahın Meşruiyeti Sona Erdi
PKK'nın kurucusu olarak, şiddet ve silah kullanımına dayalı hak arama yöntemlerinin tarihsel bağlamını değerlendiren Öcalan, "Artık silahın ve şiddetin meşruiyetinin kalmadığını" belirtti. Öcalan, bu durumun artık "ya zorla ya da gönüllü fesihle" sona ereceğini ifade etti. AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, bu çağrıyı olumlu bir adım olarak nitelendirirken, Öcalan’ın örgüte silah bırakma kararını tarihsel gelişmelerle temellendirdiğini belirtti.
Demokratik Toplum Arayışı ve Çelişkili Mesajlar
Öcalan’ın çağrısında, Kürtlerin kimlik hakları ve özgürlük mücadelesinin demokratik bir toplum yapısı içinde şekillendirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Ancak, metnin içeriği üzerinde yapılan yorumlarda, çözüm önerisinin net olmaması dikkat çekiyor. Kürtlerin özerklik ve federasyon talepleri, metinde "tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamadığı" gerekçesiyle reddediliyor. Uzmanlar, bunun "idari özerklik" gibi daha ılımlı çözüm modellerinin de göz ardı edilmesi olarak yorumluyor.
Erbil'deki Kürdistan Hewler Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Arzu Yılmaz, bu saptamanın şaşırtıcı olduğunu ve "idari özerkliğin bile çözüm alternatifi olmaktan çıkarılması"nın derinlemesine bir analiz gerektirdiğini söyledi.
Yeni Paradigmanın Başlangıcı mı?
Öcalan’ın açıklamasında, 2013 ve 2015’teki barış çağrılarından farklı olarak, “demokratik toplum” kavramı ön plana çıkıyor. Ancak uzmanlar, bu önerilerin somut bir siyasi yapıyı ifade etmediğini ve çağrının zayıf bir metin olduğunu savunuyor. ABD merkezli Middle East Forum araştırmacısı Dr. Loqman Radpey, bu tür bir çağrının daha önce gelmesi gerektiğini, ancak şartların Öcalan'ın özgürlüğü ve bölgedeki çatışmalar göz önüne alındığında ideal bir demokratikleşme süreci oluşturmanın zorluklarına dikkat çekti.
Öcalan’ın çağrısı, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla başlayan "silah bırakma süreci"ne de atıfta bulunuyor. AKP Milletvekili Galip Ensarioğlu, bu sürecin Erdoğan hükümetinin yeni bir paradigmasının parçası olduğunu ve Öcalan’ın, Bahçeli'nin çağrısını destekleyerek bu yeni paradigmaya katkı sunduğunu ifade etti.
Öcalan'ın bu çağrısı, gelecekteki siyasi ve toplumsal gelişmeler için önemli bir dönüm noktası olabilir. Ancak, önerilen çözümün gerçekçi olup olmadığı ve Kürtlerin taleplerine nasıl yansıyacağı, önümüzdeki dönemde büyük bir tartışma konusu olacak gibi görünüyor.
BBC
YORUMLAR