Amerika'da, 100.000$ FULBRIGHT Bursu Kazanan Türk
Fulbright programıyla Amerika’da 100.000 dolar burs kazanarak yüksek lisans yapan Vural Burç Çakır, bu sistemi ve tecrübelerini anlatıyor.
27 Ağustos 2020 - 17:18 - Güncelleme: 29 Ağustos 2020 - 16:14
VURAL ÇAKIR KİMDİR?
Vural Burç Çakır, TED Ankara Koleji mezunu, 2016 yılımda Ankara Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden mezun olmuş. Bir sene, Denizli’de bir maden ocağında çalıştıktan sonra fulbrigt bursu kazanarak, California Eyalet Üniversitesi’ne Long Beach’e yüksek lisans yapmak için gitmiş. Şu anda da bir yurtdışı eğitim firmasıyla çalışıyor. Kendi tecrübelerini başkalarıyla paylaştığını söylüyor.
İNGİLİZCE GELİŞTİRME TÜYOLARI
Lise yıllarında genel olarak dersleri kötü olan Çakır, gerekse çocukken babasının çizgifilmleri BBC Prime’dan İngilizce izletmesi; gerekse TED Ankara Koleji değerli İngilizce öğretmenlerinin özverili çalışmaları sayesinde en sevdiği dersin İngilizce olduğunu ve bir tek bu derste başarılı olduğunu anlatıyor.
Kolejde iyi bir İngilizce eğitimi almanın dışında; sözlük okuyarak, müzik dinleyerek, orijinal altyazılı ve sonrasında altyazısız dizi ve film izleyerek İngilizce’sini geliştirdiğinden bahseden Vural Çakır, asıl yabancı arkadaş edinerek, bol sohbetle İngilizce’nin geliştirilebileceğine vurgu yapıyor.
Bunun için de; sosyal topluluklara, özellikle uluslararası alanda işler yapan ve kar amacı gütmeyen yabancı öğrenci organizasyonlarına katılmanın en iyi yol olduğunu söylüyor. Bu, hem Amerika’da lisans ya da yüksek lisansa başvururken işinize yarar, hem de yabancı arkadaşlar edinip dilinizi geliştirmenize.
Kendisi de, üniversite döneminde bunun için; Aisec Ankara adında, bir öğrenci organizasyonunun üyesi olup, bütün toplantılarına, workshoplarına ve stantlarına katılıp hem arkadaş edinmiş, hem de sosyal aktivitelerde bulunmuş.
FULBRIGHT BURSU İÇİN GEREKLİ ALTYAPIYI OLUŞTURMA?
Çakır, üniversite dönemindeki her öğrencinin önünde bembeyaz bir sayfa olduğunu teşbih edip, dolayısıyla her birinin fulbright kazanma şansı olduğuna dikkat çekiyor. Üniversitede yaptıklarınız o sayfayı doldururken yapmadıklarınız eksiltir diyor. Bunu şöyle açıyor:
1.Üniversitede dolu dolu bir sosyal hayata sahip olmanın en önemli kıstas olduğuna dikkat çeken Vural’a göre; aslında hayatın her alanında bu konu insanı en çok geliştiren aktivite. Hem ikna kabiliyetini, hem dil gelişimini, hem de iletişim gücünü geliştirmek için sosyal aktivite organizasyonlarının içinde yer almak çok önemli. Akademik ortalaması yüksek olsa da bir öğrencinin, bildiğini öğrendiğini karşısındakine anlatamıyorsa ya da ikna edemiyorsa gelişmiş sayılmadığını ifade ediyor kısaca Çakır. Kendisinin de, Aisec Ankara’da çok şey öğrendiğine ve geliştiğine tekrar dikkat çekiyor.
2.Çakır’ın dikkat çektiği ikinci tavsiye ise yurtdışı tecrübeleri. Bunun için de Erasmus’u örnek gösteriyor. Üstüne para ödedikleri bu fırsatı her öğrencinin değerlendirmesini öneriyor. Bol bol yurtdışına gitmenin ve orada okumanın, çeşitli organizasyonlarda yer almanın fulbright jürisinin gözünde çok önemli bir yeri olduğunu söylüyor. Aday, oralarda ayakta kalabilmiş mi? Kendi başının çaresine bakabilmiş mi, yoksa ağlayarak geri mi dönmüş? Türkiye’yi nasıl temsil etmiş? Bunları değerlendiren fulbright jürisi karşısında, Erasmus tecrübesi çok önemli bir avantaj sağlayacaktır diyor Çakır.
3.Tabii ki, iyi bir İngilizce olmazsa bunların hiçbir önemi yok diyen Çakır, not ortalamasının da yabana atılmaması gerektiğini hatırlatıyor. Fulbrighr bursu için 4 üzerinden en az 3 GPA not ortalaması gerektiğini söyleyen Çakır, kendisinin de 3.00 GPA ile kabul edildiği bilgisini veriyor.
MASTER YILLARI…
California’ya fulbright bursuyla giderken, üstü açık bir spor otomobil alıp, ucuza iphone edinip, barlarda gece hayatına karışıp bir de plajda güneşlenirim diye hayal ederken gerçeklerin hiç de böyle olmadığıyla yüzleştiğinden bahsediyor Çakır. İlk tanıştığında kendisine bir yemek ısmarlayan profesörü sonrasında koca koca kitapları eline tutuşturup hepsini bir haftada özetlemesini isteyince Amerikan rüyasının bu olmadığını farketmiş.
Kısacası; çok yoğun çalışmanız gereken bir platform olduğundan ama tabii okul dışında roller coaster’lar, müzeler, ünlü plajlar, milli parklarla dolu bu ülkenin tadını da çıkarabileceğinizden bahsediyor.
FULBRIGHT SONRASI…
Fulbright bursu kazanan öğrenciye 2 sene eğitim için 100.000 dolar para tahsis ediliyor ve bu parayı geri ödeme koşulu yok. Ancak tek koşul vizeniz bitip Türkiye’ye döndükten sonra tekrar Amerika’ya gitmek istediğinizde en az 2 yıl kadar Türkiye’de ikamet etmeniz gerekiyor. Bunun nedenini de Çakır şöyle açıklıyor:
Kültürel değişim! James William Fulbright’ın kurduğu bu programın amacının, Amerika’da öğrendiğiniz bilgileri, edindiğiniz akademik ve sosyal becerilerinizi kendi ülkeniz için kullanmanız gerektiği. Dünyanın her yerine bu şekilde yayılarak kaliteli bilgiyi yaymak ve insanlığı yükseltmek. Bu sebeple master’dan sonra doktoraya da devam etseniz ardından 1 sene çalışma vizesi de alsanız sonunda ülkenize en az 2 yıllığına dönmek zorunda kalıyorsunuz diyen Çakır, master’dan hemen sonra gelmiş. Şimdi ise yaşamını California’da devam ettirmekte.
TAVSİYELER…
En önemli şeyin iyi İngilizce öğrenmek olduğunu tekrar vurguluyor Çakır. Karşısına ne kadar çok fırsat çıktıysa İngilizce sayesinde çıktığını söylüyor. Bu sebeple ailelere, tıpkı babasının yaptığı gibi, İngilizce çizgifilmler izleterek ya da başka şekillerde, mutlaka İngilizce’yi çocuklarına sevdirmelerini ve öğretmelerini tavsiye ediyor birincil olarak.
Ve yine babasının yaptığı gibi, yaz tatillerinde çocuklarını uygun işlerde çalıştırmalarını öneriyor ailelere. Bu sayede tecrübeli, hızlı gelişen ve kendi ayakları üzerinde durabilen bireyler yetiştirebileceklerini söylüyor.
Gençlere ise, adeta bir bukalemun gibi davranıp, gittikleri yere uyum sağlayabilen, mızmızlanmayan bireyler olmaları ilk tavsiyesi Çakır’ın.
Bir hacıyatmaz gibi zorlukların sırtınızı yere getirememesi, yani mücadeleci olmak da ikinci tavsiyesi.
KAYNAK: Kariyer Kılavuzu
Vural Burç Çakır, TED Ankara Koleji mezunu, 2016 yılımda Ankara Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden mezun olmuş. Bir sene, Denizli’de bir maden ocağında çalıştıktan sonra fulbrigt bursu kazanarak, California Eyalet Üniversitesi’ne Long Beach’e yüksek lisans yapmak için gitmiş. Şu anda da bir yurtdışı eğitim firmasıyla çalışıyor. Kendi tecrübelerini başkalarıyla paylaştığını söylüyor.
İNGİLİZCE GELİŞTİRME TÜYOLARI
Lise yıllarında genel olarak dersleri kötü olan Çakır, gerekse çocukken babasının çizgifilmleri BBC Prime’dan İngilizce izletmesi; gerekse TED Ankara Koleji değerli İngilizce öğretmenlerinin özverili çalışmaları sayesinde en sevdiği dersin İngilizce olduğunu ve bir tek bu derste başarılı olduğunu anlatıyor.
Kolejde iyi bir İngilizce eğitimi almanın dışında; sözlük okuyarak, müzik dinleyerek, orijinal altyazılı ve sonrasında altyazısız dizi ve film izleyerek İngilizce’sini geliştirdiğinden bahseden Vural Çakır, asıl yabancı arkadaş edinerek, bol sohbetle İngilizce’nin geliştirilebileceğine vurgu yapıyor.
Bunun için de; sosyal topluluklara, özellikle uluslararası alanda işler yapan ve kar amacı gütmeyen yabancı öğrenci organizasyonlarına katılmanın en iyi yol olduğunu söylüyor. Bu, hem Amerika’da lisans ya da yüksek lisansa başvururken işinize yarar, hem de yabancı arkadaşlar edinip dilinizi geliştirmenize.
Kendisi de, üniversite döneminde bunun için; Aisec Ankara adında, bir öğrenci organizasyonunun üyesi olup, bütün toplantılarına, workshoplarına ve stantlarına katılıp hem arkadaş edinmiş, hem de sosyal aktivitelerde bulunmuş.
FULBRIGHT BURSU İÇİN GEREKLİ ALTYAPIYI OLUŞTURMA?
Çakır, üniversite dönemindeki her öğrencinin önünde bembeyaz bir sayfa olduğunu teşbih edip, dolayısıyla her birinin fulbright kazanma şansı olduğuna dikkat çekiyor. Üniversitede yaptıklarınız o sayfayı doldururken yapmadıklarınız eksiltir diyor. Bunu şöyle açıyor:
1.Üniversitede dolu dolu bir sosyal hayata sahip olmanın en önemli kıstas olduğuna dikkat çeken Vural’a göre; aslında hayatın her alanında bu konu insanı en çok geliştiren aktivite. Hem ikna kabiliyetini, hem dil gelişimini, hem de iletişim gücünü geliştirmek için sosyal aktivite organizasyonlarının içinde yer almak çok önemli. Akademik ortalaması yüksek olsa da bir öğrencinin, bildiğini öğrendiğini karşısındakine anlatamıyorsa ya da ikna edemiyorsa gelişmiş sayılmadığını ifade ediyor kısaca Çakır. Kendisinin de, Aisec Ankara’da çok şey öğrendiğine ve geliştiğine tekrar dikkat çekiyor.
2.Çakır’ın dikkat çektiği ikinci tavsiye ise yurtdışı tecrübeleri. Bunun için de Erasmus’u örnek gösteriyor. Üstüne para ödedikleri bu fırsatı her öğrencinin değerlendirmesini öneriyor. Bol bol yurtdışına gitmenin ve orada okumanın, çeşitli organizasyonlarda yer almanın fulbright jürisinin gözünde çok önemli bir yeri olduğunu söylüyor. Aday, oralarda ayakta kalabilmiş mi? Kendi başının çaresine bakabilmiş mi, yoksa ağlayarak geri mi dönmüş? Türkiye’yi nasıl temsil etmiş? Bunları değerlendiren fulbright jürisi karşısında, Erasmus tecrübesi çok önemli bir avantaj sağlayacaktır diyor Çakır.
3.Tabii ki, iyi bir İngilizce olmazsa bunların hiçbir önemi yok diyen Çakır, not ortalamasının da yabana atılmaması gerektiğini hatırlatıyor. Fulbrighr bursu için 4 üzerinden en az 3 GPA not ortalaması gerektiğini söyleyen Çakır, kendisinin de 3.00 GPA ile kabul edildiği bilgisini veriyor.
MASTER YILLARI…
California’ya fulbright bursuyla giderken, üstü açık bir spor otomobil alıp, ucuza iphone edinip, barlarda gece hayatına karışıp bir de plajda güneşlenirim diye hayal ederken gerçeklerin hiç de böyle olmadığıyla yüzleştiğinden bahsediyor Çakır. İlk tanıştığında kendisine bir yemek ısmarlayan profesörü sonrasında koca koca kitapları eline tutuşturup hepsini bir haftada özetlemesini isteyince Amerikan rüyasının bu olmadığını farketmiş.
Kısacası; çok yoğun çalışmanız gereken bir platform olduğundan ama tabii okul dışında roller coaster’lar, müzeler, ünlü plajlar, milli parklarla dolu bu ülkenin tadını da çıkarabileceğinizden bahsediyor.
FULBRIGHT SONRASI…
Fulbright bursu kazanan öğrenciye 2 sene eğitim için 100.000 dolar para tahsis ediliyor ve bu parayı geri ödeme koşulu yok. Ancak tek koşul vizeniz bitip Türkiye’ye döndükten sonra tekrar Amerika’ya gitmek istediğinizde en az 2 yıl kadar Türkiye’de ikamet etmeniz gerekiyor. Bunun nedenini de Çakır şöyle açıklıyor:
Kültürel değişim! James William Fulbright’ın kurduğu bu programın amacının, Amerika’da öğrendiğiniz bilgileri, edindiğiniz akademik ve sosyal becerilerinizi kendi ülkeniz için kullanmanız gerektiği. Dünyanın her yerine bu şekilde yayılarak kaliteli bilgiyi yaymak ve insanlığı yükseltmek. Bu sebeple master’dan sonra doktoraya da devam etseniz ardından 1 sene çalışma vizesi de alsanız sonunda ülkenize en az 2 yıllığına dönmek zorunda kalıyorsunuz diyen Çakır, master’dan hemen sonra gelmiş. Şimdi ise yaşamını California’da devam ettirmekte.
TAVSİYELER…
En önemli şeyin iyi İngilizce öğrenmek olduğunu tekrar vurguluyor Çakır. Karşısına ne kadar çok fırsat çıktıysa İngilizce sayesinde çıktığını söylüyor. Bu sebeple ailelere, tıpkı babasının yaptığı gibi, İngilizce çizgifilmler izleterek ya da başka şekillerde, mutlaka İngilizce’yi çocuklarına sevdirmelerini ve öğretmelerini tavsiye ediyor birincil olarak.
Ve yine babasının yaptığı gibi, yaz tatillerinde çocuklarını uygun işlerde çalıştırmalarını öneriyor ailelere. Bu sayede tecrübeli, hızlı gelişen ve kendi ayakları üzerinde durabilen bireyler yetiştirebileceklerini söylüyor.
Gençlere ise, adeta bir bukalemun gibi davranıp, gittikleri yere uyum sağlayabilen, mızmızlanmayan bireyler olmaları ilk tavsiyesi Çakır’ın.
Bir hacıyatmaz gibi zorlukların sırtınızı yere getirememesi, yani mücadeleci olmak da ikinci tavsiyesi.
KAYNAK: Kariyer Kılavuzu
YORUMLAR