Amerika'da Tuvalet Kağıdı, Türkiye'de Makarna
Korona Virüsü Türkiye'de de tespit edildiğinin açıklanması üzerine halk marketlere koştu. Türkler Makarna ve diğer yiyecek ürünlerinin stoğunu yaparken, Amerika Birleşik Devletleri'nde halk marketten tuvalet kağıdı ve hijyen ürünleri alıyor.
12 Mart 2020 - 07:40
Türkiye’de koronavirüsün tespit edilmesinin ardından ülkenin her yerinde tedbir alınırken vatandaşlar da marketlere akın etti. Vatandaşlar, zam gelme endişesiyle en çok gıda ürünleri satın aldı.
Amerika Birleşik Devletleri'nde ise durum biraz farklı, Amerikalılar marketlerden en çok tuvalet kağıdı ve diğer hijyen ürünleri satın aldı.
Bir çok markette hijyen ürünlerine sınırlama getirilirken, bu durum tarihçi yazar Işıl Acehan'ın dikkatini çekti. Acehan "Neden Türkiye'de Makarna stoğu yapılırken, Amerika'da en çok temizlik ürünleri alınıyor?" diye sordu.
Acehan'a takipçilerinden biri tarihi bir cevap verdi.
Türkiye'de en yakın kıtlık Ecevit hükümetinin 1979-80 dönemini saymazsak, 2. Dünya savaşı döneminde yaşanmış. 2 Dünya savaşı sırasında un ve buğday stoğunu savaş nedeniyle piyasaya sürmeyen hükümet halka ekmek karnesi dağıtmış. Kentlerde sınırlı sayıda ekmek alabilen halk, köylerde ve kasabalarda onu bile bulamamış. Bir çok kişi hayvanlarının tezeğinden temizlediği arpayı alarak un yapmış bazıları ise açlıktan hayatını kaybetmişti.
Savaş bitince silolardaki buğday ve diğer tahıl ürünleri serbest bırakılırken, 1950'li yıllarda Amerikan yardımı Türkiye'ye farklı bir pencere açmış. O dönemde de zeytinyağı ile savaş açan dönemin hükümeti, zeytinyağı üretimine kota getirirken, bir çok zeytin ağaçlarını imha etmiş. Bunun yerine vita yağı, ayçiçek yağına yönelen halka süt yerinede süt tozu dağıtılmış.
1979-80 yılları arasında yine bir dizi ekonomik tedbirler, ülkede tüp, şeker, et, benzin, gazyağı, kömür sıkıntısını beraberinde getirmiş.
HABABAM SINIFINDAKİ SAHNELER KITLIK ZAMANLARINI ANLATIYOR
Türk halkı arabasına benzin alabilmek için günlerce kuyrukta beklemiş, tüp ve et kuyruklarında insanlar hayatlarını kaybetmiş. Bir çok filme konu olan bu kriz günleri en çok Kemal Sunal filmlerinde işlenmiş. Adile Naşit'in öğretmen olduğu hababam sınıfı sahnesinde müfettişten kaçmak isteyen fake öğretmen Adile hoca, müfettişin öğrenciye "Savaşa gel evladım" sözüne "Savaş mı çıktı? hemen gidip ekmek alayım" diye verdiği tepki, Çöpçüler Kralındaki tüp, ekmek kuyrukları kıtlık yıllarını hafızalara kazıdı.
Türkiye'de halen ilgiyle izlenen bu filmlerin konusunu çocuklarımız anlamasada, gülüp geçmesi ülke tarihine dolaylı yoldanda olsa ışık tutuyor.
Amerika Birleşik Devletleri'nde ise durum biraz farklı, Amerikalılar marketlerden en çok tuvalet kağıdı ve diğer hijyen ürünleri satın aldı.
Bir çok markette hijyen ürünlerine sınırlama getirilirken, bu durum tarihçi yazar Işıl Acehan'ın dikkatini çekti. Acehan "Neden Türkiye'de Makarna stoğu yapılırken, Amerika'da en çok temizlik ürünleri alınıyor?" diye sordu.
Acehan'a takipçilerinden biri tarihi bir cevap verdi.
Türkiye'de en yakın kıtlık Ecevit hükümetinin 1979-80 dönemini saymazsak, 2. Dünya savaşı döneminde yaşanmış. 2 Dünya savaşı sırasında un ve buğday stoğunu savaş nedeniyle piyasaya sürmeyen hükümet halka ekmek karnesi dağıtmış. Kentlerde sınırlı sayıda ekmek alabilen halk, köylerde ve kasabalarda onu bile bulamamış. Bir çok kişi hayvanlarının tezeğinden temizlediği arpayı alarak un yapmış bazıları ise açlıktan hayatını kaybetmişti.
Savaş bitince silolardaki buğday ve diğer tahıl ürünleri serbest bırakılırken, 1950'li yıllarda Amerikan yardımı Türkiye'ye farklı bir pencere açmış. O dönemde de zeytinyağı ile savaş açan dönemin hükümeti, zeytinyağı üretimine kota getirirken, bir çok zeytin ağaçlarını imha etmiş. Bunun yerine vita yağı, ayçiçek yağına yönelen halka süt yerinede süt tozu dağıtılmış.
1979-80 yılları arasında yine bir dizi ekonomik tedbirler, ülkede tüp, şeker, et, benzin, gazyağı, kömür sıkıntısını beraberinde getirmiş.
HABABAM SINIFINDAKİ SAHNELER KITLIK ZAMANLARINI ANLATIYOR
Türk halkı arabasına benzin alabilmek için günlerce kuyrukta beklemiş, tüp ve et kuyruklarında insanlar hayatlarını kaybetmiş. Bir çok filme konu olan bu kriz günleri en çok Kemal Sunal filmlerinde işlenmiş. Adile Naşit'in öğretmen olduğu hababam sınıfı sahnesinde müfettişten kaçmak isteyen fake öğretmen Adile hoca, müfettişin öğrenciye "Savaşa gel evladım" sözüne "Savaş mı çıktı? hemen gidip ekmek alayım" diye verdiği tepki, Çöpçüler Kralındaki tüp, ekmek kuyrukları kıtlık yıllarını hafızalara kazıdı.
Türkiye'de halen ilgiyle izlenen bu filmlerin konusunu çocuklarımız anlamasada, gülüp geçmesi ülke tarihine dolaylı yoldanda olsa ışık tutuyor.
YORUMLAR