ABD'de Bir Türk'ün Yeşil Kart Tecrübesi

Ailesiyle 'Green Card' kazanarak 2019 yılında Amerika Washington'a yerleşen Berrin Atalay Seçkin, 36 yaşından sonra sıfırdan yabancı bir ülkede hayat kurmanın zorluklarından bahsederken, Türkiye ile Amerika arasında eğitim, sağlık ve genel yaşam hakkında kıyaslamalarda bulunuyor. Umarız, bu haber 'Green Card' hayali kuranlar için güzel bir rehber olacaktır.

Yeşil Kart Süreci
Eşiyle birlikte birkaç kez Amerika'ya ‘Green Card’ (Yeşil Kart) başvurusu yapan Berrin Atalay Seçkin, bir türlü sonuç alamayınca, 2016 yılında yeni doğan kızlarının şansına son bir kez daha müracaat edip, yine çıkmazsa yeşil kart sayfasını tamamen kapamaya karar verdiğini anlatıyor.
 
Ve kızlarının şansına bu sefer kurada isimleri çıkan çiftten, sonuçlar açıklandıktan sonra diploma, sağlık belgeleri, geçmişleriyle alakalı her türlü belgeyi toplamaları iştenmiş. Ve Amerikan hükümetinin, bize yük olmamak için belli bir miktar parayla gel ki, en azından bir müddet idare edebil, yaşantını kurabil dediğini söylüyor Seçkin. O sebeple banka hesabınızda mutlaka paranız olması gerektiğini belirtiyor ve o parayı Amerika'ya aktarmanız gerektiğini söylüyor.
 
Onların hesabında o zaman 35-40.000 dolar kadar bir para olduğunu belirterek, onun sınır olduğunu belirtiyor. Her şeylerini satarak bu miktara ulaşmışlar. Tüm eşyalarını, arabalarını, altınlarını vs. Maalesef Türkiye’deki birikiminizi dolara çevirdiğinizde, bir hiç olduğunu hatırlatan Seçkin haklı. Ellerindeki paranın ancak birkaç ay idare edebileceğini, yani hayat boyu edindiğiniz tüm birikiminizi birkaç ay geçinmek için sattığınızı ve aslında sıfır ile yola çıktığınızı anlatmaya çalışıyor.
 
Kendisi Türkiye'de bir firmada ürün müdürü, eşi ise aynı firmada satın alma müdürü olarak çalışırken, yani iyi bir kariyerleri varken yeşil karta karar vermişler. Şu anda Amerika'da, 3 yaşındaki kızlarıyla ilgilenmek için kariyerine ara verdiğini dile getiriyor Seçkin. Çünkü Amerika'da bakıcı tutmaya güvenememişler. Sadece haftasonları bir yerde çalıştığını, o zaman da eşinin kızlarına baktığını söylüyor. Zaten işe girse kazancının tamamının bakıcıya gideceğini çünkü bakıcı fiyatlarının 1.500-2.000 dolar civarında olduğunu söylüyor.
 
Amerika Fırsatlar Ülkesi Mi?
Fırsatlar ülkesi denilen Amerika'nın herkes için fırsatlar doğurmadığını söyleyen Seçkin, bunun herkese göre değiştiğini söylüyor. İzledikleri haberlerde sanki hemen süper arabalar alınabildiği, benzinin çok ucuz olduğu gibi şeyler söylenirken, kendisi bu söylenilenlere hemen ulaşmanın mümkün olmadığını tecrübe etmiş. Evet benzin ucuz ama bir araba hemen alamıyorsunuz diyor.
 
36 yaşından sonra sıfırdan gelmek, evini her şeyini bırakıp gelmek, küçük çocukla gelmek gerçekten zor diyor. Bakacak olursanız şu an ev yok, bark yok diye ifade ediyor. Amerika'da tek avantajının ablasıyla yaşaması olduğunu belirtiyor. Böyle bir desteğin önemini vurguluyor. Oysaki İstanbul’da Mecidiyeköy'de 3+1 dairede oturduğunu, her şeyin ayağının altında olduğunu söylüyor. Burada ise 1+1 eve kiraya çıkabilmek için bile yaklaşık 2.000 dolar kirayı gözden çıkarmaları gerek. Tabii bunun yanında, tüm faturaları da hesaba katınca ortalama 3.000 dolar sırf ev masraflarına gidiyor diyor.
 
Eşi gelir gelmez hem ortamı tanımak ve alışmak, hem de para kazanmak için geçici bir işte çalışmış. Sonra kendi uzmanlık alanında çok iyi bir iş bulmuş. Tabii gelir gelmez 5.000-10.000 ya da 15.000 dolar maaşlarla değil alt sınırdan başlanabildiğini söylüyor.
 
Amerika’nın tam bir tüketim ülkesi olduğunu ve kazandıkça harcattığını söyleyen Seçkin'e göre, burada para biriktirmek pek mümkün değil.
 
Amerika ve Türkiye Kıyaslaması
Amerika’ya ilk geldiğinde üniversite eğitimin ücretli ve çok pahalı olduğunu bilmeyen Seçkin, bindiği bir Uber takside yaşadığı anı sayesinde sağlık sisteminin de çok kötü olduğunu öğrenmiş. 68 yaşında kadın şoför Türk çıkınca sohbet etmişler ve kadın kocası hastalanınca bu işi yapmaya mecbur kaldığını anlatmış. Ama Türkiye'de bu işi yapamayacağını ve zaten kazanamayacağını söyleyen kadına hak veren Seçkin, Amerika'da el becerinize göre badana, elektrik işleri, Uber şoförlüğü gibi işlerden iyi kazançlar sağlandığı kanısında. Beyaz yakalı insanlardan daha iyi kazanıldığını söylüyor. Bir yandan da Amerika’da çalıştığınız sürece kazandığınızı, bu anlamda herkesin eşit olduğunu savunuyor.
 
Aylık masraflarına değinen Seçkin, kızının haftada 3 gün 9-12 arası gittiği okula aylık 460 dolar ödediklerini ama 5 yaşından sonra gideceği devlet okulunda para ödemeyeceklerini söylüyor. Türkiye’de kalsalardı eğitim sistemini beğenmediği için özel okula vermek isteyeceğinden, anaokullarına yıllık en az 30.000, ilkokula ise 60.000 lira ödemek zorunda kalacağını söyleyerek bir kıyaslama yapıyor. Ayrıca Türkiye’den, özel okullarda yemek, servis ve öğretmenlerin etkinlikler için istedikleri paranın bitmediğini, ancak Amerika'da böyle bir sistem olmadığını söylüyor Seçkin. Mesela servisin ücretsiz olduğunu söylüyor.
 
Dil meselesine gelince, İngilizce bilerek gelmesine rağmen buradaki dilin çok farklı olduğunu ve çok zorlandığını söylüyor.
 
Amerika'da SGK gibi bir sağlık sistemi olmadığını ve kendinizi riske sokmamak için mutlaka sigorta yaptırmanız gerektiğini, bunun için de 600 doları gözden çıkarmanız gerektiğini belirtiyor. Acile bile gitseniz, sigortanız yoksa yapılan birkaç müdahalenin en az 10.000-15.000 dolar tutabileceğini söyleyen Seçkin, basit bir serum takmak için bile 400-500 dolar istendiğini örnek veriyor. Bu sebeple Amerika’daki sağlık sisteminin kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını ifade ediyor.
 
Amerika’da yabancılık çekmediğini, aksine Avrupa’ya gittiğinde bu duyguyu daha çok yaşadığını söylüyor. Amerika'da hayatın daha yavaş aktığını, Türkiye’de ise günü yetiştiremediğini söylüyor. Üstelik burada çocuğunu yetiştiriyor olmasına rağmen daha sakin zaman geçirdiğini belirtiyor. Trafik sorunu yaşamadığını söylüyor.
 
Ama özlediği şeylerin başında dostluk geliyor. Henüz 1 yıl olduğu için çektiği çileye değecek mı bilmeyen Seçkin, henüz gözlemlediğini ve ileride daha kötü gittiğini hissederse kesinlikle dönebileceğini ifade ediyor.
 
KAYNAK: +90