Amerika'da Bursla Okumak: Nil Çakırca

Harvard'da %100 bursla bilgisayar mühendisliği okuyan Nil Çakırca, kendisi gibi bunu başarmak isteyen ortaokul ve lise öğrencilerine ilham kaynağı oluyor. Amerika'da okumak neden daha avantajlı, merak eden velilerin de ilgisini çekecektir.

Yurtdışında Okuma İsteği Nasıl Doğdu?
İzmir Amerikan Koleji’nde okuyan Nil, aslında anneannesinin yoğun isteğiyle Türkiye’de tıp okuyup doktor olmak istiyormuş o yıllarda. Fakat lisenin son iki senesinde çok yakın arkadaşlarının yurtdışı eğitimlere yönelmesi ve zaten Amerika’da okuyup Google’da çalışan ablası sayesinde etkilenen Nil de, tamamen bu fikre kanalize olmuş. Ablası sayesinde lise yıllarında birçok Google ofisi ziyaretinde bulununca çok etkilenmiş. Yurtdışında olanakların fazlalığı ve çeşitliliğini görünce SAT ve ACT sınavlarına çok ciddi odaklanmış.
 
Harvard’a Başvuru ve Sınavlara Hazırlık Süreci
Nil bu sürecin tabii ki stresli bir süreç olduğundan, ama tüm arkadaşlarıyla aynı hedef için çalıştıklarından, birbirlerini anlayıp destek olarak yüklerini hafiflettiklerinden bahsediyor. Yoğun bir şekilde sınavlara hazırlanmanın dışında çeşitli arkadaş toplantılarıyla stres atmayı başarmışlar.
 
SAT ve ACT sınavına eski testleri çözerek sıkı hazırlanmış. İngilizce kısmı için kitap okuyarak yeni kelimeler öğrenmeye gayret etmiş. İmkanı olanlar için SAT kurslarını tavsiye ediyor. Bir yandan da ders notlarını yüksek tutmayı başarmış. Hocalarından tavsiye mektupları almış. Ama tabii o da, essay mektubu yazmanın önemine vurgu yaparak, böyle bir kompozisyon istemelerinin büyük şans olduğu kanısında. Orada, katıldığınız etkinliklerde nasıl liderlik ettiğinizi etkili bir şekilde anlatırsanız, çok etkili olduğunu savunuyor. Başvuru sürecinde bunlar çok önemli ama verilebilecek bir reçete yok maalesef diyen Nil, okulların yüzyüze görüşmelerinde, essay mektuplarında anlatılanların gerçekliğini görmek istediklerine dikkat çekiyor. O sebeple dünyayı kurtaran kişi gibi uçuk hikayeler değil, gerçek tecrübelerinizi aktarmanızı öneriyor.
 
Harvard’da Arkadaş Edinmekte Zorlandı Mı?
Amerika’ya gitmeden, internet üzerinden Harvard’da okuyacak birkaç Türk öğrenciyle arkadaş grubu kurmuşlar. Oraya gidince de bu durum işini çok kolaylaştırmış. Onun dışında, oryantasyon sürecinde tanıştığı arkadaşı şu an oda arkadaşı olmuş ve 3 yıldır birbirlerine çok destek olduklarından bahsediyor. Her milletten çok güzel arkadaşlar edinmiş zamanla. Bunun ona çok keyif verdiğini söylüyor.
 
Üniversite Okurken Maddi Sıkıntı Çekti mi?
Tam bursla okuduğu için maddi sıkıntı çekmemiş ama kampüste çalışma imkanı olduğundan bahsediyor. Kendisi de 3 senedir kütüphanenin kafesinde çalışmaktaymış. İlk sene barista olarak başlayıp son 2 senedir de kafenin müdürü olmuş. Yabancı öğrenci olarak tek şansınızın kampüs içinde çalışmak olduğunu söylüyor. Mesela okulun kütüphanesinde, kafelerinde çalışabilir ya da hoca asistanlığı yapabilirsiniz. Veyahut öğrencilere ders verebilirsiniz. Yaz tatillerinde de öğrenci vizeniz altında ücretli stajlar yapabilme imkanından bahsediyor Nil.
 
Harvard’da Dersler Zor mu? Nasıl Başediyor?
Zor olduğunu söyleyerek söze başlıyor. Harvard’da ‘computer science’ bilgisayar mühendisliği okuyan Nil, bu bölümün Harvard’da pek çok öğrencinin zorlandığı bir bölüm olduğuna vurgu yapıyor. Bu bölümü seçen insanların; ya çok küçük yaşlardan beri bilgisayarla haşır neşir olup, bu bölüm için yanıp tutuşanlardan oluştuğunu; ya da kendisi gibi bilgisayarla bir ilişkisi olmayıp, gelişen teknolojik çağa ayak uydurmak için bu yola giren insanlardan oluştuğunu söylüyor. Bu nedenle kendisinin biraz daha zorlandığını ifade ediyor. Bunun için de okulun imkanlarından faydalandığına dikkat çekiyor Nil. Ofis saati denen program sayesinde haftanın belirli günleri ve saatlerinde profesörlerin ofislerine gidip bizzat hocanın kendisine anlamadığı noktalar hakkında soru sorabiliyormuş.
 
Sınav dönemlerinde stresle başetme konusunda, kendini geliştirdiğine inanıyor. Gerektiği kadar çalışıp, elinden geleni yaptığına inandığında, stresinin azaldığını söylüyor. Ayrıca yürüyüş yapmanın da kendisine iyi geldiğini söylüyor.
 
Amerika’da Üniversite Okumanın Avantajları Nelerdir?
Nil, Türkiye’deki eğitim sisteminde, çok zor bir sınavla, alınan puana göre, öğrencinin yetenekleri ve asıl ilgi alanları önemsenmeden, bir bölüme yerleştirildiğinden bahsediyor ve ileride bu, o kişinin mesleği oluyor. Nil bu sistemi eleştiriyor. Oysa Amerika’da daha özgürlükçü bir eğitim sistemi olduğundan söz ediyor. Kendinizi keşfetmek için size 2 sene verildiğini anlatıyor. Onun sonunda ne okumak istediğinizi seçebiliyorsunuz. Örneğin Nil, bilgisayar mühendisliği hiç aklında yokken, o 2 senenin sonunda karar vermiş. Tüm dünya 4. sanayi devriminin etkisi altındayken, Türkiye’de gelişen teknolojik çağa uygun insanlar yetiştirilemediğinden bahsediyor. Üniversitelerin buna daha çok yatırım yapması gerektiği fikrini savunuyor. Bu sebeple Amerika’da okumayı ve yaşamayı daha avantajlı buluyor. Ama ileride ülkesine de fayda sağlamak hedefleri arasında.
 
KAYNAK: Kariyer Kılavuzu