Corona'dan 1 Günde 21 kişi defnettik

Ahmet Kargı New York'ta Restorantta müdürken, 2008 krizinde işini kaybetmesi ve işsizlik maaşı da bitmesi üzerine camide okuduğu ezan hayatını değiştirmiş. Amerika Birleşik Devletleri'nde tek Türk cenaze evi sahibi Ahmet Kargı'nın dikkat çeken hikayesi...

Esinay Özyurtdaş'ın röportajı

Amerika’nın Tek Türk Cenaze Evinde Korona Sonrası Yaşananlar Vicdanları Rahatlattı 


Ahmet Kargı 2008 deki krizde işini kaybetmesi ile birlikte işsizlik maaşı almaya başlamış. Maaşın bitmesi Ramazan’a denk gelirken ezana duyduğu özlem şimdiki işinini önüne getirmiş. 

 

“Sen Allahu Ekber diye Haykırdın Kapıya Ekmek Geldi.”

Ahmet Kargı'nın camide Allahu Ekber demesi ona iş kapısı açmış. Annesi sevinçten ağlarken dilinden şu sözler dökülmüş:” Sen Allahu Ekber diye haykırdın kapıya ekmek geldi.” Arkadaşının araması benimle çalış demesi ile birlikte yeni iş için kolların sıvayan  Ahmet Bey 2009’da başladığı işine 2016’da kendi şirketini kurarak bugünlere gelmiş.

Amerika’nın Tek Türk Cenaze Evi 

Brooklyn’de hizmet veren cenaze evini ziyaret öncesi Ahmet Kargı ile online yaptığımız röportaj ile birlikte uzun uzun pandemi sürecindeki durumu değerlendirdik. Normalde bir ayda 8-10 cenaze gelirken pandemi döneminde 75’leri bulan rakamlara dikkate çeken Kargı, durumun ciddiyetini ortaya koydu. Pandeminin nisan ayında belirginleştiği anda 1 günde 21 kişinin aynı anda cenaze işlemleri için başvurduğunu söylerken normalleşmenin ölüm oranlarıyla paralel seyrinde sürdüğü ortaya çıktı. 

  Sevdiklerine Son Bir Kez Sarılamadan Toprağa Verdiler

Pandemi sürecinde insanlara elimizden geldiğince yardım etmeye çalıştık ama çok zordu. İnsanlar sevdiklerini son kez göremeden, sarılıp son sularını dökemeden toprağa gömdüler. Cenaze yakınları, hastanede göremedikleri gibi süreç son vazifelerinde de devam etti maalesef başında dua edemediler. 

 

“Manevi Boyutta Vebadan Vefat Eden Herkes Şehit Mertebesinde Gömülür…”

Biz Türk milleti olarak şanslıydık. Hiçbir cenaze sahipsiz kalmadı. Yetişemediğimiz yerde yönlendirmeler yaptık. Konsoloslukla iç içe çalıştık hiç kimse mağdur olmadı. New York kötü vurulduğu için özellikle dehşeti yaşadı. Tırların arkasına raflar yapılıp soğutucu eklediler. Normal şartlarda bir cenaze 5 ile 7 gün içinde sahip çıkılmazsa toplu mezarlara gömülür. Müslüman ismi gördükleri zaman kayıt tutup o şekilde tırlarda beklettiler. Hiçbir müslüman toplu mezalara gömülmedi. 

 

190 Ülkenin İçinde 5 tane Ülke Vatandaşları Kabul Edildi. 

Balkanlar’dan birçok ülke Kosova, Bosna Hersek, Arnavutluk cenazesini alamadı. İnsanlar yakınlarını metal hava geçirmez tabutla gömüp kendi vatanlarına cenazelerini götürebilmek için buraya gömdüler. Belki 6 ay belki de 2 yıl sonra bilmiyoruz. Tekrar alabilecekler.
Türkiye şanslıydı cenazelerini alabildi. Türkiye’ye cenazelerin gönderilmesi sürecinde konsolosluk aracılığıyla bize ulaştılar. Prosedürler çok zor işledi ama kimse de mağdur olmadı. Kur farkından dolayı fırsatçılıkla suçlansak da içimiz rahattı. 

Sahi Bu Dönemde Cenazeleri Nasıl Gönderdiniz? 

Eski protokollere göre metal tabutu kaynaklanıp hava geçirmez taşıma kutusuna koymak istediler. 1990’lardan sonra üretimi bile yok düşünün! Şuan ki tabutların metalleri ince olduğu için kaynak yapılamıyor. Protokollerimizi sunduk: torba geliyor dezenfekte ediliyor. O torba farklı torbanın içine koyuluyor o da dezenfekte ediliyor. O kilitlenmiş torba ile hava geçirmez bir hale getiriliyor. Ondan sonra o tabut dezenfekte ediliyor ve taşıma kutusunun içine koyuluyor. En son taşıma kutusu da dezenfekte ediliyor. Tüm bu protokolleri başkonsoloslukla birlikte yaptık. 

Korona Evliliğimizi Kurtardı:) 

Korona bizi nasıl etkiledi klasik sorumla bitirecekken Ahmet Bey, çok güzel bir noktaya değindi. Kendi evliliğinden örnekleme gösterirken 3 yıllık evliliğinde dönüm noktası yaşadığını söyledi. Yoğun iş temposundan bitmek üzere olan evliliklere evde kalmanın yaradığını en çok da kendi deneyimiyle ortak olmuş. Ailelerin sıklaştığını, küslerin barıştığını söylerken ekliyor- telefondan başımızı kaldırıp etrafımızı görmeye başladık.

  Ahmet Kargı sözlerini “Hayat kısa ve geçici sağlığına ve ailene değer ver…” diye noktaladı.