Amerikalı Türkler'in Zorlandığı ABD Özellikleri

Amerika Birleşik Devletleri'ne son yıllarda Türkiye'den gelenlerin sayısı arttı. Green Card çekilişi, çalışmaya, eğitime veyahut turist olarak gelen Türkler burada Türkiye'de buldukları burada bulamadıkları şeylerin hasretini çekerken, Amerika'ya özgü yaşamaya zorlanıyor.

Amerika Birleşik Devletleri'nin New York ve New Jersey gibi Türklerin çok bulunduğu bölgelerde Türk sayısı son zamanlarda hissedilir oranda arttı. Manhattan'da sokakta Türkçe konuşanlara sıkça rast geliyor insan.Türk markalar da bu pazarı iyi değerlendiriyor. 
Bundan çok değil 4 yıl öncesine kadar kimse Türk kahvesini bilmezken, şimdi bir çok bölgede Türk kahvesi satan cafeler ve restorantlara rastlamak mümkün.
Türkler Amerika'da en çok Türk yemeklerini özlüyor. Türk damak lezzetine özgü yemekleri bulmak halen çok zor gibi geliyor. Bazı Türk lokantalar son zamanlarda malzemelerini Türkiye'den getirsede Türk gurmeler Amerika'da aç kalabiliyor. Türk çayını özleyenler ise Türk marketlerde farklı tatlarda Türk çaylarını bulabiliyor. 
Amerikalı Türkler en çok Amerikan İngilizcesini konuşmakta zorlanıyor. Gırtlak yapısı ve genizden çıkan kelimeleri Türk aksanıyla konuşanlar kendini kısa sürede ele veriyor. 
Sokakta yürürken yanından geçenlerin Türkçe konuştuğunu duyunca elinde olmadan heyecanlanıyor Türkler. Bir de eğer yanında Türk olmayan bir arkadaşın varsa ona nedensiz bir sevinçle, “Yanımızdan geçenleri duydun mu? Türkçe konuşuyorlardı!” diyenler çok var.

Bazı Türkler için dolar halen "Lira", penny ise kuruş. Yıllardır Amerika'da yaşayan bazı Türkler halen "Kaç lira?" diye sorabiliyor. Bazıları ise "30 dolar" yerine "30 lira" diyebiliyor.
Birde adını doğru telaffüz ettirmek için uğraşanlar var. Adın Türk ismiyse önce onu herkese öğretme gayretinde olanlar Amerikan vatandaşı aldıktan sonra, isimlerini ingilizce yaparak kültürel bir erezyona uğruyor. Türk ve Müslümanlarla iş yapmak istemeyen bazı kafatasçı Amerikalılardan korunmak için bir çok farklı isim arayışına giden Türkler aile arasında yine Türk isimlerini kullanıyor. 
New York'tan İstanbul 11-12 saat sürüyor. Bunun hesaplarını önceden yapanlar oldukça fazla. Yine Türkiye'de jetlag olanlar 7 saat zaman farkını ekleyenler, Türkiye'ye geldiklerinde gece uyuyamayanlar, gündüz uyanamayanlara hep karşılaşırız.
Türkiye'den Amerika'yı aramak eskiden oldukça masraflı ve külfetli bir işti. Ama İnternetin yaygınlaşmasıyla, hızla kolaylaştı. Önce Skype tarzı programlarla sonra Facetime ve Whatsapp gibi uygulamalar sınırları yakın etmeye yetiyor. 
Anneni, babanı, Türkiye’deki arkadaşlarını aramadan önce hep küçük bir matematik hesabı yaparak saat farkını hesaplamak zorunda kalan çok Türk var aramızda. Akıllı telefonlarla artık bu tür hesaplamalar rafa kalksada yinede bazen düşünmeden edemiyor insan.
Biri Türk biri Amerikan hattı kullanalarlar son zamanlar azalsada halen Türk hattını Amerika'da kullananlar var. Sanal hat alanlar, çift telefon taşıyanlar var.
İstanbul'da uzun süre yaşayanlar zaman zaman boğazı balık ekmeği özlemiyor diyemeyiz.
Türkiye'de bahşiş sistemi keyfi bir davranış olduğunu biliyoruz. Kişiye özel. Ama Amerika'da öyle değil. Masanıza gelen hesapta bahşişte ekleniyor. Bunu çözemeyen Türkler zaman zaman hesabı anlamakta güçlük çekiyor.
Yine sıcaklık, ölçü, mesafe birimleri Türkiye'den farklı. Bazen mil az deyip gaza basarsanız arkanızdan bir ceza makbuzu gelebilir. Yine Amerika'da bir çok noktada trafik ışığı yok. Kavşağa ilk giren ilk çıkar. Amerikalılar buna çok özen gösterir. Önce girene hep saygı gösterilir. Nasıl olsa herkes duruyor önce ben geçeyin diye düşünenler arkalarından bir ton küfür ve beddua alabilir uyarmadan geçmeyelim.

Bazı kelimelere ne kadar alışmış olduğumuzu ve beynimizin yerine yenilerini koymasının ne kadar zor olduğunu anlıyor insan. “Kilogram” yerine “pound”, “metre” yerine “inch” , “Celcius” yerine “Fahrenheit” demekte zorlanıyor.
Yine "Kolay Gelsin" "Afiyet Olsun" demenin yerine yeni Amerikalılar bir kaç deyim üretsede o tadı veremiyor açıkçası.