Betül Kaçar NASA'nın Projesi Yöneticisi Oldu
Türk bilim insanı Prof. Dr. Betül Kaçar, NASA'nın evrendeki yaşam arama çalışmalarına yön verecek olan yeni projesine liderlik edecek.
NASA’nın projesinde görev almak üzere oluşturulan ekiplerin araştırmaları evrende biyolojik kökenin, evrimin, dağılımın ve canlıların geleceğinin incelendiği astrobiyoloji araştırmalarını kapsıyor.
NASA, Güneş Sistemi’nin dışında yer alan gezegenlerin yaşama elverişli olup olmadığının araştırılması amacıyla kurulan iki büyük ekibi kurmak için Arizona Üniversitesi astrobiyoloji araştırmacılarına 12 milyon dolarlık bir fon sağladı.
Marmara Üniversitesi Kimya Bölümü mezunu olan Kaçar, 20 yaşında ABD’ye göç ederek burada Parkinson ve Alzheimer üzerine doktora çalışmalarına başladı.
Daha sonra ağırlıklı olarak evrimin moleküler mekanizmaları üzerine çalışan genç bilim insanı Harvard Üniversitesi’nde Organizma ve Evrimsel Biyoloji departmanında görev aldı. 2017’den beri de Arizona Üniversitesi’nde Astronomi ve Moleküler Hücre Biyolojisi alanında çalışıyor.
BETÜL KAÇAR KİMDİR?
Giresunlu bir ailenin çocuğu olan Betül Kaçar, Marmara Üniversitesi'nde kimya eğitimi gördü, ve 20 yaşında ABD'ye göç etti.
20 yaşında Parkinson ve Alzheimer üzerine doktora çalışmasına başlayan Kacar, 2010'da Atlanta'daki Emory Üniversitesi'nden doktora derecesi aldı.
Evrimin molelüler mekanizmalarına yönelik anlayışımızla ilgilenen Kaçar, doktora sonrası çalışmalarını NASA'da sürdürdü.
2012 yılında Harvard Üniversitesi'ne katılan Betül Kacar, burada Organizma ve Evrimsel Biyoloji Departmanı'nda görev aldı.
Türk bilim insanı, 2017 yılından bu yana Arizona Üniversitesi Astronomi ve Moleküler Hücre Biyolojisi alanından çalışıyor.
Kacar kendisini şöyle anlatıyor:
"İstanbul doğumluyum. Ailem Giresun Bulancaklı. Çocukluğum Giresun Bulancak'ta geçti. Üniversitede Marmara Üniversitesi Kimya Bölümü'ne girdim. Kimya bölümü okumak istemediğim bir bölümdü fakat bir şekilde denk geldi diyelim. Ama ne ile karşılaşırsam daha pozitif bir şekilde, hayatımda bunu nasıl bir fırsata dönüştürebilirim diye düşünerek yaşamaya çalışıyorum. Genelde yapım böyledir, o zamanlar da böyleydi. Her zaman durum en kötüsü olsa bile, bazı şeyleri kendiniz kontrol edebiliyorsunuz.
"Türkiye'de kimya bölümünde okurken, Türkiye'de uluslararası konferanslar çok fazla oluyordu. Konferanslarda gönüllü olarak çalışmaya başladım ve proteinlere, moleküllere aşık oldum, gerçekten çok etkilendim. Bilim insanlarının bir odada bilim hakkında konuşması, günlerce kendilerini kapatıp bir hastalığı çözmeye çalışması ya da aslında hayatımızı ne kadar etkileyen o çok küçük olguları algılamaya çalışmaları beni çok etkilemişti.
'OKULA ERKEN YAŞTA BAŞLADIM'
"Türkiye'de 20 yaşında üniversiteden mezun oldum ve tek başıma Amerika'ya göç ettim. 20 yaşında direk Parkinson ve Alzheimer üzerine doktora çalışmama başladım. Doktoraya biraz erken yaşta başladım, çünkü çok okumak istediğim için okula erken başlamıştım. Parkinson ve Alzheimer üzerine doktora yaptım.
"O dönem evrim konusuna da biraz merak saldım, çok fazla tartışmalı bir konuydu. Ne oluyor, bunun mekanizması nedir diye çalışırken, astrobiyolojiyi ve NASA her ne kadar uzayı, diğer gezegenlerin oluşumunu ve diğer yıldız sistemlerini anlamaya çalışan bir kurum olsa da biyolojik çalışmalara da yatırım yaptığını öğrendim. Ve NASA'ya bir projeyle başvurdum, başvurum kabul aldı. Bu şekilde NASA Astrobiyoloji Enstitüsü'nde çalışmaya başladım. Yaklaşık 4-5 sene NASA'da çalıştım, şu an Harvard Üniversitesi'nde öğretim görevlisiyim. En son olarak da Arizona Üniversitesi'nden Astrobiyoloji Profesörlüğü teklifi aldım. Hikayem çok çalışma üzerine kurulu."