Güler: Köprüleri Yıkmadan Amerikalı Olunmaz

Müjdat Güler, İstanbul doğumlu. İstanbul İktisadi Ticari İlimler Akademisi'nde öğrenimini tamamlamıştır. Bir çok makalesi ve araştırma raporları yayınlanmıştır. Esnaflıktan başlayıp sanayiciliğe ordan yönetim kurulu başkanlığına kadar iş hayatında birçok işte çalışmıştır. Derneklerde aktif görevler almıştır. 1981 yılından beri Amerika'da ticaret, dış ticaret, üretim ve proje geliştirme alanlarında rol aldı. Bir müddet Amerika'da yaşadı. Evli ve iki kız çocuğu babasıdır. Hasta Galatasaraylı!!

Esra Öziskender'in röportajı.

Esra Öziskender: Müjdat Bey Amerika'ya ilk defa ne zaman geldiniz? İlk izlenimleriniz nelerdi?

Müjdat Güler: Amerika'ya ilk 1981 yılında geldim, Dünya bankası açlık fonunundan Mısır'a  Osmanlı Bankası üzerinden ihracat yapıyorduk, L/C okumasını bilen insan çok azdı, gözetme başlamıştı, çünkü Dünya Bankası gözetmeye göre akredifle yollanan malı denetlerdi.

Kültür şokuna uğramıştım. Yüksek binalar ve gökdelenlerin arasındaki o rüzgar ile iyice dağıldım. Asansörlerde dev gibi adamlar sana çıkacağın katı sorarlardı. 107 katli bina görmemiştim. WTC'a (World Trade Center yani yıkılan İkiz Kuleler) çıkıp en üst katında yemek yemiştim beni çok etkiledi, asansör içeriye rüzgar alıyordu yukarı çıkarken korktum. Yemekten sonra en üst kattan New York City'i izledim büyüleyici bir şehirdi ama o zaman bile çok eskiydi.

Plaza Oteli, 5. Cadde beni etkilemişti. Yemekleri, özellikle etlerini sevmiştim ama o tabakların boyu neydi öyle? Beni pastrami yemeye getirdiler öyle sandviç görmemiştim. Çok büyüktü. NBA maçını seyretme şansını yakaladım etkilenmiştim. Ahmet Ertegün'ün yanına gitmiştim cok vizyoner bir kişi idi Amerika'ya ilk gidişim tam bir kültür şokuydu...