Tohan Hazinedar İlk Kez Konuştu
Geçtiğimiz yıl seçildiği Türk Amerikan Dernekleri Federasyon Başkanlığından düşürülen Tohan Hazinedar, suskunluğunu ABDPOST.COM'dan Esinay Özyurtdaş'a bozdu. Hazinedar, 'Atatürk'ün Kalesine Sahip Çık Dediler. Kabul etmeseydim Vatan Haini Olacaktım." dedi.
Esinay Özyurtdaş
"İşkolik bir insanken teşviklerle kendimi federasyonun içinde buldum. Atatürk’ün kalesi olan federasyona sahip çıkmamı söyleyenler oldu. Federasyonun kötü bir gidişatı vardı . Kabul etmeseydim vatan haini olacaktım. Türksün sahip çık insanlara destek ol diyenlere uyup bir şekilde federasyona başkan oldum." diyen Hazinedar ile online konuştuk.
“Bir Kuruş Almadan Brooklyn Yürüyüşünü Gerçekleştirdik.”
Türkiye’den para almak istemedim . Bizim ülkemiz o kadar zengin değil ki! Biz Amerika’da yaşayan Türkler olarak parayı temin etmeliyiz. Türkiye’den gelecek paranın yaklaşık 83 Milyon insanın hakkı var.
Peki Neden Brooklyn’de Alternatif Yürüyüş Yapıldı?
Son zamanlarda katılım azdı. Bizlerde binlerce insanın katılacağı bir yürüyüş yapmak istedik. İzin alabilirsek erteleyelim dedim. Çünkü Ramazan’a denk geldiği için ileri bir tarihe erteleyip yapalım dedik. Başvuru yaptık tarih değişikliği için ve talebimiz kabul edildi. Biz bunu Yönetim Kurulu’nda karar alıp gerçekleştirdik. Hatta 2 yıl böyle yapalım dedik. Malum üst üste Ramazan'a denk geliyordu yürüyüş. Atilla ve Tulga Bey tavsif etmedi başka şeyler düşünerek. Atilla Bey, Başkonsolosumuza demiş ki Permit’e geçen yıl başvurdum. Permite Atilla Bey 18 Aralık’ta başvurmuş. Yani bu konuşmalar yapıldıktan sonra başvuruyor.
Süreç Nasıl Gelişti?
Şubat sonu geldi. Etkinlikler yok, toplantı yok, Başkonsolosla mütabakat yok. Başkonsolos dedi ki Brooklyn’de biz tertipleyelim. Başkonsolosumuzun tek bir amacı vardı: çok güzel bir Türk Günü Yürüyüşü düzenlemek. Mehteren Takımı’nı da ben getirtmek istiyorum dedi. Prensiplerim gereği itiraz ettim çünkü devletten para almadan bu yürüyüşü yapacağım ve de bunu ispatlayacağım dedim. Saydı duydu o da Mehteren Takımı’nın giderlerini komite olarak biz karşılayalım diyerek konuya açıklık getirdik. Tüm iş insanlarını gezdik ve para topladık. Paramız artınca otobüs servisi verdik. Çöpleri toplamak için şirket bile ayarladık. Üstüne de $100 Bin topladık. Ben $3 verirken kimi $10 kimi de $25 Bin verdi.
Nedir Bu Kopukluk Sahi?
Yönetim Kurulu bir türlü toplanmıyor. Kimse gelmek istemiyor çünkü Tulga Tekman’ın önderliğinde ağız dalaşı bitmedi. Her zaman bir sorun oldu. Beni indirdiler hala da toplanamadılar. Gerçek derneklerin hepsi dışarıda kalmış.
“Şeffaf Yapmazsanız, Federasyonun Bir İşlevi Yok Algısı Oluşur.”
Bu söze katılmamak elde değil. Hazinedar, beni desteklercesine konuşmasına devam ediyor ve ekliyor;” Her şeyi toplum önünde şeffaf yaparsanız güven tazelersiniz.” Ben Konsolos Bey ile ortak paydada buluştum. Akıllı insan da Başkonsolosla birlikte çalışır. Onun desteğini alıp her şeyi şeffaf yapar. Başkonsolos ile kendi çevremi
birleştirip iş insanlarından para topladık. Böylece herkes elini taşın altına koymuş oldu.
Siz Böylece Tekman’ın İş İnsanlarını Getirecek Sponsor Bulacak Sözlerine Cevap Veriyorsunuz
Toplum içinde Federasyon bir işe yaramıyor algısı oluştu. Federasyon içinde çok şeyler dönüyor orada rant var bambaşka işler dönüyor. Sizin maddi durumunuz kötü bile olsa $1 verirsiniz. Mesela herkesin alacağı var. Ben daha fazla para toplardım ama herkes para isterdi benden diye toplamadım. İlk röportaja atıfta bulunan Hazinedar, https://www.abdpost.com/tadf-in-perde-arkasinda-yasananlar/38118/ ‘$3 ve $5 Bin verdiğime de pişman oldum.’ Dedi. Federasyonun içler acısı yapısı var. Ben iftiralara maruz kalmak istemiyorum çünkü benim başkanlıkta gözüm yok. Ben zaten iş insanıyım siyasete karışmak da istemiyorum. Ben Chpliyim ailemde Atatürkçü hatta köklerim Cumhuriyet’in kuruluşuna dayanıyor- Beni Fetöcü yaptılar. Ailem Atatürk’ün yanında yer almış insanlar. Ben şuan da kimseye laf söyletmem! Amerika’da kim yaşarsa yaşasın mevcut hükümete laf söyletmemesi gerekir. Çünkü ben yurtdışında yaşayan bir Türküm.
Tüzüğe Atıfta Bulunan Hazinedar, Türkiye’den Gelen Paraları Değerlendirdi.
Zamanında Türkiye’den çok ciddi paralar gelmiş. Geçmişi çok bilmiyorum kimseye iftira atamam ama bunu yapamazsınız. Amerikan Hükümetinden ciddi yaptırımlar alırsınız hapise kadar gider kaldı ki ben Amerikan vatandaşıyım. Türkiye’den ancak sponsorluk adı altında para alabilirsiniz. Yıllarca Türkevi’nde kalınmış kira parası verilmemiş. Rahatlıkla gelinmiş bu zamana kadar ama kendi ceplerinden para verilmedi. Yıllarca gelen paralardan yer tutmuşlar. Aylarca benim ofisimde toplantı yaptık aylarca! Altınızdaki derneklerin ofisi var sizin yok. Şuandaki federasyon yapısıyla da binaları olamaz. Aktif 5 dernekleri bile kalmadı. Bu şekilde Yönetim Kurulu’nu bile toparlayamıyorlar. Hiçbir dernek bu polemiklere girmek istemiyor.
“Kişi Karşısındakini Kendisi Gibi Bilirmiş. Ben Rüşvet Vermedim de Almadım da!”
O dönemde başkan değilim ama icra kurulundayım. Türkevi’nin yapılışında İtalyan taşları kullanılıyor. Atalanta’da fuarımız var. İstanbul Maden İhracatçılar Birliği Başkanı Aydın Dinçer beni aradı fuara geldi. Eski Başkonsolos Ertan Bey ile konuşup demiş ki Türk taşlarını kullanın İtalyan taşlarını kullanmaya izin vermeyin. Türkevi yapıp İtalyan taşları kullanılmasına benim yüreğim el vermez. Taş konusunda ülkemiz cennet. Ben iletişime geçerim dedikten sonra zaman geçti. Aydın Bey beni aradı o sırada da yanımda Anadolu Kulübün Başkan Yardımcısı Bahattin Özkan var. Proje kabul olursa ben karımı federasyona bağışlayacağım dedim o da şahittir bu sözüme. Federasyona iyilik yapacaktım. Sonrasında mail attı ama ben projelere sıcak bakmıyorum geçmişte çok zarar ettim. Amerika’da ihaleleri Tişmen ile İştaş almış. Aydın Bey’in referansıyla gittim. Fiyat verin dediler. Mail atıp projedeki taşların detaylarını aldım. Bizden çıktı ihaleye sunduk Atlantis adında firmayla da anlaşmışlar. Görüşünce de siz geç kaldınız başka firmadan fiyat aldık anlaştık dediler. Teklif bile vermedim düşünün. Özetle Dış İşleri Bakanlığı, ihaleyi İştaş ve Tişmen’e vermiş onlar da Atlantis’e vermiş onlar da taşı temin edecek firmayla çalıştılar.
Permit Parası Yalan mı Gerçek mi?
Atilla Pak permit parası adı altında Tulga Tekman için bana çek yazdırdı. Permit parası yalanı var. Permit için $27 Bin toplanmış biz $50 verdik. Kural gereği etkinlik öncesi temizlik parası alıyor hükümete bağlı birim. Biz işi profesyonellere bıraktık temizlik şirketine yaptırdık. Permit için o teleffuz edilen parayı da ödemedik. Sanatçılar için de belli insanlar sponsor oldu.
Tohan Hazinedar bu kısımda Atilla Pak hakkında çeşitli iddalarda bulunuyor ve ekliyor 5 derneği eline aldı…
Atilla Pak, 5 derneği eline almış: İstanbulspor, ODTÜ, İTÜ, Mardinliler Derneği ve Paterson Türk Amerikan Derneği. İstanbulsporda kadın isimleri var- kendisi oy kullandırtıyor. Devamlı etkinlik yapan dernekleri küstürmüşler. Tabiri caizse kendileri çalıp kendileri oynuyor. Başkanlık döneminde derneklerden isim getir dediler. Bende böyle şey olmaz dedim. Olması gereken federasyona üye derneklerin Başkanı isim listesi verir. Sizde gider oy kullanırsınız. Ama bunları yapan dernekler maalesef yok yapmıyorlar.
Dayanamadım Bayrak Olayını Sordum. Bayraklara El Koyduğunuz Doğru mu?
Atilla Pak, depo için $400 kira parasını bana yıktı bende ödedim. Daha fazla kira vermemek için de New Jersey’deki kendi depoma koydum. Cenk Bey aradı bayrakları istemek için. Gelin alın dedim kimse gelmedi yürüyüşe bir hafta kala da $7 Bin borcu var dediler. Bende kızdım getirin belgeleri borcu alacağı görelim hesaplaşalım bu konuyu kapatalım dedim. Çünkü benim $3 Bin alacağım var. Belgelerle de belli bir şey bu.
Bitmeyen Alacaklar, Bitmeyen Borçlar (!)…
29 Ekim 2018’de Cumhuriyet Balosu gerçekleştirdik. 200 kişi katıldı hem çok güzel geçti hem de kar yaptık. Öncesinde de dedim ki zarar ederse ben cebimden karşılayacağım. Bankada paramız varken bir kısmını cebimden verdim ($3). Nasılsa paralar hesapta sonradan alırım düşüncesiyle çünkü sanatçıya nakit vermemiz gerekiyordu.
Haberim Olmadan Bankadaki Para Çekilmiş
Hırsızlık değil de nedir bu? Etik mi ayrıca? Beni düşürdükten sonra hesapları görelim dedim. Komite oluşturulacak denildi. Oluşmadı. Hesaptan haberim olmadan para çekilmiş. Banka hesapları boşalmış. Borç alacak nedir bakalım hesaplayalım dedim o gün bugündür ses çıkmadı.
Ekleme yapmadan bitirmeyeceğim. Federasyondan alacağı olan daha kimler kimler varsa hepsini merakla dinlemek istiyorum. Zira tekrar belirtmem gerekirse ben bir karar mercii değil elçiyim. Hukuk savaşları mahkemede kendini ifade etme savaşı ise, medyada verilir. Gelecek güzel günlerde röportajlar için sevgiler…