Bilkent Fizik'ten Harvard'a: Furkan Öztürk
Furkan Öztürk, Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümünü bitirdikten sonra, Harvard Üniversitesi’nde fizik üzerine doktora yapıyor. Pandemi sürecinde de Boston’da kalmaya devam eden Furkan Öztürk, bu süreçte lisansta aldığı teori ve analiz konularına ağırlık verip bir makale yazmış. Kendisi normalde laboratuvar ortamında yapılan deneysel fizikçi; fakat evden çıkamadığı şu dönem teori ve analiz üzerine bilgisayar başında çalışmak ona iyi gelmiş.
17 Ağustos 2020 - 11:52 - Güncelleme: 17 Ağustos 2020 - 12:05
Bilkent’e Nasıl Girdi?
Furkan, liseyi Trabzon’da okuduğu yıllarda fiziğe hep ilgi duyduğundan bahsediyor. Vaktinin çoğunu fizikçilerin biyografilerini okuyarak ve olimpiyat fizik problemleri çözerek geçirdiğini anlatıyor. Biyografi okumak Furkan’a, ileride bir fizikçi olarak kendisini nasıl bir hayatın beklediğine dair bir fikir vermiş. Bu sebeple kesinlikle fizik okumaya karar verip üniversite sınavına çok iyi hazırlanmış. Üniversite sınavında ilk 100’e girenlere verilen özel burslardan haberdar olduğu için de işini şansa bırakmamış. Türkiye genelinde 37. olarak Bilkent Üniversitesi’nde bursla fizik okumaya hak kazanmış.
Bilkent Yılları…
Fizik okumak için Bilkent Üniversitesi’nin çok doğru bir adres olduğunu söylüyor Furkan. Buradaki en büyük kazanımı hocası Özgür Bey’in kendisini çok desteklemesi ve şimdi de danışmanı olması. Mezuniyet tezini birlikte yazmışlar. Tabii ki kendi özel merak ve çabasının da yolunu açtığının farkında ama Bilkent’in altyapısının da her türlü imkanı sağladığını ve ders kalitesinin çok yüksek olduğunu vurguluyor. Bilkent’i çok özlediğinden bahseden Furkan buradaki yıllarını senfoni orkestrasının Cumartesi konserlerinde, spor salonunda ama en çok da kütüphanede geçirdiğinden bahsediyor.
Furkan Öztürk, daha Bilkent’e ilk girdiğinde yurtdışında yüksek lisans yapmaya karar vermiş. Özellikle onun ilgilendiği shakuton deneysel fizik alanında Türkiye’de çalışan kimse olmadığını gözlemlemiş. Türkiye’ye dönecek olsa bile farklı ekolleri tanımanın kendisini daha çok geliştireceği kanısında. Bu sebeple de yaz stajlarını gittiği yerlerdeki hocalarla bağlantı kurup referans mektupları almak için hep yurtdışında yapmış.
Harvard’a Kabul Süreci
Furkan 3. sınıfta Harvard’da staj yapması ve onun öncesinde de İsviçre’deki çalışması sayesinde Harvard’a kabul için ekstra hazırlanması gerekmediğini anlatıyor. Harvard’daki stajında çok başarılı bulunduğu için oradaki hoca, doktorası için referans mektubu yazıp doktora için geldiğinde aynı grubun içinde yer almayı düşünmesini söylemiş. Şu an gerçekten de aynı grupta yer aldığını hatırlatıyor Furkan. Bilkent’te derslerinin de başarılı olması bu süreçte etkili olmuş. Başvuru yaparken stres bile olmadım diyor.
Furkan bu noktada, seçim yaparken okulun kendisi için ikinci sırada yer aldığını; asıl önemli olanın doktora grupları ve hocalar olduğunu hatırlatıyor. Bu alanda en iyi eğitimi burada alacağına emin olduğu için Harvard’ı ve aynı grubu seçmiş. Gençlere tavsiyesi okul adına göre karar vermemeleri yönünde.
Boston’daki ve Kampüsteki Hayat...
Boston, ne New York kadar keşmekeş ne Washington gibi kasvetli diyen Furkan; bu şehri ortasından nehir geçen, güzel kütüphaneleri ve müzeleri olan, dünyayla bağlantılı ve başta spor gibi birçok şeyin merkezi konumunda, dünyanın en iyi üniversitelerinin yer aldığı dolayısıyla da kültürel anlamda çok renkli ve huzurlu bir öğrenci şehri olarak tasvir ediyor.
Furkan Türkiye’de çok da bulamadığını söylediği canlı kültürel aktivitelerin bol olduğu entelektüel bir hayatı burada yakalamış. Harvard ve MIT’de çeşitli konserler, yerel kitapçılarda özel konuşma ve imza günleri, Boston Senfoni ve Boston Filarmoni Orkestraları’nın haftasonu konserleri, Harvard’ın ‘Museum Night’ gibi etkinliklerine fırsat buldukça katıldığını anlatıyor.
Yurtdışında Eğitim Hedefi Olanlara ve Ailelerine Tavsiyeler…
Furkan Öztürk, yurtdışında okumak bir amaç olmamalı diyor. Tutkularınızı gerçekleştirmenizde bir araç olacaksa önemli diyerek devam ediyor. Öncelikle kendinize gerçekten ilgi duyduğunuz, tutkuyla çalışabileceğiniz bir alan edinin diyor.
Meslek ve iş bulma kaygısından önce ilgi duyduğunuz alanı seçip o alan için eğitim alıp çalışmalara katıldığınızda zaten gelişip adım adım ilerleyebileceğiniz kanısında. Para da sonrasında kendiliğinden geliyor diye ekliyor.
Başarı konusuna gelince, başarı hiçbir zaman hiç kimse için garanti değildir diyor Furkan. Başarıda birçok faktörün altını çiziyor. Özellikle de zamanın. Şu an denemiş ama başarılı olamamışsanız bile önemli olan yaptığınız iş sizi heyecanlandırıyor mu? Tutkuyla yapıyor musunuz? Devamında mutlaka başarı da gelecektir diyor. Yani para ve başarı hırsına takılmadan sadece gerçekten tutkuyla ilgi duyduğunuz işe odaklanmak önemli Furkan için.
Gelecek Planları…
Bilim, ilgi alanları ve hayatın kendisi devamlı değiştiği için konusunu bilmemekle birlikte kesin bilimsel araştırmalar yapmayı ve araştırma grupları kurmayı hedefliyor Furkan Öztürk.
KAYNAK: Kariyer Kılavuzu
Furkan, liseyi Trabzon’da okuduğu yıllarda fiziğe hep ilgi duyduğundan bahsediyor. Vaktinin çoğunu fizikçilerin biyografilerini okuyarak ve olimpiyat fizik problemleri çözerek geçirdiğini anlatıyor. Biyografi okumak Furkan’a, ileride bir fizikçi olarak kendisini nasıl bir hayatın beklediğine dair bir fikir vermiş. Bu sebeple kesinlikle fizik okumaya karar verip üniversite sınavına çok iyi hazırlanmış. Üniversite sınavında ilk 100’e girenlere verilen özel burslardan haberdar olduğu için de işini şansa bırakmamış. Türkiye genelinde 37. olarak Bilkent Üniversitesi’nde bursla fizik okumaya hak kazanmış.
Bilkent Yılları…
Fizik okumak için Bilkent Üniversitesi’nin çok doğru bir adres olduğunu söylüyor Furkan. Buradaki en büyük kazanımı hocası Özgür Bey’in kendisini çok desteklemesi ve şimdi de danışmanı olması. Mezuniyet tezini birlikte yazmışlar. Tabii ki kendi özel merak ve çabasının da yolunu açtığının farkında ama Bilkent’in altyapısının da her türlü imkanı sağladığını ve ders kalitesinin çok yüksek olduğunu vurguluyor. Bilkent’i çok özlediğinden bahseden Furkan buradaki yıllarını senfoni orkestrasının Cumartesi konserlerinde, spor salonunda ama en çok da kütüphanede geçirdiğinden bahsediyor.
Furkan Öztürk, daha Bilkent’e ilk girdiğinde yurtdışında yüksek lisans yapmaya karar vermiş. Özellikle onun ilgilendiği shakuton deneysel fizik alanında Türkiye’de çalışan kimse olmadığını gözlemlemiş. Türkiye’ye dönecek olsa bile farklı ekolleri tanımanın kendisini daha çok geliştireceği kanısında. Bu sebeple de yaz stajlarını gittiği yerlerdeki hocalarla bağlantı kurup referans mektupları almak için hep yurtdışında yapmış.
Harvard’a Kabul Süreci
Furkan 3. sınıfta Harvard’da staj yapması ve onun öncesinde de İsviçre’deki çalışması sayesinde Harvard’a kabul için ekstra hazırlanması gerekmediğini anlatıyor. Harvard’daki stajında çok başarılı bulunduğu için oradaki hoca, doktorası için referans mektubu yazıp doktora için geldiğinde aynı grubun içinde yer almayı düşünmesini söylemiş. Şu an gerçekten de aynı grupta yer aldığını hatırlatıyor Furkan. Bilkent’te derslerinin de başarılı olması bu süreçte etkili olmuş. Başvuru yaparken stres bile olmadım diyor.
Furkan bu noktada, seçim yaparken okulun kendisi için ikinci sırada yer aldığını; asıl önemli olanın doktora grupları ve hocalar olduğunu hatırlatıyor. Bu alanda en iyi eğitimi burada alacağına emin olduğu için Harvard’ı ve aynı grubu seçmiş. Gençlere tavsiyesi okul adına göre karar vermemeleri yönünde.
Boston’daki ve Kampüsteki Hayat...
Boston, ne New York kadar keşmekeş ne Washington gibi kasvetli diyen Furkan; bu şehri ortasından nehir geçen, güzel kütüphaneleri ve müzeleri olan, dünyayla bağlantılı ve başta spor gibi birçok şeyin merkezi konumunda, dünyanın en iyi üniversitelerinin yer aldığı dolayısıyla da kültürel anlamda çok renkli ve huzurlu bir öğrenci şehri olarak tasvir ediyor.
Furkan Türkiye’de çok da bulamadığını söylediği canlı kültürel aktivitelerin bol olduğu entelektüel bir hayatı burada yakalamış. Harvard ve MIT’de çeşitli konserler, yerel kitapçılarda özel konuşma ve imza günleri, Boston Senfoni ve Boston Filarmoni Orkestraları’nın haftasonu konserleri, Harvard’ın ‘Museum Night’ gibi etkinliklerine fırsat buldukça katıldığını anlatıyor.
Yurtdışında Eğitim Hedefi Olanlara ve Ailelerine Tavsiyeler…
Furkan Öztürk, yurtdışında okumak bir amaç olmamalı diyor. Tutkularınızı gerçekleştirmenizde bir araç olacaksa önemli diyerek devam ediyor. Öncelikle kendinize gerçekten ilgi duyduğunuz, tutkuyla çalışabileceğiniz bir alan edinin diyor.
Meslek ve iş bulma kaygısından önce ilgi duyduğunuz alanı seçip o alan için eğitim alıp çalışmalara katıldığınızda zaten gelişip adım adım ilerleyebileceğiniz kanısında. Para da sonrasında kendiliğinden geliyor diye ekliyor.
Başarı konusuna gelince, başarı hiçbir zaman hiç kimse için garanti değildir diyor Furkan. Başarıda birçok faktörün altını çiziyor. Özellikle de zamanın. Şu an denemiş ama başarılı olamamışsanız bile önemli olan yaptığınız iş sizi heyecanlandırıyor mu? Tutkuyla yapıyor musunuz? Devamında mutlaka başarı da gelecektir diyor. Yani para ve başarı hırsına takılmadan sadece gerçekten tutkuyla ilgi duyduğunuz işe odaklanmak önemli Furkan için.
Gelecek Planları…
Bilim, ilgi alanları ve hayatın kendisi devamlı değiştiği için konusunu bilmemekle birlikte kesin bilimsel araştırmalar yapmayı ve araştırma grupları kurmayı hedefliyor Furkan Öztürk.
KAYNAK: Kariyer Kılavuzu
YORUMLAR