Bulaşıkçılıktan Başlayıp Manhattan'ın En Önemli Restoranlarından Birini Açtı

Herkese röportaj vermediğinin altını çizen Alirıza Doğan, bizim teklifimizi kabul ederek büyüklük gösterdi, öncelikle kendisine teşekkürlerimi sunuyorum.

GREEN CARD İLE GELEN ŞANS
Alirıza Doğan'ın dayısı okumak için geldiği Amerika'da kalıp Amerikan vatandaşlığı aldıktan sonra kızkardeşine Green Card aldırmış. Bu sayede 1986 yılında henüz 20 yaşında iken Ali Baba ve 4 kardeşi, anne ve babasıyla birlikte ailecek New York'a yerleşmişler. Aslen Sivas'lı olan aile Ankara'da yaşıyorlarmış o yıllarda. Babasının cebinde sadece 300 dolar para ile geldiklerini anlatan Ali Baba, ertesi gün iş aramaya çıkan babasına destek olmaya karar vermiş ve baba oğul bir restoranda bulaşıkçılığa başlamışlar.

BABA OĞUL, BULAŞIKÇILIKTAN BAŞLADILAR!
Restoran işine en alt seviye olan bulaşıkçılıktan başlayan Ali Baba; zamanla salata barı, ardından komilik ve tekrar mutfağa geçip A'dan Z'ye her kademesinde çalışarak işin içinde pişmiş.

İlk yıllar hiç de kolay geçmemiş o ve ailesi için. Babasıyla 2-3 yıl kadar işe yürüyerek gidip gelmişler. Çok uzun yıllar hiç es vermeden baba oğul haftanın 7 günü çalşmışlar. New York'un aşırı soğuk kışlarında bu durum onları bayağı zorlamış. Üstelik ABD'ye geldikleri 1986 yılı, en soğuk kışın yaşandığı yıl olarak tarihe geçmiş. İlk aylarında bir gece evinin yolunu bulamayınca kar soğuğunda donmamak için bir apartmana girip üst katlara çıktığını ve orada uyuduğunu anlattı Ali Baba. Epilepsi hastalığı olduğu için bu durum kendisi açısından çok tehlikeli. O gece polislerin bile kendisine yardımcı olmadığını söyleyen Ali Baba, ertesi sabah bir şekilde dayısının telefon numarasını bulmuş ve ona haber verince evine varabilmiş.

BABA OĞUL İLK RESTORANLARINI AÇTILAR
Tam 11 yıl sonra 1997 yılında yine babasıyla birlikte Ali Baba Restaurant'ı açmışlar. Restoranın adı, baba oğul işletmesi olmasından geliyor. Ama yıllar içinde herkese kol kanat geren, destek olan Ali Rıza Doğan'a Ali Baba adı herkes tarafından yakıştırılmış. Amerika'da dürüst ve çalışkan olduğunuz sürece herkese eşit fırsatlar sunulduğunu belirten Ali Baba, şükretmenin ve geldiğiniz yeri asla unutmamanın önemine de vurgu yaptı.

OĞLU ALİCAN DA BABASININ İZİNDE
Ali Baba'nın büyük oğlu Alican da babasının izinden giderek aşçılık mesleğini seçti. Hatta Amerika'nın dünya çapında önemli okullarından biri olan CIA (The Culinary Institute of America)'ya ilk 20 kişi arasında seçildi. Okuldan plaket alarak mezun olan oğlu şu anda çok ünlü bir restoran olan Ninety Acres at Natirar'da çalışıyor. İlerideki hedefi tıpkı babası gibi kendi mekanını açmak.

ABD'YE GELECEKLERE TAVSİYESİ NEDİR?
Son zamanlarda Meksika sınırını kaçak yolla geçerek gelen çok sayıda Türk olduğuna dikkat çeken Ali Baba, birçoğunun iş bulamayıp süründüğünü, çok üzücü tabloların yaşandığını ve bazılarına yardım ederek uçak biletlerini alıp Türkiye'ye geri dönmelerini sağladıklarını anlattı. O sebeple mesleği olmayan ve çok yakın tanıdıkları burada bulunmayan kişilere ABD'ye gelmemelerini tavsiye ediyor.

EVSİZLERİN DE ALİ BABASI OLDU!..
Her Çarşamba akşamı Manhattan'daki 34. Cadde'de evsizlere Champion Pizza'nın sahibi Hakkı Akdeniz ile birlikte yemek dağıtan Ali Baba, burada da giderek çok sayıda Türk görmeye başladıklarını üzülerek ifade etti. Yemek dışında bu insanlara ellerinden geldiğince kıyafet yardımı da yaptıklarını sözlerine ekledi. 

NEW YORK TIMES, HABERİNİ YAPTI!
Onun dışında uzun yıllardır hindi bayramında da evsizlere yemek dağıtan Ali Baba, ilk iş yerini açtıktan kısa süre sonra New York Times ve New York Magazine'de haber olmuş. O zamana kadar tüm Amerikalıların 'Turkish Pizza' olarak tanıdığı lahmacunun orijinalini tanıtmayı başararak Türk mutfağının tanıtımına büyük katkıda bulunmuş. O dönemlerde Amerikalıların çoğunun Türkiye'yi bir Arap ülkesi zannettiği için kötü gördüklerini söyledi.

Türkiye'nin tanıtımını kendine misyon edinen Ali Baba, bunun için Türkiye Cumhuriyeti Turizm Bakanlığı'ndan kitaplar getirterek restorana gelen yabancı müşterilerine dağıtmış. ABD'deki Türk derneklerine de yılardır elinden gelen her türlü desteği veriyor.

Ali Baba, New York'ta yaşayan ve tanıdığı İstanbul Ermenilerine de yardımcı oluyor. Kendilerinin Türkiye Başkonsolosluğundan yardım isteme konusunda çekindiklerini aktaran Ali Baba, bu insanları bizzat alıp konsolosluğa götürüp her türlü işlerine destek oluyor. Çünkü konsolosluk onların da konsolosluğu. Böyle çekince hissetmeleri çok üzücü. Bu sayede Ali Baba'nın bir diğer namı da 'Türkiye Büyükelçisi' olmuş.

Ayrıca burada yaşayan Müslüman toplumunda herkesin gönlünü kazanmış ve adeta bir lider olarak gördükleri çok sevilen bir isim Ali Baba.

ERIC ADAMS İLE DOSTLUĞU NASIL BAŞLADI?
Ali Baba, New York'un yeni Belediye Başkanı Eric Adams'ın da çok yakın dostu. Adams, hemen her Çarşamba günü, evsizlere yemek dağıtılırken Ali Baba ve Hakkı Akdeniz'e destek olmak için yanlarında bulunuyor.

Kendisi Brooklyn Belediye Başkanı iken Türk şoförü Altay Bey aracılığıyla Ali Baba ile tanışmış ve yakın dost olmuşlar. Fakir bir aileden geldiği için Adams da zor durumdaki insanlara destek olma hususunda çok hassas. Türkleri de çok seviyor. Ali Baba'nın hikayesini kendi hikayesine benzettiği için aralarında bir yakınlık oluşmuş. Onun ailesi de ABD'ye göç ettiği ilk yıllarda çok zorlanmış ve hatta yiyecek ekmek bulmakta bile sıkıntı yaşamışlar.

Tanıştıkları ilk yıllarda Ali Baba'ya, kendisinin çok methini duyduğunu ve bundan sonra her zaman onun yanında yer alacağını söylemiş. Dostlukları uzun yıllardır devam ediyor. New York Büyükşehir Başkanlığına adaylığı döneminde de Adams'a büyük destek vermiş. Adams'ın sadece Türk toplumuna değil aslında genel olarak Müslüman toplumuna çok destek olduğuna dikkat çeken Ali Baba, örneğin artık onun sayesinde bazı yerlerde Cuma günleri namaz kılınabildiğini açıkladı. Yine onun girişimleriyle Müslümanların dini bayramlarında New York genelinde tatil ilan edildiğini de sözlerine ekledi.

14 YILDIR BELEDİYENİN İFTAR DAVETLERİNE YEMEK HAZIRLIYOR
New York'ta Ali Baba'nın başka bir özelliği daha var! O da tam 14 yıldır New York Belediye Başkanlarının verdiği iftar davetlerinde seçtikleri tek marka olması. İlk olarak Michael Bloomberg ile başlayan gelenek şimdi Adams ile devam ediyor. Tek bir farkla o zamanlar 30 kişiyle başlayan iftar yemeği şimdilerde 280 kişiye veriliyor. Ve Ali Baba bu işi tek bir kuruş almadan gönül işi olarak yaptığını abdpost.com mikrofonlarına söyledi.