Çanakkale'de Bir Amerikalı'nın Toprağında Çoban
www.abdpost.com muhabirlerinden İbrahim Durhat nam-ı diğer Hızlı Gezgin, Türkiye'de Atatürk'ün 'geçilmez' dediği Çanakkale'nin en turistik yerlerinden biri olan Babakale Köyü'nde tüm zorluklara rağmen hayvancılığa devam etmeye çalışan, fakat kendi memleketinde bir Amerikalı'ya ait topraklarda bu mücadeleyi veren Muhteşem Bey ile görüştü.
23 Ağustos 2022 - 17:10 - Güncelleme: 23 Ağustos 2022 - 17:15
Muhteşem Bey, Çanakkale'nin Babakale Köyü'nde 12 yıldır çobanlık yapıyor. Bu işi öyle büyük bir aşkla yapıyor ki hayvanların yanına geldiğinde huzur bulduğunu söylüyor.
Muhteşem Bey'in 1980 yılında henüz 8 yaşındayken ailesinin bir keçi alması ile çobanlık hikayesi başlamış. Şimdi ise sadece koyunları var. Ama keçilerin, koyunlardan daha akıllı hayvanlar olduğunu söylüyor. İlkokulu bitirip ekmek parasını kazanmak için çobanlığa devam etmiş.
Koyun sütünü köyde satan Muhteşem Bey, maalesef ekin ekip çiftçilik yapamamaktan şikayetçi. Kazancıyla tarla almak bile mümkün olmamış. Hatta bulunduğu arazi bile kendisine ait değil. Onu haber yapmamızın sebebi tam da bu nokta zaten. Çünkü hayvanlarını otlatıp baktığı arazi bir Amerikalı'ya ait.
Bölgede hemen herkes topraklarını yabancılara satar olmuş. Hayvancılık bitme noktasına gelmiş. Ama o, direnenlerden. Hayvanlarını otlatıp baktığı arazi de bölgeye gelip aşık olan bir Amerikalı turistin satın aldığı toprak. Kendisine, arazisinde koyunlarını otlatıp bakması için izin vermiş. Muhteşem Bey bunun için Amerikalı'ya ücret ödemiyor, ama onun da tüm bahçe ve diğer işlerini hallediyor. Hatta Amerika'ya gidip kaldığı dönemlerde de ev ve arazi Muhteşem Bey'e emanet. Kısaca aralarında para olmadan karşılıklı yardımlaşma üzerine dayalı çok güzel bir ilişki var.
Kiralık bile olsa 40-50 dönüm bir arazi hayali kuruyor Muhteşem Bey, çünkü o zaman çok daha fazla koyunu olurdu. Böylelikle insanların ihtiyacı olan tamamen doğal süt, et, peynir, yoğurt, kaymak gibi temel gıdaları daha fazla kişiye ulaştırabilirdi.
Organik eti, Türkiye'de bulmak artık çok zor ve kendisinden et alan kişilerin mutlaka devamını getirdiğini söylüyor. Çünkü etlerinde hormon yok! Tamamen doğal besliyor.
Fakat Türkiye'deki koşullar nedeniyle Çanakkale'de de ve Babakale Köyü'nde de hayvancılık ve çiftçilik bitme noktasına gelmiş. İnsanlar daha çok zeytincilik ve balıkçılık ile uğraştığı için bölgede çobanlık yapan sayılı kişilerden biri Muhteşem Bey.
Adı gibi muhteşem olan Muhteşem Bey ise mesleği bırakmayı düşünmüyor. "Zaten hayvanları sevmesen bakamazsın bu hayvanlara. Her şeyi bereket bunların! Gübresi bereket, yünü, eti, sütü bereket." diyor.
Elinden her iş gelen Muhteşem Bey, adeta bir İsviçre çakısı! Her eve lazım! Mesela; aküsü bitenlere yardımcı oluyor, tekerlek tamiri yapıyor, marangozluk ve boyacılık da elinden geliyor, su tesisatçılığı da yapıyor demir kaynak işi de, daha bitmedi üstüne bir de kadınların alışverişine de yardım ediyor. Ayrıca tekne tamiri de yapan Muhteşem Bey, bu kadar koşturmacaya rağmen hiç yorgunluk hissetmediğini, çünkü hepsini severek yaptığını belirtiyor. Aksine okumayı hiç sevememiş ve ilkokuldan öteye gitmemiş. Ama o, hayatından memnun.
Köyünden dışarı, askerlik dışında hiç çıkmadığını söyleyen Muhteşem Bey, "Herkesin gelmek için can attığı bu yerden neden dışarı çıkayım ki?" diyor. Asya kıtasının en batı noktası olan Bababurnu ya da antik adıyla Lekton'un da bulunduğu Babakale Köyü, gerçekten de çok turist çeken bir bölge.
Dünyanın hemen her yerinden bir sürü yabancı turisti ağırlayan köyde, maalesef ki birçok toprağı da bu yabancılar satın almış. Bu durum onu biraz üzüyor ve endişelendiriyor. Çoğunun iyi insanlar olduğunu söylese de bu toprağın yabancılara satılmasını doğru bulmuyor. Ama yine de doğup büyüdüğü toprakları çok seviyor ve başka bir yere gitme düşüncesi yok. İhtiyacı olmadığı halde tarlasını bu yabancılara satan köylülere sitem ediyor.
Muhteşem Bey'in becerilerine veterinerliği de ekleyebilirsiniz. Çünkü hayvanların doğumlarını bizzat kendisi yaptırıyor. Hatta ters doğumlara anne karnında müdahale edip düzeltebiliyor. Ve doğum esnasında rahmi tamamen dışarı çıkan koyunlarını bile hiç destek almadan iyileştirebiliyor. Rahimlerini yıkayıp kayganlaşması için zeytinyağına bulayan Muhteşem Bey, kendi el ve kollarını da yağlayıp hayvanın rahmini yerine yerleştirdikten sonra yorgan iğnesi ile dikitiğini ve antibiyotik ile üç gün içinde hayvanların tamamen iyileştiklerini anlatıyor. Dedik ya adı gibi muhteşem biri o!
Çanakkale şivesi ile çok tatlı konuşan Muhteşem Bey'i dinlemek, koyun ve kuzucukları doğal ortamında İbrahim Durhat'ın ve ekibinin muhteşem çekimleri eşliğinde izlemek, Muhteşem Bey'in komik anılarını dinlemek ve daha pek çok bilgi edinmek için aşağıdaki videoyu izlemenizi tavsiye ederiz.
KAYNAK: hızlı gezgin / ibrahim durhat
Muhteşem Bey'in 1980 yılında henüz 8 yaşındayken ailesinin bir keçi alması ile çobanlık hikayesi başlamış. Şimdi ise sadece koyunları var. Ama keçilerin, koyunlardan daha akıllı hayvanlar olduğunu söylüyor. İlkokulu bitirip ekmek parasını kazanmak için çobanlığa devam etmiş.
Koyun sütünü köyde satan Muhteşem Bey, maalesef ekin ekip çiftçilik yapamamaktan şikayetçi. Kazancıyla tarla almak bile mümkün olmamış. Hatta bulunduğu arazi bile kendisine ait değil. Onu haber yapmamızın sebebi tam da bu nokta zaten. Çünkü hayvanlarını otlatıp baktığı arazi bir Amerikalı'ya ait.
Bölgede hemen herkes topraklarını yabancılara satar olmuş. Hayvancılık bitme noktasına gelmiş. Ama o, direnenlerden. Hayvanlarını otlatıp baktığı arazi de bölgeye gelip aşık olan bir Amerikalı turistin satın aldığı toprak. Kendisine, arazisinde koyunlarını otlatıp bakması için izin vermiş. Muhteşem Bey bunun için Amerikalı'ya ücret ödemiyor, ama onun da tüm bahçe ve diğer işlerini hallediyor. Hatta Amerika'ya gidip kaldığı dönemlerde de ev ve arazi Muhteşem Bey'e emanet. Kısaca aralarında para olmadan karşılıklı yardımlaşma üzerine dayalı çok güzel bir ilişki var.
Kiralık bile olsa 40-50 dönüm bir arazi hayali kuruyor Muhteşem Bey, çünkü o zaman çok daha fazla koyunu olurdu. Böylelikle insanların ihtiyacı olan tamamen doğal süt, et, peynir, yoğurt, kaymak gibi temel gıdaları daha fazla kişiye ulaştırabilirdi.
Organik eti, Türkiye'de bulmak artık çok zor ve kendisinden et alan kişilerin mutlaka devamını getirdiğini söylüyor. Çünkü etlerinde hormon yok! Tamamen doğal besliyor.
Fakat Türkiye'deki koşullar nedeniyle Çanakkale'de de ve Babakale Köyü'nde de hayvancılık ve çiftçilik bitme noktasına gelmiş. İnsanlar daha çok zeytincilik ve balıkçılık ile uğraştığı için bölgede çobanlık yapan sayılı kişilerden biri Muhteşem Bey.
Adı gibi muhteşem olan Muhteşem Bey ise mesleği bırakmayı düşünmüyor. "Zaten hayvanları sevmesen bakamazsın bu hayvanlara. Her şeyi bereket bunların! Gübresi bereket, yünü, eti, sütü bereket." diyor.
Elinden her iş gelen Muhteşem Bey, adeta bir İsviçre çakısı! Her eve lazım! Mesela; aküsü bitenlere yardımcı oluyor, tekerlek tamiri yapıyor, marangozluk ve boyacılık da elinden geliyor, su tesisatçılığı da yapıyor demir kaynak işi de, daha bitmedi üstüne bir de kadınların alışverişine de yardım ediyor. Ayrıca tekne tamiri de yapan Muhteşem Bey, bu kadar koşturmacaya rağmen hiç yorgunluk hissetmediğini, çünkü hepsini severek yaptığını belirtiyor. Aksine okumayı hiç sevememiş ve ilkokuldan öteye gitmemiş. Ama o, hayatından memnun.
Köyünden dışarı, askerlik dışında hiç çıkmadığını söyleyen Muhteşem Bey, "Herkesin gelmek için can attığı bu yerden neden dışarı çıkayım ki?" diyor. Asya kıtasının en batı noktası olan Bababurnu ya da antik adıyla Lekton'un da bulunduğu Babakale Köyü, gerçekten de çok turist çeken bir bölge.
Dünyanın hemen her yerinden bir sürü yabancı turisti ağırlayan köyde, maalesef ki birçok toprağı da bu yabancılar satın almış. Bu durum onu biraz üzüyor ve endişelendiriyor. Çoğunun iyi insanlar olduğunu söylese de bu toprağın yabancılara satılmasını doğru bulmuyor. Ama yine de doğup büyüdüğü toprakları çok seviyor ve başka bir yere gitme düşüncesi yok. İhtiyacı olmadığı halde tarlasını bu yabancılara satan köylülere sitem ediyor.
Muhteşem Bey'in becerilerine veterinerliği de ekleyebilirsiniz. Çünkü hayvanların doğumlarını bizzat kendisi yaptırıyor. Hatta ters doğumlara anne karnında müdahale edip düzeltebiliyor. Ve doğum esnasında rahmi tamamen dışarı çıkan koyunlarını bile hiç destek almadan iyileştirebiliyor. Rahimlerini yıkayıp kayganlaşması için zeytinyağına bulayan Muhteşem Bey, kendi el ve kollarını da yağlayıp hayvanın rahmini yerine yerleştirdikten sonra yorgan iğnesi ile dikitiğini ve antibiyotik ile üç gün içinde hayvanların tamamen iyileştiklerini anlatıyor. Dedik ya adı gibi muhteşem biri o!
Çanakkale şivesi ile çok tatlı konuşan Muhteşem Bey'i dinlemek, koyun ve kuzucukları doğal ortamında İbrahim Durhat'ın ve ekibinin muhteşem çekimleri eşliğinde izlemek, Muhteşem Bey'in komik anılarını dinlemek ve daha pek çok bilgi edinmek için aşağıdaki videoyu izlemenizi tavsiye ederiz.
KAYNAK: hızlı gezgin / ibrahim durhat
YORUMLAR