Dünyanın En Tehlikeli Nesnesi, Yaklaşan Ölüyor: 'Şeytan Çekirdeği'

Amerika Birleşik Devletleri'nin yürüttüğü Manhattan Projesi, atom bombasının geliştirilmesi adına tarihteki en önemli adımlardan biri olarak kayıtlara geçti. Ancak, bilim adına yapılan bu devrim niteliğindeki çalışmaların karanlık bir yönü de vardı: Şeytan Çekirdeği.

Plütonyum çekirdeği olarak bilinen bu nesne, o dönemde yapılan nükleer deneylerin merkezi haline gelmiş ve ardında ölümler bırakmıştı. İnsan hayatını tehdit eden bu tehlikeli nesne, tarihe "şeytan" ismiyle geçmiş ve bilim dünyasında derin izler bırakmış.

İlk Kaza: Harry Daghlian’ın Ölümü

1945 yılında, Manhattan Projesi kapsamında yapılan deneyler sırasında bilim insanı Harry Daghlian, plütonyum çekirdeğiyle yaptığı bir deneyde felakete neden oldu. Tek başına laboratuvarda çalışırken, reaktiviteyi ölçmek amacıyla çekirdeğin etrafına tungsten karbür tuğlalar yerleştiren Daghlian, yanlışlıkla bir tuğlayı çekirdeğin üzerine düşürdü. Bu, çekirdeğin süperkritik hale gelmesine yol açarak ölümcül bir radyasyon yayılmasına neden oldu.

İkinci Kaza: Louis Slotin’in Trajik Sonu

1946 yılında, fizikçi Louis Slotin’in yaptığı deney de benzer bir felakete yol açtı. Güvenlik protokollerini hiçe sayarak, plütonyum çekirdeğini iki berilyum kubbe ile çevreleyen Slotin, yarım küreleri yanlışlıkla fazla yaklaştırarak süperkritik bir zincirleme reaksiyon başlattı. Bu, çekirdeğin aniden parlamasına ve ölümcül derecede yüksek radyasyon yayılmasına neden oldu.

Slotin, en yakın noktada bulunması nedeniyle hızla etkilenerek ağır şekilde radyasyon zehirlenmesine uğradı ve dokuz gün sonra yaşamını yitirdi.

"Şeytan Çekirdeği" Adının Anlamı

Bu iki ölümcül kazanın ardından, bilim insanları bu plütonyum çekirdeğine “Şeytan Çekirdeği” adını verdiler. Sürekli ölümcül kazalara yol açması, onu nükleer tarihinin en tehlikeli nesnelerinden biri haline getirdi. Çekirdeğin tehlikeli doğası ve ölümcül sonuçları, bilim dünyasında güvenlik protokollerinin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.

Şeytan Çekirdeği'ne Ne Oldu?

1950 yılında, "Şeytan Çekirdeği" eritilerek ABD’nin nükleer cephaneliğindeki diğer bombalara dönüştürüldü. Sonraki yıllarda, manuel deneyler yerine daha güvenli yöntemler geliştirilerek benzer kazaların tekrarlanmaması sağlandı.

Ancak, bu korkunç olaylar ve "Şeytan Çekirdeği"nin ismi, nükleer fizik tarihinde ölümcül hataların sembolü olarak hala anılmaya devam ediyor. Bu trajik deney, nükleer araştırmalarda güvenlik önlemlerinin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.