Ginsburg'un Vefatının ABD Seçimlerine Etkisi

Cüneyt Özdemir; Erdölen’e, ‘Neden bir Anayasa Mahkemesi mensubunun ölümü, adeta başkan ölmüşçesine bu kadar yoğun tartışılıyor?’ şeklinde bir soru yöneltiyor.
 
Erdölen, öncelikle Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesi’nin görev tanımından bahsederek sözlerine başlıyor.
 
“Yüksek Mahkeme Amerika’nın en yüksek yargı organı. Görevi, Türkiye’deki Anayasa Mahkemesi gibi hem başkanın kararnamelerini, hem de senato ve kongrenin geçirdiği yasaları denetlemek. Alt düzeyde verilen yargı kararlarının hukuka uygunluğunu denetlemek. Oldukça geniş bir görev tanımı var. Aynı zamanda, seçim uyuşmazlıklarında da son kararı veren merci. Yani 3 Kasım 2020’de bir seçim uyuşmazlığı olursa, en son kararı Yüksek Mahkeme verecek. Bu nedenle çok kritik.” diyen Erdölen, meseleyi özetlemiş oluyor.
 
Cüneyt Özdemir tam bu noktada devreye girerek; Bush seçimlerinde de bu yola başvurulduğunu ve belki de Bush’un kaybedeceği bir seçimi bu şekilde kazandığını hatırlatıyor. Bu sebeple de Demokratlar’la Cumhuriyetçiler’in sayısı Yüksek Mahkeme’de önemli. Ginsburg de Demokrat bir yargıçtı diyor.
 
Erdölen, Ginsburg’un ölümüyle Yüksek Mahkeme’de 8 yargıç kaldığını ve bunların da 5’inin muhafazakar, 3’ünün ise liberal yani demokrat olduğunu belirterek; şimdi önemli olan meselenin, Ginsburg’un yerine atanacak olan yargıcın ne zaman ve nasıl atanacağı olduğuna işaret ediyor. Çünkü seçimlerde işin rengini bu durum belirleyecek.
 
Cumhuriyetçiler Kanadı
Çünkü Erdölen’in analiziyle; şu an 100 senatör var ve bunlardan 53 tanesi Cumhuriyetçi. Bir yargıcın onanması için ise 51 oy yeterli. Başkan bir yargıç önerecek ve senato da bunu onayacak. Bu sebeple Cumhuriyetçiler diyor ki, hazır senatoda çoğunluk Cumhuriyetçiler’deyken, bunu hemen şimdi, seçime 40 gün kala yapalım. Böylece başkanlığı kaybedersek ya da senatodaki çoğunluğu kaybedecek olursak, hiç olmazsa Yüksek Mahkeme’yi 6 muhafazakar yargıç ve 3 demokrat liberal yargıçla kapatalım. Böylece yıllar boyunca, Yüksek Mahkeme’de bizim çoğunluğumuz olsun.
 
Çünkü; her bir Yüksek Mahkeme yargıcının ölene ya da emekli olana kadar görevde kaldığı ve görevden alınamadığı bilgisini veren Erdölen, bu sebeple eğer Cumhuriyetçiler Yüksek Mahkeme’de çoğunluğu elde ederse, 30-40 sene boyunca, demokratlar başkanlığı da kazansa senatoyu da kazansa, Yüksek Mahkeme kozu her zaman muhafazakarların elinde olacak diyor. İşte bu nedenle Cumhuriyetçiler seçimi beklemeden yeni yargıcı atamak istiyorlar.
 
Demokratlar Kanadı
Şimdi gelelim Demokratlar’a! Erdölen Demokratlar’ın ise, seçime 40 gün gibi az bir süre kalmasını öne sürerek, hemen yeni yargıcın atanmasını istemediklerini söylüyor. Çünkü Demokratlar’ın fikri de; belki başkan değişir, belki senatoyu Demokratlar kazanır yönünde. Bu sebeple bekleyelim diyorlar.
 
Fakat Erdölen’in de belirttiği gibi, Cumhuriyetçiler bu fikre karşı çıkıyor ve şu anda büyük ihtimalle Cumhuriyetçi Parti içinde de bu karara karşı çıkan partili sayısı oldukça az. Bu sebeple birkaç gün içinde bu yargıç atama sürecini gözlemleyeceğiz diyen Erdölen, büyük ihtimalle de seçimden önce, bu yargıcın atanacağı kanısında.
 
Anlaşılan bu durum, Amerika içi oldukça kutuplaştırıcı bir mesele olarak ortaya çıkıyor.
 
KAYNAK: Cüneyt Özdemir Youtube