KADEM'in etkinliğinde Filistinli sanatçının hayat hikayesi duygulandırdı
Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM), Filistin'in kültürel direnişini sanatı aracılığıyla dünyaya tanıttığı etkinliğinde, Filistinli sanatçı Zeina Azzam’ın hayat hikayesini ve göçmenlik deneyimini paylaştı.

Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM), Filistin'in kültürel direnişini sanat yoluyla dünyaya tanıtmak amacıyla New York'ta anlamlı bir etkinlik düzenledi.
"Filistin’de Bir Direniş Biçimi Olarak Sanat" başlığıyla Türkevi’nde gerçekleşen organizasyon, Filistin halkının tarihsel mücadelesini sanatsal bir perspektifle sundu. Etkinliğe KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu ev sahipliği yaptı, ABDPost New York Temsilcisi Özlem Özgüt Yörekli de etkinliği takip etti.
Programda, Filistinli sanatçıların eserlerinin yer aldığı video gösterimleri ve şiir dinletileriyle Filistin kültürüne ve direnişine dair derin bir anlayış kazandırıldı.
Etkinlikte, Zeina Azzam da yaşamını ve mücadelesini katılımcılarla paylaştı. Azzam, Filistin'in 1948'deki savaştan sonra ailesiyle yaşadığı zorlukları ve göçmenlik deneyimini anlattı.
Azzam, konuşmasında, "10 yaşımdayken, ailemle birlikte ABD’ye göç ettim. Göçmenlik deneyimim, her şeyin kaybolduğu bir zaman dilimiydi. Göçmen olmanın zorlukları, kültürün taşınması, bu göçmenlik duygusu hala içimde yaşıyor" diyerek, Filistinli göçmenlerin yaşadığı travmaları ve bu deneyimlerin kişisel hayatındaki etkilerini derinlemesine anlattı. Ayrıca, bu deneyimlerin Filistin halkının mücadelesine olan duyduğu bağlılığı güçlendirdiğini belirtti.
Zeina Azzam, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu Filistin dayanışma etkinliği, sanatçılar ve aktivistler ile birlikte düzenleniyor. Hepinizle Türk Evi'nde olmak çok güzel. Profesör Saliha’ya, kardeşlerim Betül ve Normano’ya özel teşekkürlerimi sunarım."
Ramazan ayı nedeniyle oruç açma anını birlikte kutlamaktan büyük bir onur ve mutluluk duyduğunu da vurgulayan Azzam, bu özel anı, katılımcılarla paylaşmanın kendisi için ne denli anlamlı olduğunu ifade etti.
Azzam, etkinlik sırasında bir dizi şiir de paylaştı. Bu şiirler, Filistinli göçmenlerin yaşadığı zorlukları ve bunun kişisel bağlamını katılımcılara aktarırken, aynı zamanda sanatın, direnişin ve özlemin nasıl bir arada şekillendiğini gösterdi. Azzam, "Göçmen" adlı şiirini okurken, Amerika'ya göç ettikleri dönemde yaşadığı kültürel şoku ve kayıpları derinlemesine işledi. Şiirlerinde, Filistin’in kültürel mirasına duyduğu özlemi, ailesinin mücadelesini ve göçmenlik deneyiminin bir bireyi nasıl dönüştürdüğünü dile getirdi. Azzam, şiirinde, Filistin'deki topraklarından kopan birinin, yeni bir dünyada yaşarken eskiye duyduğu özlemi ve yabancılaşmayı etkileyici bir şekilde betimledi.
Azzam, "Göçmen" şiirinde, Amerika’ya geldiklerinde karşılaştıkları kültürel farklar ve yabancılaşma hissiyatını anlatarak, kendi kimliğini nasıl yeniden inşa etmeye çalıştığını paylaştı. "Amerika'da her şey büyüktü, yiyecekler tatlıydı, insanlar hızlı konuşuyor ve hızlı yürüyordu. Her şey fazlaydı" diyerek, yeni bir toplumda karşılaştığı ilk izlenimlerini aktardı. Aynı zamanda, göçmen bir ailenin siyasi konuşmaları, geçmişin acıları ve aidiyet duygusunun nasıl taşındığını vurguladı.
Azzam sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kitabımın adı Some Things Never Leave You (Bazı Şeyler Sizi Hiç Terk Etmez) annemle ilgili yazdığım bir şiirden alınmıştır. Annem 95 yaşında ve hala yaşıyor. Sıklıkla, göçmenlerin hayatını düşünüyorum; benim gibi, ailesi gibi, ve nasıl yaşadıkları, nasıl bu acıyı ve yerinden edilme hissini hayatları boyunca taşıdıklarını. Geç yaşlarına gelmeden önce, annem, birinin evini almak için geldiğini hayal etmeye başladı. Ben de düşündüm ki, bu, onun erken travmalarına, Filistinli bir mülteci olarak yaşadığı zor geçmişe ve her şeyini geride bırakıp kaçmak zorunda kalmasına derin bir şekilde bağlıydı."
YORUMLAR