Los Angeles'ta Evsizlerin Dünyasına Bakış...
Anıl Güler ve üç arkadaşı Amerika Birleşik Devletleri'nin California eyaletinde yer alan ve sıcak olduğu için en çok evsizin kaldığı Los Angeles kentinden gece yarısı yayın yapıyorlar. Evsizlerin yaşadığı ve çok tehlikeli bir bölge olan bu yerde meşhur Cecil Otel'i de ziyaret ediyorlar.
21 Mayıs 2021 - 21:53
İlk olarak Cecil Otel'e giriyorlar. Kişi başı aylık 600 Dolar ücret aldıklarını söyleyen otel yetkilisi ile görüşen Güler, evsizlerin kaldığı bir otelin fiyatının yüksek olmasından ötürü 'Sharaton' kıyaslaması yapıyor. Tek kişi kalınmasına izin verilen odalarda ücret 600 Dolar. Güler soruyor; "Güvenli olmayan bir muhitte nasıl oluyor da kişi başı 600 Dolar talep ediyorsunuz?" Adam da; "Şurada ucuz ve güvensiz yerler var. Gidin de kessinler g.tünüzü." şeklinde karşılık veriyor.
Cecil Otel bilmeyenler için, genellikle 'homeless' yani evsizlerin kaldığı ve Netflix'e belgesel konusu olmuş bir yer. Birçok intihar ve cinayete ev sahipliği yapmış olmasıyla nam salmış. En çok da 2013 yılında ölen Elisa Lam'in görüntüleriyle anılıyor. Otelin hikayesi çok ilginç. 1924 yılında Los Angeles'in en gözde caddesi 640s Main Street'te 1 milyon Dolara yaptırılan otel, zamanının en lüks ve ihtişamlı otellerinden biri haline gelmiş. Ancak 1929'daki buhran döneminden sonra otelin bulunduğu caddede tek tek tüm mekanlar kapanmış ve uyuşturucu satıcıları, evsizler ve hayat kadınlarının kaldığı bir batakhane haline gelmiş. O zamandan sonra bu bölge Los Angeles'in en tehlikeli bölgesi haline gelmiş, öyle ki polis bile çok mecbur kalmadıkça girmek istemiyor. Otel artık, intihar edenler ve cinayete kurban gidenlerle anılıyor.
Arkadaşlarıyla otelden çıkan Güler, otelin leş gibi koktuğunu söylüyor. Cadde üzerinde ilerlerken birçok evsiz görmek mümkün. Hatta bazılarının jeneratör gibi cihazları bile var ve Güler onlardan 'profesyonel evsiler' diye bahsediyor.
Down Town'ın en tehlikeli sokaklarında gece yarısı dolaşan Güler ve arkadaşları her an saldırıya
uğrayabileceklerinin altını çiziyor.
Ardından bir başka evsiz oteline geçiyorlar. Burada rol yaparak evsiz olduklarını belirtip devletin otel masrafının yüzde 70-80'inini ödediklerini söylüyorlar ki, bunun gerçek bilgi olduğunu belirtiyor Güler. Burasının da aşırı kötü koktuğunun altını çiziyorlar. Otelde kalan evsiz bir kadın da devlet yardımıyla bu otelde evsizlerin kalabildiği bilgisini doğruluyor.
Oradan da çıkıp turlarına devam ettiklerinde, yine yol üstünde sokakta kalan bir dolu evsizin
önlerinden geçen Güler ve arkadaşları, her yerin ağır sidik koktuğunu ifade ediyorlar. Onlarla da
sohbet etmeyi deniyorlar.
"Bu namussuz dünyaya vermek istediğin bir mesaj var mı?" sorusuna evsiz adam gülüyor. "Bir şeye ihtiyacın var mı?" sorusuna ise "Para" şeklinde cevap veriyor. 2 senedir sokakta yaşadığını söylüyor. Önceden depo görevlisi olarak çalışıyormuş fakat bazı sorunları nedeniyle bu hale gelmiş hayatı. Güler ve arkadaşları 20 Dolar bahşiş veriyorlar kendisine.
Biraz daha ileride başka bir evsizin yanına gittiklerinde gördükleri bisikletlerin yüzde 99 çalıntı
olduklarını belirtiyorlar. Tam da o sırada evsizlerin arasında bir Türk bayrağı görüyorlar. Orada bir Türk evsiz yaşıyor olabilir ama denk gelmiyorlar.
Başka bir evsizle sohbet ettiklerinde, fiziksel ve mental olarak güçlü göründüğünü söylediklerinde aldıkları cevap ilginç: "Burada nasıl güçlü olacağımı öğrendim. Aklım, vücudumu o kadar sıcak tutuyor ki, soğuğa rağmen kıyafete gereksinim duymuyorum. Uyuşturucu sayesinde çok güçlü bir akla sahibim. Bu sayede sokaktaki saldırılara hızlı karşılık veririm."!!!
İlerledikçe bazı otomobillerde yaşayan evsizler de çıkıyor karşılarına. Bu araçların da çoğunun çalıntı olduğunu söylüyorlar. Yani otellerde, sokaklarda, çadırlarda, otomobillerde yaşayan bir dolu evsiz var. Bazılarının dolu kitap sahibi olması da dikkatlerinden kaçmıyor. Çadırlarda kalanların jeneratörleri ve televizyonları bile var. Uyuşturucu komasına girmiş evsizlerle de karşılaşıyorlar.
Derken durmadan artan bir boru sesiyle karşılaştıklarında konuştukları evsiz kadın, bu sesi ruhsal savaşı devam ettiği için çıkardığını söylüyor. Ve çadırının kapısını Güler ve arkadaşlarına açıp neler yaptığını göstermek istiyor. Kadının bir dolu eşya ve yiyecek zulası ile karşılaşıyorlar. İşinin ruhlarla ilgili olduğunu söylüyor. Çocuklara da cesur olduklarını belirtiyor, çünkü normal insanların oralara gelmeyeceğini söylüyor.
Zaten Güler ve arkadaşları da evsizlere görmeye alışık olmadıkları şekilde, arkadaşça ve insan gibi davranmayı seçtiklerini bu sayede de dışlanmadıklarını videoda ara ara ifade ediyorlar. Şu an Müslüman olup namaz kıldığını söyleyen kadın; daha önce uyuşturucu satıcılığı, organ mafyası ve cinayet gibi suçlara karışmış. Ama artık arındığını söylüyor. Duş gibi kişisel bakım ihtiyaçlarını nasıl karşıladıklarını sorunca kadın, çevrede 7/24 ücretsiz banyolar olduğunu söylüyor.
Videonun tamamını izleyebilirsiniz.
KAYNAK: Anıl Güler
Cecil Otel bilmeyenler için, genellikle 'homeless' yani evsizlerin kaldığı ve Netflix'e belgesel konusu olmuş bir yer. Birçok intihar ve cinayete ev sahipliği yapmış olmasıyla nam salmış. En çok da 2013 yılında ölen Elisa Lam'in görüntüleriyle anılıyor. Otelin hikayesi çok ilginç. 1924 yılında Los Angeles'in en gözde caddesi 640s Main Street'te 1 milyon Dolara yaptırılan otel, zamanının en lüks ve ihtişamlı otellerinden biri haline gelmiş. Ancak 1929'daki buhran döneminden sonra otelin bulunduğu caddede tek tek tüm mekanlar kapanmış ve uyuşturucu satıcıları, evsizler ve hayat kadınlarının kaldığı bir batakhane haline gelmiş. O zamandan sonra bu bölge Los Angeles'in en tehlikeli bölgesi haline gelmiş, öyle ki polis bile çok mecbur kalmadıkça girmek istemiyor. Otel artık, intihar edenler ve cinayete kurban gidenlerle anılıyor.
Arkadaşlarıyla otelden çıkan Güler, otelin leş gibi koktuğunu söylüyor. Cadde üzerinde ilerlerken birçok evsiz görmek mümkün. Hatta bazılarının jeneratör gibi cihazları bile var ve Güler onlardan 'profesyonel evsiler' diye bahsediyor.
Down Town'ın en tehlikeli sokaklarında gece yarısı dolaşan Güler ve arkadaşları her an saldırıya
uğrayabileceklerinin altını çiziyor.
Ardından bir başka evsiz oteline geçiyorlar. Burada rol yaparak evsiz olduklarını belirtip devletin otel masrafının yüzde 70-80'inini ödediklerini söylüyorlar ki, bunun gerçek bilgi olduğunu belirtiyor Güler. Burasının da aşırı kötü koktuğunun altını çiziyorlar. Otelde kalan evsiz bir kadın da devlet yardımıyla bu otelde evsizlerin kalabildiği bilgisini doğruluyor.
Oradan da çıkıp turlarına devam ettiklerinde, yine yol üstünde sokakta kalan bir dolu evsizin
önlerinden geçen Güler ve arkadaşları, her yerin ağır sidik koktuğunu ifade ediyorlar. Onlarla da
sohbet etmeyi deniyorlar.
"Bu namussuz dünyaya vermek istediğin bir mesaj var mı?" sorusuna evsiz adam gülüyor. "Bir şeye ihtiyacın var mı?" sorusuna ise "Para" şeklinde cevap veriyor. 2 senedir sokakta yaşadığını söylüyor. Önceden depo görevlisi olarak çalışıyormuş fakat bazı sorunları nedeniyle bu hale gelmiş hayatı. Güler ve arkadaşları 20 Dolar bahşiş veriyorlar kendisine.
Biraz daha ileride başka bir evsizin yanına gittiklerinde gördükleri bisikletlerin yüzde 99 çalıntı
olduklarını belirtiyorlar. Tam da o sırada evsizlerin arasında bir Türk bayrağı görüyorlar. Orada bir Türk evsiz yaşıyor olabilir ama denk gelmiyorlar.
Başka bir evsizle sohbet ettiklerinde, fiziksel ve mental olarak güçlü göründüğünü söylediklerinde aldıkları cevap ilginç: "Burada nasıl güçlü olacağımı öğrendim. Aklım, vücudumu o kadar sıcak tutuyor ki, soğuğa rağmen kıyafete gereksinim duymuyorum. Uyuşturucu sayesinde çok güçlü bir akla sahibim. Bu sayede sokaktaki saldırılara hızlı karşılık veririm."!!!
İlerledikçe bazı otomobillerde yaşayan evsizler de çıkıyor karşılarına. Bu araçların da çoğunun çalıntı olduğunu söylüyorlar. Yani otellerde, sokaklarda, çadırlarda, otomobillerde yaşayan bir dolu evsiz var. Bazılarının dolu kitap sahibi olması da dikkatlerinden kaçmıyor. Çadırlarda kalanların jeneratörleri ve televizyonları bile var. Uyuşturucu komasına girmiş evsizlerle de karşılaşıyorlar.
Derken durmadan artan bir boru sesiyle karşılaştıklarında konuştukları evsiz kadın, bu sesi ruhsal savaşı devam ettiği için çıkardığını söylüyor. Ve çadırının kapısını Güler ve arkadaşlarına açıp neler yaptığını göstermek istiyor. Kadının bir dolu eşya ve yiyecek zulası ile karşılaşıyorlar. İşinin ruhlarla ilgili olduğunu söylüyor. Çocuklara da cesur olduklarını belirtiyor, çünkü normal insanların oralara gelmeyeceğini söylüyor.
Zaten Güler ve arkadaşları da evsizlere görmeye alışık olmadıkları şekilde, arkadaşça ve insan gibi davranmayı seçtiklerini bu sayede de dışlanmadıklarını videoda ara ara ifade ediyorlar. Şu an Müslüman olup namaz kıldığını söyleyen kadın; daha önce uyuşturucu satıcılığı, organ mafyası ve cinayet gibi suçlara karışmış. Ama artık arındığını söylüyor. Duş gibi kişisel bakım ihtiyaçlarını nasıl karşıladıklarını sorunca kadın, çevrede 7/24 ücretsiz banyolar olduğunu söylüyor.
Videonun tamamını izleyebilirsiniz.
KAYNAK: Anıl Güler
YORUMLAR