Murat Güzel'in Biden'a Bağışı Gündem Oldu

3 Kasım’da gerçekleşen ABD Başkanlık seçimleri beraberinde birçok iddiayı da getirdi. Bu iddialardan biri de AK Parti’nin Demokrat Parti adayı Joe Biden’ın seçim kampanyasına bağışta bulunduğu idi. Gazeteci Özlem Gürses’in Halk TV'de yayınlanan "Şimdiki Zaman Siyaset" programında dile getirdiği iddia sonrası, yine aynı programdaki konuklardan İsmail Saymaz’ın yaşadığı şaşkınlık da haberlere konu oldu.

Murat Güzel'in Biden'a Bağışı Gündem Oldu
29 Kasım 2020 - 20:17
Teyit.Org sitesinde yer alan haberde şu satırlara yer verildi:

Yabancı siyasi partiler bağış yapamıyor

İddia sosyal medyada ve haber sitelerinde hızla “AK Parti Biden’ın kampanyasına bağışta bulundu” cümlesiyle yayıldı. Bunun doğruluğunu kontrol etmek için başvurabileceğimiz ilk kaynak, ABD federal seçimlerini düzenleyen Federal Seçim Kampanyası Yasası. Federal kampanya finansman yasaları, eyalet ve yerel yönetim seçimlerini düzenleyen eyalet yasalarından ayrıca düzenleniyor; başkan, senatör ve temsilci gibi federal görevlere aday olanların nasıl, nereden ve ne kadar kaynak sağlayabileceğini denetliyor.

Yasa temelde üç konuya odaklanıyor: Federal seçimleri etkilemek için toplanan ve harcanan fonların kamuya açıklanması, federal seçimleri etkilemek için yapılan katkı ve harcamalara ilişkin kısıtlamalar, son olarak da başkanlık kampanyalarına sağlanan kamu finansmanı. Yani yasa bu kampanyalara kimlerin bağışta bulunup kimlerin bulunamayacağını düzenliyor. 

Buna göre kişiler bireysel olarak veya politik eylem komiteleri (Political action committee-PAC) aracılığıyla federal seçim kampanyalarına bağışta bulunabiliyor. Bazı istisnalar olmakla birlikte, bağışta bulunmasına izin verilmeyen gruplar şu şekilde: Kâr amacı gütmeyen kuruluşlar dahil olmak üzere şirketler, işçi örgütleri, federal hükümete bir sözleşme kapsamında hizmet sağlayanlar, başkasının adına katkıda bulunanlar ile yabancı uluslar.

Yabancı ulusların bağışlarına ilişkin sınırlamayı detaylıca incelediğimizde, yabancı uyruklu biri veya bir kuruluştan gelen her türlü yardımın federal, eyalet veya yerel düzeyde yasaklandığını görüyoruz. ABD vatandaşı olmayan birinin bağış yapabilmesi için Green Card sahibi olması, ABD merkezli olmayan bir şirketin bağışta bulunabilmesi için de belirli şartları taşıyan, merkezden ayrı bir sermayesi olması gerekiyor.

Yani AK Parti’nin kurumsal olarak böyle bir bağış yapması hukuken mümkün değil. Aynı zamanda böyle bir bağışın yapılması, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu madde 3, 70 ve 72 kapsamında da hukuken engellenmiş. 

ABD seçimlerinde yapılan bağışlar takip edilebiliyor
Federal Seçim Kampanyası Yasası gereği siyasi komiteler yapılan bağışları belirli periyotlarda Federal Seçim Komisyonu’na (FEC) bildirmekle yükümlü. Adaylar, siyasi partiler ve vatandaşlar FEC’e kaydettirdikleri bu siyasi komiteler aracılığı ile bağış toplayabiliyor.

Kimin veya hangi komitenin hangi miktarda, kime bağış yaptığını ve bu bağışların ne kadarının harcandığını FEC’in internet sitesi üzerinden, OpenSecrets gibi bağımsız sitelerden veya adayların kendi bağışçılarını açıkladıkları listelerden kontrol etmek mümkün. Düzenli aralıklarla komisyona bildirilmesi zorunlu olan bu veriler, yasa gereği herkese açık.

Özlem Gürses’in iddiasının devamında, İsmail Saymaz’ın ikna olmayarak, "İyi de arkadaşlar ben bilmiyor olabilirim, cahilliğime verin de, Biden'ı daha düne kadar muhalefeti örgütlemek ile suçlamıyor muydu AK Parti?" diyor. Gürses ise, "Aynı tarihlerde çıktı bu haber..." diyerek yanıt verdiğini görüyoruz. Saymaz, “Kurumsal olarak mı yardım yapmış AK Parti?” diyerek Gürses'e bir kez daha soruyor. Gürses, "AK Parti'nin oradaki stratejistleri yaptı. ABD'de bir siyasi partiye bağış yapmak yasal bir şey" sözleri ile iddiasını destekliyor. 

İsmail Saymaz’ın bahsettiği AK Parti-Biden geriliminin haberlere yansıdığı tarih 15 Ağustos. Teyit’in ulaştığı Gürses, aynı tarihlerde çıktığını belirttiği haberin 21 Ağustos’ta TELE1’de tartışılan “AKP’li Murat Güzel, Biden için bağış yapmış” iddiası olduğunu doğruladı, uzun bir analizin içerisinden alınan kısa bir anın iddianın bu şekilde yayılmasına sebep olduğunu belirtti. 

TELE1 Washington Temsilcisi Yılmaz Polat’ın iddiasının doğruluğunu yukarıda bahsettiğimiz açık veriler aracılığıyla takip etmek mümkün. İsim üzerinden arama yaparak bireysel bağışçıların katkıları hakkında da bilgiye ulaşabiliyoruz. Murat Güzel’in 21 Ekim 2019’da Joe Biden’a 2 bin 800 dolar bağış yaptığı görülüyor. Aynı zamanda Demokratik Kongre Kampanya Komitesine de bağışta bulunmuş. Geriye doğru gidildiğinde 2007’den bu yana düzenli bağışta bulunduğu da görülüyor. 

Güzel, 1989’dan beri ABD’de yaşayan bir iş insanı; ABD MÜSİAD ve Türk-Amerikan Yönlendirme Komitesi’nin (TASC) kurucu başkanı ve ABD vatandaşı. AK Parti'ye yakınlığı ile biliniyor, ancak partiye resmi olarak üye olup olmadığı belirsiz. Konuya ilişkin sorumuza yanıt da vermedi. 

Göçmen olması dolayısıyla Demokrat Parti ile ilişkilerinin daha güçlü olduğunu, partide üst düzey görevler aldığını kendi de kabul ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ve politikalarını desteklediğini de birçok kez dile getirmiş.

Yani aslında iddianın kaynağı, uzun yıllardır ABD’de yaşayan Murat Güzel’in bağışları. Aynı açık kaynaklar üzerinden AK Parti’ye yakınlığı ile bilinen, partinin politikalarını desteklediğini dile getiren farklı kişilerin de Demokrat Parti’ye destekte bulunduğunu doğrulamak mümkün. Bu kişilerden biri de Dr. Halil Mutlu. Recep Tayyip Erdoğan ile akrabalık ilişkisi de bulunan Mutlu, aynı zamanda TASC Eş Başkanı. 

Bireysel bağışlara ilişkin bilgilere kişilerin isimleri üzerinden arama yaparak ulaşmak mümkün. Ancak bir adayı veya partiyi desteklemenin bir diğer yolu olan PAC’ler üzerinden de bağış yapılabildiğini unutmamak gerek. Bu yolla yapılan bağışlar da aynı şekilde kontrol edilebiliyor. FEC tarafından yayınlanan bu veriler PAC’lerin hangi adaya ne kadar bağış topladığını, toplanan bağışın ne kadarının, hangi kalemlere harcandığını yalnızca son seçimler için değil geçmiş seçimler için de takip edebilmemizi sağlıyor. ABD’de yaşayan Türklerin farklı adayları desteklediği birçok PAC’e ulaşmak mümkün. Demokrat adayların yanı sıra eyalet düzeyinde Cumhuriyetçi adayların da desteklendiğini görebiliyoruz. 

Bireylerin doğrudan yapabileceği bağış miktarı ve bağış yapabilecek kurumlar sınırlı olsa da, bazı istisnalar olduğunu belirtmiştik. Şirketler ve sendikaların kampanyalara bağışta bulunması mümkün değil. Yüksek Mahkeme’nin 2010’da aldığı, ‘Citizens United vs. Federal Seçim Komisyonu’ ismiyle bilinen karar, şirketlerden ve sendikalardan gelecek yardımların önünü açtı. Karara göre şirketler, sendikalar ve bireyler ‘super PAC’ (Süper siyasi eylem komitesi) olarak anılan organizasyonlara, sınırsız bağış yapabiliyor. Mahkeme kararında ifade özgürlüğüne vurgu yaparak, başkan adayının kampanyası ile doğrudan koordine bir biçimde çalışmadığı sürece şirket ve sendikaların Süper PAC’ler aracılığı ile bağış toplayabileceğine karar verdi.

Bu karar seçim kampanyalarının finansmanı konusundaki şeffaflığa gölge düşüreceğine yönelik tartışmalara sebep oldu. Kararın ardından gerçekleşen seçimlerde toplanan bağışlar dikkat çekici biçimde arttı ve bunların önemli bir kısmı Süper PAC’ler aracılığı ile toplandı. Kaynağı açıklanmayan bağışların oranında ise tahmin edilebileceği gibi artış var. Bu durumun adayın seçilmesi durumunda kimi birey ya da gruplara fayda getirecek bir çıkar ilişkisine dönüşmesine sebep olmasından endişe duyuluyor. Open Secrets internet sitesinden, bu kaynakları hangi adayın ne orada kullandığını öğrenmek mümkün.


Ancak yabancı uyruklu kişiler ve şirketlerin Süper PAC’lere de bağışta bulunması yasak. Yani AK Parti’nin doğrudan Biden’ın kampanyasına destek olması bu şekilde de mümkün değil.

Türkiye’de uzun zamandır birçok sivil toplum kuruluşu siyasetin şeffaf finansmanı yasasının çıkması için çabalıyor. Türkiye’de siyasi partilere kimin ne kadar destek verdiği, parti ve adayların kampanya kaynaklarını nerelere harcadıklarına açık kaynaklar üzerinden erişilemiyor. 
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum

https://www.alexa.com/siteinfo/abdpost.com