Önce ABD Sonra Almanya! Filistin Protestolarına Katılanlara Siyasi Darbe: 4 Öğrenci Sınır Dışı!

Almanya, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına karşı düzenlenen protestolara katıldıkları gerekçesiyle dört yabancı öğrenci hakkında sınır dışı kararı aldı. Söz konusu öğrenciler, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin vatandaşları olmasına rağmen, Alman göç yasası uyarınca sınır dışı edilmeleri yönünde karar verildi. Bu karar, siyasi baskılar ve Berlin Eyaleti Göçmenlik Dairesi Başkanı’nın iç itirazları sonucunda alındı.

Protestolarda Suçsuzlar, Ancak Sınır Dışı Edilecekler
Almanya’daki Filistin yanlısı protestolara katılan dört kişi, herhangi bir suçtan hüküm giymiş olmamalarına rağmen, ülkeden çıkarılacak. Almanya’nın göç hukuku, sınır dışı kararlarının, cezai bir mahkûmiyet gerektirmeden verilebileceğini belirtiyor. Bu durum, hukukçular arasında endişe yaratmış durumda. Avukat Alexander Gorski, söz konusu kararın aşırı sağcı hareketlerin etkisiyle alındığını ve protestoların göçmenlik statülerinin hedef alındığını belirtti. Gorski, "Bu, ABD ve Almanya’da görülen bir trendi hatırlatıyor. Protestocuların göçmenlik statülerine müdahale edilerek siyasi muhalefet baskı altına alınıyor" dedi.

Sınır Dışı Kararı, Protestolarla İlgili Suçlamalarla Bağlantılı
Berlin’deki eylemlerde yer alan dört protestocu, çeşitli suçlamalarla karşı karşıya. Suçlamalar arasında Berlin Merkez Tren İstasyonu’nda yapılan kitlesel oturma eylemi, bir yol ablukası ve Berlin Hür Üniversitesi’nde bir binanın işgali yer alıyor. Ancak, bu suçlamalar öğrencilerin sınır dışı edilmesine sebep olacak hukuki temele dönüşmüş durumda.
Alman Barolar Birliği Göç Hukuku Yürütme Kurulu Başkanı, avukat Thomas Oberhäuser, göç yasalarına göre, bu tür durumlarda sınır dışı kararlarının verilmesinin yasal bir hak olduğunu belirtti. Oberhäuser, "Göçmenlik statüsü, protestoların kendisinden bağımsız olarak hedef alınabiliyor" dedi.

Siyasi ve Hukuki Gerilimler Arasında
Almanya’da, Filistin yanlısı eylemler arttıkça, bu tür sınır dışı kararlarının daha fazla ses getireceği öngörülüyor. Bu kararın, özellikle göçmenler arasında siyasi ifade özgürlüğü ve protesto hakkı üzerine tartışmalara yol açması bekleniyor.