Özgüvenli Çocuk Yetiştirmenin 5 Altın Kuralı
Kişisel gelişim uzmanı Canten Kaya, özgüveni yüksek bir çocuk yetiştirmek için olmazsa olmaz 5 altın kuraldan bahsediyor.

19 Şubat 2021 - 21:27
1) Yaşına Uygun Görevler Verin!
Bir çocuğa yapabileceği ödevler ve görevler verilmesi, onun kendine olan güvenini arttıracaktır.
Kaya, kendi çocuğuyla yaşadığı bir örneği anlatıyor. Eşi, pijamalarıyla gazete okuyup keyif yaptığı bir tatil sabahı, kahvaltı için ekmek almaya gitmesini istemiş. Üşendiği için o an içinden, "Keşke oğlum büyüse de, şu ekmek işinden beni kurtarsa!" diye düşünürken, oğlu, "Baba ben giderim senin yerine." demiş.
Fakat eşi, "O daha büyümedi, beceremez, araba çarpar, tehlikeli..." gibi endişelerle bahane üreterek gitmesine engel olmak istemiş. Oğlu ısrarla becerebileceğini söyleyince, Kaya bunu desteklemenin doğru seçenek olduğunu düşünerek hareket etmeyi seçmiş. Oğluna tehlikeleri onu ürkütmeden sıralayıp, ısrarla gitmek istediğini duyunca eşini sakinleştirip ikna etmiş.
Hatta belli bir noktaya kadar oğluna eşlik etmek istemesine rağmen çocuk, kızmış ve kabul etmemiş. Aslında eşi kadar endişelenmesine rağmen, oğlunun gelişimi için bu kararı vermeyi mantıklı bulmuş. Uzaktan eşiyle izleyerek gözlemlediklerinde, tıpkı tembihledikleri gibi, karşıdan karşıya geçerken dikkatli bir şekilde sağına soluna bakmış ve ekmeği alıp gelmiş.
Kaya, oğlunun gözlerindeki o gururu, sevinci ve özgüveni hala unutamadığını söylüyor bir dip not
olarak. Bir de, "Anne! Ekmeği ben getirdim." deyişini.
Bu şekilde riskleri aza indirgeyerek, çocuklarımıza güvenmemiz, inanmamız ve küçük küçük
yapabileceği görevler vermemiz lazım.
Başka bir örneği ise, bir danışanı üzerinden veriyor Kaya. Almanya'da yere düşen bir çocuğu koşarak kaldıran adamın yanına bir kadın geliyor ve "Siz Türk müsünüz?" diye soruyor. Evet cevabını alınca da, "Tahmin etmiştim zaten. Biz Almanlar düşen çocukları yerden kaldırmayız. Uzaktan izliyordum çocuğumu, kendisinin kalkmasını bekliyordum. Her düştüğünde benim kaldırmamı beklememeyi öğrensin diye. Ama siz gelip kaldırdınız. Bir daha benim çocuğuma bunu yapmayın!" şeklinde karşılık vermiş.
Kaya, bu denge kurulmadığı takdirde, akvaryumda bir balık yetiştirmiş olursunuz diye uyarıyor.
Halbuki, dışarısı bir okyanus. Okyanusta yem olmasınlar.
2) Olumlu Davranışlarını Takdir Edin!
Eğer çocuğunuzun elinden geleni fazlasıyla yaptığı bir durum varsa, sonuç ne olursa olsun mutlaka takdir edin. "Çocuğum gayretini görüyorum, seni takdir ediyorum, aferin sana!" gibi cümleler kurun.
Atılan her adım desteklenirse, o çocuk zaten iyi yerlere gelir. Takdir edilen iş devam eder. Bu şekilde özsaygı gelişeceği için otomatikman özgüveni de artacaktır. Oysa ki anne babalar, çoğunlukla olumsuzu yakalayıp eleştirirler. Aslında o zamanlarda, suçlamamak, aşağılamamak ve bazı durumlarda görmezden gelmek en doğrusudur. Hele ki başkalarının yanında asla hatası yüzüne vurulmamalı, tek başınızayken kırmadan doğruyu göstererek uyarmalısınız.
Ama en önemlisi, her zaman olumlu davranışlarını kollayıp, övmek ve takdir etmektir.
Bir çocuğa yapabileceği ödevler ve görevler verilmesi, onun kendine olan güvenini arttıracaktır.
Kaya, kendi çocuğuyla yaşadığı bir örneği anlatıyor. Eşi, pijamalarıyla gazete okuyup keyif yaptığı bir tatil sabahı, kahvaltı için ekmek almaya gitmesini istemiş. Üşendiği için o an içinden, "Keşke oğlum büyüse de, şu ekmek işinden beni kurtarsa!" diye düşünürken, oğlu, "Baba ben giderim senin yerine." demiş.
Fakat eşi, "O daha büyümedi, beceremez, araba çarpar, tehlikeli..." gibi endişelerle bahane üreterek gitmesine engel olmak istemiş. Oğlu ısrarla becerebileceğini söyleyince, Kaya bunu desteklemenin doğru seçenek olduğunu düşünerek hareket etmeyi seçmiş. Oğluna tehlikeleri onu ürkütmeden sıralayıp, ısrarla gitmek istediğini duyunca eşini sakinleştirip ikna etmiş.
Hatta belli bir noktaya kadar oğluna eşlik etmek istemesine rağmen çocuk, kızmış ve kabul etmemiş. Aslında eşi kadar endişelenmesine rağmen, oğlunun gelişimi için bu kararı vermeyi mantıklı bulmuş. Uzaktan eşiyle izleyerek gözlemlediklerinde, tıpkı tembihledikleri gibi, karşıdan karşıya geçerken dikkatli bir şekilde sağına soluna bakmış ve ekmeği alıp gelmiş.
Kaya, oğlunun gözlerindeki o gururu, sevinci ve özgüveni hala unutamadığını söylüyor bir dip not
olarak. Bir de, "Anne! Ekmeği ben getirdim." deyişini.
Bu şekilde riskleri aza indirgeyerek, çocuklarımıza güvenmemiz, inanmamız ve küçük küçük
yapabileceği görevler vermemiz lazım.
Başka bir örneği ise, bir danışanı üzerinden veriyor Kaya. Almanya'da yere düşen bir çocuğu koşarak kaldıran adamın yanına bir kadın geliyor ve "Siz Türk müsünüz?" diye soruyor. Evet cevabını alınca da, "Tahmin etmiştim zaten. Biz Almanlar düşen çocukları yerden kaldırmayız. Uzaktan izliyordum çocuğumu, kendisinin kalkmasını bekliyordum. Her düştüğünde benim kaldırmamı beklememeyi öğrensin diye. Ama siz gelip kaldırdınız. Bir daha benim çocuğuma bunu yapmayın!" şeklinde karşılık vermiş.
Kaya, bu denge kurulmadığı takdirde, akvaryumda bir balık yetiştirmiş olursunuz diye uyarıyor.
Halbuki, dışarısı bir okyanus. Okyanusta yem olmasınlar.
2) Olumlu Davranışlarını Takdir Edin!
Eğer çocuğunuzun elinden geleni fazlasıyla yaptığı bir durum varsa, sonuç ne olursa olsun mutlaka takdir edin. "Çocuğum gayretini görüyorum, seni takdir ediyorum, aferin sana!" gibi cümleler kurun.
Atılan her adım desteklenirse, o çocuk zaten iyi yerlere gelir. Takdir edilen iş devam eder. Bu şekilde özsaygı gelişeceği için otomatikman özgüveni de artacaktır. Oysa ki anne babalar, çoğunlukla olumsuzu yakalayıp eleştirirler. Aslında o zamanlarda, suçlamamak, aşağılamamak ve bazı durumlarda görmezden gelmek en doğrusudur. Hele ki başkalarının yanında asla hatası yüzüne vurulmamalı, tek başınızayken kırmadan doğruyu göstererek uyarmalısınız.
Ama en önemlisi, her zaman olumlu davranışlarını kollayıp, övmek ve takdir etmektir.
YORUMLAR