Prof. Alper Toker'in Amerika'ya Göç Hikayesi
Bugün sizlerle Türkiye'den Amerika'ya bir beyin göçünün hikayesini paylaşıyoruz. Göğüs Cerrahisi alanında başarılı doktorumuz Prof. Dr. Alper Toker, Amerika'ya gidiş hikayesini, oradaki başarılarını, Türkiye ile Amerika’da çalışma koşulları arasındaki farkları ve anılarını sizlerle paylaşıyor.
19 Ekim 2020 - 06:16 - Güncelleme: 20 Ekim 2020 - 04:38
Prof. Dr. Alper Toker, 1986 yılında Bursa Anadolu Lisesi’ni bitirmiş. Okul basketbol takımı, Türkiye şampiyonu olmuş o sene. Okulun iyi oyuncularından olduğu için İstanbul Paşabahçe takımına basketbol oynamak üzere gelmiş. O sırada tıp fakültesini kazanmış. Basketbolu 1992 yılında tıbbı bitirip uzmanlık sınavını kazanınca bırakmış. Kendimi bir anda tıbbın, cerrahinin içinde buldum diyor. 1992’den beri de kafamı pek kaldıramadım, hep çalıştım diye bahsediyor.
2009-2010’dan sonra hem İstanbul Tıp Fakültesi'nde göğüs cerrahisinde ana bilim dalı başkanlığı yapmış, hem de Florence Nightingale Hastaneleri'nin göğüs cerrahisi programını yönetmiş. Sonra bir uluslararası kongrede arkadaşlarıyla otururken Amerika teklifiyle karşılaşmış.
O tekliften sonra kendisini Batı Virginia Üniversitesi Göğüs Cerrahisi Bölümü'nde bulan Dr. Alper Toker, şimdi aynı üniversitede Göğüs Cerrahisi Bölüm Başkan Yardımcısı ve Nefes Borusu Cerrahisi Program Direktörü.
Kararı verirken çok zorlandığını belirterek bunu, “Çok zor bir karar. Çünkü Türkiye'de benim yaş grubunda bir cerrahın elde edebileceği en iyi pozisyonları elde etmiştim. Yapmak istediğim birçok şeyi yapmıştım Türkiye'de. Bir pozisyonu korumak yerine, yeni alanlara atılıp yeni alanlarda savaşmak, yeni başarılar elde etmeye çalışmanın daha doğru olacağını düşündüm. Ama bunu bayağı düşündüm. O kadar basit bir karar değil bu, bir anda bir gecede verilebilecek bir karar değil.” sözleriyle ifade ediyor.
Amerika'ya gelişi benzer durumdakilerden farklı olmuş. Amerika’ya doktor olarak gelmek için gerekli sınavlara girmesine gerek bile görülmemiş. Çalışmasına, eyalet kongresi onay vermiş.
Bu Zor Kararı Aldığına Pişman Mı?
Bütün cerrahi eğitimlerini Türk hocalarından aldığını belirten Dr. Toker, yurtdışına sadece birer ikişer hafta gibi kısa aralıklarla gidip geldiğini söylüyor. Geliştirdikleri programları, gerek trakea cerrahisi gerekse akciğer nakli olsun, kapalı ya da robot ameliyatları olsun, bunların hepsini Türkiye'de öğrendiğinin altını çiziyor. Sadece Türkiye'de öğrendikleriyle Amerika’da bu bölümü kurması iştenmiş kendisinden. Ve bunu başardığı için de mutlu olduğunu ifade ederek, iyi ki de bu işe kalkıştığını ve denediğini düşünüyor.
Amerika ile Türkiye’de, Çalışma ve Yaşam Koşulları Arasındaki Farklar
Toker'e göre bu fark gözle görülür düzeyde. Türkiye’de çalışırken eğer günde 12 saat çalışıyorsa, bunun en az 2 saatinin yolda geçtiğini, ki o saatte de trafikte ders çalıştığını söyleyen Toker, geri kalan 3-4 saati hastaların aileleriyle bilgi alışverişinde bulunmak için kullandığını ve totalde gerçekten tıpla uğraşabildiği zaman diliminin yalnızca 5-6 saatten ibaret olduğunu anlatıyor.
Amerika'da ise odasına izinsiz kimsenin giremediğini, hatta kapısını bile çalamadığını, yalnızca randevulu hastalarla görüştüğünü söylüyor. Dolayısıyla burada geçirdiği vaktin tamamen tıpla yani mesleğiyle dolu dolu geçtiğine vurgu yapıyor. Ameliyatımı yapıp, hastanın ailesine bilgi veriyorum ve odama geçiyorum diyen Toker, burada da hastanın dokümanlarıyla ilgili işlerini hallettiğini ve araştırmalarını yürüttüğünü anlatıyor. Yani mesleki kısmına ayırdığı zaman daha fazla. Ve bütün bunlara rağmen ailesine ayırabildiği zamanın da daha fazla olduğunu belirtiyor.
Burada meslektaşlarının maaş düzeylerinin daha yüksek olduğunu ve ekonomik olarak birçok şeye daha rahat ulaştıklarını da belirtiyor. Amerika'da doktorlar için hayatın daha az stresli olduğunu düşünüyor. Vaktinde işlerini bitirip normal hayatlarına dönebildiklerini ifade ediyor.
Batı Virginia'da Yaşayan Türkler İle Arası Nasıl?
Dr. Toker yaşadığı bir anısını paylaşıyor. Amerika'da ameliyathanede ilk gününde, program aksadığı için sırada bekleyen bir hastayı ertesi güne bırakmayı konuşurlarken, hastanın Türk olduğunu farketmiş. Hastanın durumunun acil olduğunu, yarına bırakılmaması gerektiğini ve hemen ameliyatının yapılmasını istemiş. Diğer doktorlar kabul edince hemen hastanın odasına gittiğini söyleyen doktor, tedirgin genç bir karıkocayla karşılaşmış ve ameliyata alacaklarını Türkçe söyleyince o kadar şaşırmışlar ki bunu çok mutlulukla anlatıyor. Ameliyat da başarılı geçmiş. Bu güzel anı sayesinde hala o çiftle görüştüğünü belirtiyor.
Türkiye'de Doktorlara Uygulanan Şiddete Tepkili
Korona döneminde tüm doktor arkadaşlarının vefakarca çalıştığını ifade eden doktor, tüm dünya ve Türkiye’nin çok zor bir dönemden geçtiğini hatırlatıyor. Ama Türkiye kadar vefakarca çalışan doktorların, dünyanın hiçbir yerinde olmadığını savunuyor. Ve hasta yakınları ile hastalardan gördükleri bu kötü muameleyi hiç tasvip etmiyor. İnsanı mesleğinden soğutacak bu davranışlar nedeniyle, pek çok doktorun mesleğini bırakmasından korktuğunu ifade ediyor.
Son olarak, edindiği tecrübeyi Türkiye'ye aktarmak niyetinde olan doktor, eninde sonunda Türkiye'ye mutlaka döneceğini belirtiyor.
KAYNAK: Amerika'nın Sesi, VoA Türkçe, Serhan Akif Akyıldız, Anna Dare Photopraghy
2009-2010’dan sonra hem İstanbul Tıp Fakültesi'nde göğüs cerrahisinde ana bilim dalı başkanlığı yapmış, hem de Florence Nightingale Hastaneleri'nin göğüs cerrahisi programını yönetmiş. Sonra bir uluslararası kongrede arkadaşlarıyla otururken Amerika teklifiyle karşılaşmış.
O tekliften sonra kendisini Batı Virginia Üniversitesi Göğüs Cerrahisi Bölümü'nde bulan Dr. Alper Toker, şimdi aynı üniversitede Göğüs Cerrahisi Bölüm Başkan Yardımcısı ve Nefes Borusu Cerrahisi Program Direktörü.
Kararı verirken çok zorlandığını belirterek bunu, “Çok zor bir karar. Çünkü Türkiye'de benim yaş grubunda bir cerrahın elde edebileceği en iyi pozisyonları elde etmiştim. Yapmak istediğim birçok şeyi yapmıştım Türkiye'de. Bir pozisyonu korumak yerine, yeni alanlara atılıp yeni alanlarda savaşmak, yeni başarılar elde etmeye çalışmanın daha doğru olacağını düşündüm. Ama bunu bayağı düşündüm. O kadar basit bir karar değil bu, bir anda bir gecede verilebilecek bir karar değil.” sözleriyle ifade ediyor.
Amerika'ya gelişi benzer durumdakilerden farklı olmuş. Amerika’ya doktor olarak gelmek için gerekli sınavlara girmesine gerek bile görülmemiş. Çalışmasına, eyalet kongresi onay vermiş.
Bu Zor Kararı Aldığına Pişman Mı?
Bütün cerrahi eğitimlerini Türk hocalarından aldığını belirten Dr. Toker, yurtdışına sadece birer ikişer hafta gibi kısa aralıklarla gidip geldiğini söylüyor. Geliştirdikleri programları, gerek trakea cerrahisi gerekse akciğer nakli olsun, kapalı ya da robot ameliyatları olsun, bunların hepsini Türkiye'de öğrendiğinin altını çiziyor. Sadece Türkiye'de öğrendikleriyle Amerika’da bu bölümü kurması iştenmiş kendisinden. Ve bunu başardığı için de mutlu olduğunu ifade ederek, iyi ki de bu işe kalkıştığını ve denediğini düşünüyor.
Amerika ile Türkiye’de, Çalışma ve Yaşam Koşulları Arasındaki Farklar
Toker'e göre bu fark gözle görülür düzeyde. Türkiye’de çalışırken eğer günde 12 saat çalışıyorsa, bunun en az 2 saatinin yolda geçtiğini, ki o saatte de trafikte ders çalıştığını söyleyen Toker, geri kalan 3-4 saati hastaların aileleriyle bilgi alışverişinde bulunmak için kullandığını ve totalde gerçekten tıpla uğraşabildiği zaman diliminin yalnızca 5-6 saatten ibaret olduğunu anlatıyor.
Amerika'da ise odasına izinsiz kimsenin giremediğini, hatta kapısını bile çalamadığını, yalnızca randevulu hastalarla görüştüğünü söylüyor. Dolayısıyla burada geçirdiği vaktin tamamen tıpla yani mesleğiyle dolu dolu geçtiğine vurgu yapıyor. Ameliyatımı yapıp, hastanın ailesine bilgi veriyorum ve odama geçiyorum diyen Toker, burada da hastanın dokümanlarıyla ilgili işlerini hallettiğini ve araştırmalarını yürüttüğünü anlatıyor. Yani mesleki kısmına ayırdığı zaman daha fazla. Ve bütün bunlara rağmen ailesine ayırabildiği zamanın da daha fazla olduğunu belirtiyor.
Burada meslektaşlarının maaş düzeylerinin daha yüksek olduğunu ve ekonomik olarak birçok şeye daha rahat ulaştıklarını da belirtiyor. Amerika'da doktorlar için hayatın daha az stresli olduğunu düşünüyor. Vaktinde işlerini bitirip normal hayatlarına dönebildiklerini ifade ediyor.
Batı Virginia'da Yaşayan Türkler İle Arası Nasıl?
Dr. Toker yaşadığı bir anısını paylaşıyor. Amerika'da ameliyathanede ilk gününde, program aksadığı için sırada bekleyen bir hastayı ertesi güne bırakmayı konuşurlarken, hastanın Türk olduğunu farketmiş. Hastanın durumunun acil olduğunu, yarına bırakılmaması gerektiğini ve hemen ameliyatının yapılmasını istemiş. Diğer doktorlar kabul edince hemen hastanın odasına gittiğini söyleyen doktor, tedirgin genç bir karıkocayla karşılaşmış ve ameliyata alacaklarını Türkçe söyleyince o kadar şaşırmışlar ki bunu çok mutlulukla anlatıyor. Ameliyat da başarılı geçmiş. Bu güzel anı sayesinde hala o çiftle görüştüğünü belirtiyor.
Türkiye'de Doktorlara Uygulanan Şiddete Tepkili
Korona döneminde tüm doktor arkadaşlarının vefakarca çalıştığını ifade eden doktor, tüm dünya ve Türkiye’nin çok zor bir dönemden geçtiğini hatırlatıyor. Ama Türkiye kadar vefakarca çalışan doktorların, dünyanın hiçbir yerinde olmadığını savunuyor. Ve hasta yakınları ile hastalardan gördükleri bu kötü muameleyi hiç tasvip etmiyor. İnsanı mesleğinden soğutacak bu davranışlar nedeniyle, pek çok doktorun mesleğini bırakmasından korktuğunu ifade ediyor.
Son olarak, edindiği tecrübeyi Türkiye'ye aktarmak niyetinde olan doktor, eninde sonunda Türkiye'ye mutlaka döneceğini belirtiyor.
KAYNAK: Amerika'nın Sesi, VoA Türkçe, Serhan Akif Akyıldız, Anna Dare Photopraghy
YORUMLAR