Sanki Küçük Türkiye: Paterson
Amerika’da New Jersey'de Paterson denilen kente göç eden Türkler, burada adeta küçük bir Türkiye yaratmışlar. Pideden, kebaplara, Türk tatlılarına, simide ve çaya kadar her şeyi bulabileceğiniz bir kent. Türk kahvehaneleri, berberleri, bakkalları, kasapları, terzileri, kuaförleri her şey var. Her üç kişiden birinin Türkçe konuştuğu bu ‘yurdum' kentini, +90 Youtube kanalının yaptığı özel röportajlardan haberleştirdik.
01 Ekim 2020 - 12:35
Türkler, Neden Paterson'a Göç Etmişler?
+90’ın verdiği bilgiye göre; Paterson, New Jersey eyaletinin üçüncü büyük kenti. 19. Yüzyılda Amerika'daki sanayi devrimine öncü olan önemli kentlerden biri olan Paterson ve komşu Clifton kentlerinde yaklaşık 40.000’den fazla Türk yaşıyor. Yani Amerika'daki Türkler’in yüzde 10’undan fazlası burada yaşıyor. Peki Türkler neden Paterson'a yerleşiyor? Sovyet baskısından kaçan Karaçay Türkleri, yıllarca çektikleri baskı ve zulmün ardından Amerika tarafından mülteci olarak kabul edilmişler. Binlerce Karaçay Türkü de 1960’lı yılların başından itibaren Amerika’ya yerleşmeye başlamış. Göç edenlerin büyük bölümü Paterson'a yerleşmiş. Ardından zamanla Türkiye'den göç eden Türkler de Paterson'a yerleşmişler.
Burada sokak röportajları yapan Aslı Pelit, 22 yıldır burada yaşayan ve danışmanlık şirketi sahibi olan Nurhayat Kınay ile görüşüyor. Nurhayat Kınay, günde ortalama 50 Türk’ün buraya yerleştiğini belirtiyor. Zaten Paterson'ın ününün yayıldığını ve gelmeden önce herkesin eş, dostla irtibata geçip buradaki kahvelere indiğini sonrasında yardımlarla yerlerine yerleştiklerini anlatıyor.
+90, Türkiye’den, Paterson'a göçün 1994 ve 2001 ekonomik krizlerinden sonra daha da arttığı bilgisini paylaşıyor. Paterson'un Main Street olarak adlandırılan ana caddesi ve bu caddeye çıkan sokaklarda, neredeyse her 3 kişiden biri Türk. Türkler yerleştikleri bu Amerikan kentlerine kendi kültür ve damak tatlarını da getirmişler. Burada yaşayan Türkler’in hemen hepsinin ayrı bir öyküsü var. Aslı Pelit burada esnaflık yapan Türk ahalisiyle hikayelerini dinlemek üzere röportajlarına devam ediyor.
Esnaf Hikayeleri
İlk olarak tatlıcıyı ziyaret ediyor. Fıstıklı sarma, baklavanın her çeşidi, Antep baklavası, kadayıf, şöbiyet ve künefe aklınıza gelebilecek her Türk tatlısının olduğu şirin bir dükkandan içeri giriyor. Hatta içeride televizyonda Türk futbolu izliyorlar. Çay demleniyor. Aslı Pelit, Amerika’da olduğumu bilmesem kendimi Türkiye’de sanırdım diyor.
Daha sonra kasabı ziyaret ediyor Aslı. Buranın sahibi Türkiye’de kasaplık yaparken buraya öğrenci vizesiyle geldiğini söylüyor. Bir süre bölge marketlerinde çalıştıktan sonra, 4 yıl önce kendisine bir kasap reyonu açmış ve ardından tekrar Paterson'a dönüp bu dükkanı açmış. Türk ve Arap kesimin merkez noktası olarak görüyor Paterson'u.
Paterson’un Muhtarı
Nurhayat Kınay, Paterson’da pidecilerin ve yaklaşık 12 adet Türk bakkalının bulunduğunu söylüyor. Bu bakkallarda Türkiye'de olan her şeyi bulabildiğinizi, hatta bazı şeylerin burada olup Türkiye'de bulunmadığını söylüyor. Bunu da Türkiye'den gelen misafirlerini bu bakkallarda gezdirirken farketmiş. Berberler, kuaförler, terziler aklınıza gelebilecek her Türk esnaf var burada diyor. Buraya ‘Küçük Türkiye’ diyen Nurhayat Kınay'a, burada muhtar dendiğini hatırlatan Aslı çok doğru bir yakıştırma olduğu kanısında. Bu durumdan gayet memnun olduğunu ifade eden Nurhayat Hanım da herkesin kendisini tanımasının hoşuna gittiğini söylüyor.
Amerika’nın Tek Gerçek Kokoreççisi
Buradaki Türk restoranlarında hemen hemen Türkiye'deki tüm bölgelere ait yemekleri bulmak mümkün. Her şey olur da kokoreççi olmaz mı? O da var tabii. Baran Kutun buradaki kokoreç ustası. Amerika’daki tek gerçek kokoreççi olduklarını iddia ediyor. Bu eşsiz lezzeti de tüm Amerika’ya yayma çabasında olduklarını söylüyor. Soğuk zincir ile dondurulmuş kokoreçleri, Amerika'da her eyalete gönderdiklerini belirten Baran Kutun, her eyalette Türkler’in yaşadığı bilgisini veriyor. Haberi olmayan insanların da var olduğunu ama Facebook üzerinden kendilerini duyurmaya çalıştıklarını anlatıyor. Aslı kendisine, Google'a “Amerika'da kokoreç nerede yenir?” diye yazınca direkt siz çıkıyorsunuz diyor.
Baran Bey, kokoreçi Amerika’ya ilk getiren Muhittin Bey ile beraber çalıştıklarını söylüyor. Muhittin Bey kokoreçe lisans almak için yıllarca uğraş vermiş. Ancak 3-4 sene sonra alabilmiş. Çünkü Amerikan yemek literatüründe, kokoreç diye bir şey olmadığından bu işin zaman aldığını söylüyor. California'da Ermeni ve Türk nüfusun fazla olduğunu ve Ermeniler’in de bizim gibi kokoreçe çok düşkün olduklarını belirten Baran Kutun, birinci önceliklerinin California, Florida, Colorado ve Virginia olduğunu söylüyor.
Kahvehane Kültürüne Devam
Aslı Pelit, kahvehane kültürünün de taşındığı Paterson'da bir kahvehaneyi ziyaret ederek röportajlarına devam ediyor. Buradaki üç kahvehaneden birini işleten Galip Çatalpelit ile görüşüyor. Kahvehanesinin 40 yıl önce açıldığını ve eski sahibi Hacı Bey'in aynı zamanda binanın da sahibi olduğunu, o sebeple böyle tanındığı için kahvenin adını ‘Hacının Kahve’ olarak bıraktığını söylüyor.
New Jersey Paterson’da Hacının Kahve denince herkesin bildiği bir isim ve adrese dönüşmüş zaman içinde burası. Buraya insanların sadece oyun oynamaya değil, muhabbet etmeye ve kaynaşmaya geldiğini belirtiyor. Kültürümüzdeki çay ile bu geleneği sürdürmeye çalışıyorlar. Tost ve simit dahil yemek de verilen mekanda okey ve tavla da oynanıyor.
Kiralar Düşük, Manhattan'a 25 Dakika!
+90’ın verdiği bir diğer bilgi de; Paterson’un, New York'a yaklaşık 30 km uzaklıkta olduğu. Kira fiyatlarının düşük olması ve Anadolu havasının solunması New York ‘ta okuyan birçok Türk öğrenci için bu kenti cazip kılmış.
Nurhayat Kınay trafik olmadığı zaman 25 dakikada Manhattan'a ulaşılabildiğini söylüyor. Aynı Türkiye’deki sistem gibi, her 3-5 dakikada bir Manhattan’a giden minibüsler işliyormuş burada. Hem de sabaha kadar.
Paterson’da Atatürk Şehir ve Gazı Parkı
Paterson caddelerinde Amerikan bayrakları Türk bayrakları ile beraber dalgalanıyor. Türkler’in belediyeye yaptığı başvuru sayesinde 5 sene önce ana caddedeki bir parka Atatürk Şehit ve Gazı Parkı adı verilmiş. Şimdilerde de Türkler bu parka bir Atatürk heykeli dikilmesi için girişimlerini sürdürüyor. Ayrıca, buradaki Türkler yerel siyasi faaliyetlerden de uzak kalmıyor. Son iki dönemdir belediye başkan yardımcılığını Türkler üstlenmiş.
Market Reyonlarında Türk Markaları
Paterson’da Türkiye’den gıda ürünleri ithal edip pazarlayan çok sayıda da Türk firması var. Paterson, Türk markalarının tüm Amerika'ya dağıtımını sağlayan bir merkez konumunda. Bu toptancılardan biri de Adile Kılıç. Paterson’a ilk geldiğinde içli köfte yaparak geçinirken, kendi yöresinin ürünlerini Türkiye'den ithal ederek Amerika’nın dört bir yanına satmaya başlamış. Florida, Teksas, Georgia, California dahil birçok eyalete ürün gönderdiğini söylüyor.
Nurhayat Kınay, 22 sene önce geldiği Paterson’da, o zamanlar sadece bir bakkal ve bir tane de lokanta olduğunu ama her şeyin yıllar içinde arttığını söylüyor. Yaklaşık 40.000 Türk nüfusu olduğunu hatırlatıyor. Burada kimsenin artık Türkiye'yi aramadığı kanısında. Çünkü sanki, Anadolu’nun bir kasabasını getirmiş ve Amerika’nın ortasına koymuşsunuz gibi hissediyor.
Pideci Gürsel Yılmaz ise memleketten en çok neyi özlediği sorulduğunda, hiçbir şeyi özlemediğini çünkü Türkiye'deki her şeyin Paterson’da olduğunu söylüyor.
KAYNAK: +90 Youtube Kanalı
+90’ın verdiği bilgiye göre; Paterson, New Jersey eyaletinin üçüncü büyük kenti. 19. Yüzyılda Amerika'daki sanayi devrimine öncü olan önemli kentlerden biri olan Paterson ve komşu Clifton kentlerinde yaklaşık 40.000’den fazla Türk yaşıyor. Yani Amerika'daki Türkler’in yüzde 10’undan fazlası burada yaşıyor. Peki Türkler neden Paterson'a yerleşiyor? Sovyet baskısından kaçan Karaçay Türkleri, yıllarca çektikleri baskı ve zulmün ardından Amerika tarafından mülteci olarak kabul edilmişler. Binlerce Karaçay Türkü de 1960’lı yılların başından itibaren Amerika’ya yerleşmeye başlamış. Göç edenlerin büyük bölümü Paterson'a yerleşmiş. Ardından zamanla Türkiye'den göç eden Türkler de Paterson'a yerleşmişler.
Burada sokak röportajları yapan Aslı Pelit, 22 yıldır burada yaşayan ve danışmanlık şirketi sahibi olan Nurhayat Kınay ile görüşüyor. Nurhayat Kınay, günde ortalama 50 Türk’ün buraya yerleştiğini belirtiyor. Zaten Paterson'ın ününün yayıldığını ve gelmeden önce herkesin eş, dostla irtibata geçip buradaki kahvelere indiğini sonrasında yardımlarla yerlerine yerleştiklerini anlatıyor.
+90, Türkiye’den, Paterson'a göçün 1994 ve 2001 ekonomik krizlerinden sonra daha da arttığı bilgisini paylaşıyor. Paterson'un Main Street olarak adlandırılan ana caddesi ve bu caddeye çıkan sokaklarda, neredeyse her 3 kişiden biri Türk. Türkler yerleştikleri bu Amerikan kentlerine kendi kültür ve damak tatlarını da getirmişler. Burada yaşayan Türkler’in hemen hepsinin ayrı bir öyküsü var. Aslı Pelit burada esnaflık yapan Türk ahalisiyle hikayelerini dinlemek üzere röportajlarına devam ediyor.
Esnaf Hikayeleri
İlk olarak tatlıcıyı ziyaret ediyor. Fıstıklı sarma, baklavanın her çeşidi, Antep baklavası, kadayıf, şöbiyet ve künefe aklınıza gelebilecek her Türk tatlısının olduğu şirin bir dükkandan içeri giriyor. Hatta içeride televizyonda Türk futbolu izliyorlar. Çay demleniyor. Aslı Pelit, Amerika’da olduğumu bilmesem kendimi Türkiye’de sanırdım diyor.
Daha sonra kasabı ziyaret ediyor Aslı. Buranın sahibi Türkiye’de kasaplık yaparken buraya öğrenci vizesiyle geldiğini söylüyor. Bir süre bölge marketlerinde çalıştıktan sonra, 4 yıl önce kendisine bir kasap reyonu açmış ve ardından tekrar Paterson'a dönüp bu dükkanı açmış. Türk ve Arap kesimin merkez noktası olarak görüyor Paterson'u.
Paterson’un Muhtarı
Nurhayat Kınay, Paterson’da pidecilerin ve yaklaşık 12 adet Türk bakkalının bulunduğunu söylüyor. Bu bakkallarda Türkiye'de olan her şeyi bulabildiğinizi, hatta bazı şeylerin burada olup Türkiye'de bulunmadığını söylüyor. Bunu da Türkiye'den gelen misafirlerini bu bakkallarda gezdirirken farketmiş. Berberler, kuaförler, terziler aklınıza gelebilecek her Türk esnaf var burada diyor. Buraya ‘Küçük Türkiye’ diyen Nurhayat Kınay'a, burada muhtar dendiğini hatırlatan Aslı çok doğru bir yakıştırma olduğu kanısında. Bu durumdan gayet memnun olduğunu ifade eden Nurhayat Hanım da herkesin kendisini tanımasının hoşuna gittiğini söylüyor.
Amerika’nın Tek Gerçek Kokoreççisi
Buradaki Türk restoranlarında hemen hemen Türkiye'deki tüm bölgelere ait yemekleri bulmak mümkün. Her şey olur da kokoreççi olmaz mı? O da var tabii. Baran Kutun buradaki kokoreç ustası. Amerika’daki tek gerçek kokoreççi olduklarını iddia ediyor. Bu eşsiz lezzeti de tüm Amerika’ya yayma çabasında olduklarını söylüyor. Soğuk zincir ile dondurulmuş kokoreçleri, Amerika'da her eyalete gönderdiklerini belirten Baran Kutun, her eyalette Türkler’in yaşadığı bilgisini veriyor. Haberi olmayan insanların da var olduğunu ama Facebook üzerinden kendilerini duyurmaya çalıştıklarını anlatıyor. Aslı kendisine, Google'a “Amerika'da kokoreç nerede yenir?” diye yazınca direkt siz çıkıyorsunuz diyor.
Baran Bey, kokoreçi Amerika’ya ilk getiren Muhittin Bey ile beraber çalıştıklarını söylüyor. Muhittin Bey kokoreçe lisans almak için yıllarca uğraş vermiş. Ancak 3-4 sene sonra alabilmiş. Çünkü Amerikan yemek literatüründe, kokoreç diye bir şey olmadığından bu işin zaman aldığını söylüyor. California'da Ermeni ve Türk nüfusun fazla olduğunu ve Ermeniler’in de bizim gibi kokoreçe çok düşkün olduklarını belirten Baran Kutun, birinci önceliklerinin California, Florida, Colorado ve Virginia olduğunu söylüyor.
Kahvehane Kültürüne Devam
Aslı Pelit, kahvehane kültürünün de taşındığı Paterson'da bir kahvehaneyi ziyaret ederek röportajlarına devam ediyor. Buradaki üç kahvehaneden birini işleten Galip Çatalpelit ile görüşüyor. Kahvehanesinin 40 yıl önce açıldığını ve eski sahibi Hacı Bey'in aynı zamanda binanın da sahibi olduğunu, o sebeple böyle tanındığı için kahvenin adını ‘Hacının Kahve’ olarak bıraktığını söylüyor.
New Jersey Paterson’da Hacının Kahve denince herkesin bildiği bir isim ve adrese dönüşmüş zaman içinde burası. Buraya insanların sadece oyun oynamaya değil, muhabbet etmeye ve kaynaşmaya geldiğini belirtiyor. Kültürümüzdeki çay ile bu geleneği sürdürmeye çalışıyorlar. Tost ve simit dahil yemek de verilen mekanda okey ve tavla da oynanıyor.
Kiralar Düşük, Manhattan'a 25 Dakika!
+90’ın verdiği bir diğer bilgi de; Paterson’un, New York'a yaklaşık 30 km uzaklıkta olduğu. Kira fiyatlarının düşük olması ve Anadolu havasının solunması New York ‘ta okuyan birçok Türk öğrenci için bu kenti cazip kılmış.
Nurhayat Kınay trafik olmadığı zaman 25 dakikada Manhattan'a ulaşılabildiğini söylüyor. Aynı Türkiye’deki sistem gibi, her 3-5 dakikada bir Manhattan’a giden minibüsler işliyormuş burada. Hem de sabaha kadar.
Paterson’da Atatürk Şehir ve Gazı Parkı
Paterson caddelerinde Amerikan bayrakları Türk bayrakları ile beraber dalgalanıyor. Türkler’in belediyeye yaptığı başvuru sayesinde 5 sene önce ana caddedeki bir parka Atatürk Şehit ve Gazı Parkı adı verilmiş. Şimdilerde de Türkler bu parka bir Atatürk heykeli dikilmesi için girişimlerini sürdürüyor. Ayrıca, buradaki Türkler yerel siyasi faaliyetlerden de uzak kalmıyor. Son iki dönemdir belediye başkan yardımcılığını Türkler üstlenmiş.
Market Reyonlarında Türk Markaları
Paterson’da Türkiye’den gıda ürünleri ithal edip pazarlayan çok sayıda da Türk firması var. Paterson, Türk markalarının tüm Amerika'ya dağıtımını sağlayan bir merkez konumunda. Bu toptancılardan biri de Adile Kılıç. Paterson’a ilk geldiğinde içli köfte yaparak geçinirken, kendi yöresinin ürünlerini Türkiye'den ithal ederek Amerika’nın dört bir yanına satmaya başlamış. Florida, Teksas, Georgia, California dahil birçok eyalete ürün gönderdiğini söylüyor.
Nurhayat Kınay, 22 sene önce geldiği Paterson’da, o zamanlar sadece bir bakkal ve bir tane de lokanta olduğunu ama her şeyin yıllar içinde arttığını söylüyor. Yaklaşık 40.000 Türk nüfusu olduğunu hatırlatıyor. Burada kimsenin artık Türkiye'yi aramadığı kanısında. Çünkü sanki, Anadolu’nun bir kasabasını getirmiş ve Amerika’nın ortasına koymuşsunuz gibi hissediyor.
Pideci Gürsel Yılmaz ise memleketten en çok neyi özlediği sorulduğunda, hiçbir şeyi özlemediğini çünkü Türkiye'deki her şeyin Paterson’da olduğunu söylüyor.
KAYNAK: +90 Youtube Kanalı
YORUMLAR