Squid Game'in Gerçek Hikayesi Ortaya Çıktı: 'Brothers Home'

Dünya çapında büyük ses getiren Squid Game dizisinin kurgusal bir hikayeye değil, Güney Kore’de yaşanan gerçek bir trajediye dayandığı ortaya çıktı. 1976 yılında kurulan ve resmi adı “refah evi” olan ancak gerçekte bir toplama kampı olarak işleyen Brothers Home’da, binlerce masum insan “serseri avı” bahanesiyle sokaklardan toplanarak akıl almaz işkencelere maruz bırakıldı.

Squid Game'in Gerçek Hikayesi Ortaya Çıktı: 'Brothers Home'
05 Ocak 2025 - 03:04

1976 yılında Güney Kore’de başlayan ve yıllarca gizli kalan bir insanlık trajedisi, bugün hala etkisini sürdürmeye devam ediyor. Resmi kayıtlarda “refah evi” olarak geçen, ancak gerçekte bir toplama kampı olarak işlev gören Brothers Home adlı bu merkezde, aralarında çocukların da bulunduğu binlerce masum insan, “serserileri temizleme” bahanesiyle sokaklardan toplandı ve akıllara durgunluk veren işkencelere maruz bırakıldı.

Serseri Avı: İçi Boş Bir Bahane

Hükümet tarafından şehirlerde sosyal düzeni sağlamak gerekçesiyle kurulan “serseri devriye ekipleri”, mavi eşofman giyen görevlilerden oluşuyordu. Bu ekipler, evsizlerin ve serserilerin toplanması için sokaklarda devriye geziyor, yolda oynayan çocuklardan masum vatandaşlara kadar herkesi kamyonlara doldurup Brothers Home’a götürüyordu. Oysa merkeze getirilenlerin sadece %10’u gerçekten evsizdi.

Kampa getirilen insanlar, soyunmaya zorlanıyor, saçları birer tutam bırakılıp geri kalanı kesiliyor ve kendilerine mavi bir eşofman ile beyaz kanvas ayakkabı veriliyordu. Burada isimler yoktu; herkes eşofmanlarında yazan numarayla anılıyordu.

“Yaşayan Cehennem”: Brothers Home’da Yaşananlar

Brothers Home’da mahkumlar için hayat, tam anlamıyla bir kabustu. Yorucu pozisyonlarda saatlerce hareketsiz kalmaya zorlanıyor, bunu başaramayanlar dövülüyordu. Kurallara uymayanlar, kaçmaya çalışanlar dahil olmak üzere herkes, diğer mahkumların gözleri önünde vahşice cezalandırılıyordu. Sadist yöneticiler bu işkencelere “oyun” adını vermişti.

Mahkumlara uzun süre ranza demirlerine baş aşağı asılı kalmaları emrediliyor, düşenler acımasızca dövülüyordu. Bir diğer “oyun”da ise mahkumlara “sol sinyal” komutu verilerek suratlarına morarana kadar vuruluyordu.

Bu dehşetin ortasında kalan insanların %25’i fiziksel ve cinsel tacize maruz kalıyordu. Kaçmayı başarıp hamile kalan 16-17 yaşındaki kızların yanı sıra, 10 yaşındaki erkek çocuklar da subayların tecavüzlerine uğruyordu.

Ölüler Gömülmedi, Satıldı

Brothers Home’da hayatını kaybedenler ya gizlice yakıldı ya da hastanelere satıldı. Toplam 657 kişinin bu korkunç yerde can verdiği tahmin ediliyor. Kurtulmayı başaran mahkumların birçoğu, yaşadıklarını anlatmaya cesaret edemedi; anlatsalar bile damgalandı ve toplumdan dışlandı. Kimi, kaldığı psikolojik travmayla başa çıkamayıp intihar etti.

Adalet Yerini Bulmadı

Bu vahşeti yöneten çavuş ve ekibi, insan hakları ihlalinden yargılanmadı. Yöneticilerden biri, yalnızca zimmete para geçirme suçundan 2,5 yıl hapis cezası aldı. Mağdurların aileleri adalet aradıklarında ise, asılsız suçlamalar yaptıkları gerekçesiyle cezalandırıldı.

200 Bin Çocuk Yurt Dışına Satıldı

1990’lı yıllarda ortaya çıkan başka bir skandal da, Brothers Home’la ilgili karanlık gerçekleri ortaya koydu. Aileleri olmasına rağmen yetim olarak gösterilen ve çoğu kız olan 200 bin çocuk, yurt dışına evlatlık verilmek ya da satılmak üzere gönderildi. Bu olayın bir kısmı Brothers Home’la bağlantılıydı.

Güney Kore, demokratikleşme sürecini tamamlamış bir ülke olarak anılsa da Brothers Home skandalını yaşayan insanlar için bu demokratikleşme süreci sadece bir sözden ibaret kaldı. Ne hükümet ne de bu vahşeti yönetenler, bugüne kadar mağdurlardan özür dilemedi.

Brothers Home’da yaşananlar, insanlık tarihine kara bir leke olarak kazındı. Mağdurlar hala toplumdan dışlanıyor, yaşadıkları damgayla müadele etmeye çalışıyor. Yaşanan vahşetin izi silinmedi, sessizlik ise vicdanlara kazıldı.

YORUMLAR

  • 0 Yorum

https://www.alexa.com/siteinfo/abdpost.com