Yabancılar Türkiye ve Türk İnsanını Nasıl Buluyor?

Okan Süvari, yabancıların Türkiye'de beğendikleri ve olumsuz buldukları maddelere değindi.

Pek çoğumuza, Avrupa ya da Amerika'daki yaşantıyı bırakıp Türkiye'ye yerleşmek mantıksız gelebilir. Fakat bazı yabancılar öyle düşünmüyor. Türkiye'ye, Avrupa'dan göç eden insanlar, Türkiye'nin mükemmel bir yer olduğunu düşünmekteler.

Kendi ülkelerindeki refah seviyesinin yüksekliği nedeniyle hayatta kalma ve mücadele ruhunu geliştiremediklerinden şikayetçiler.

Örneğin Hollanda'dan kalkıp Türkiye'ye yerleşen Marloes Marlie, "Hollanda'da endişe duyacağımız pek bir durum yok. Genel olarak yeterince paramız var. Hayatın gerçek anlamını kavrayabilmek için biraz zorluk gerektiğine inanıyorum." diyor. Özetle Hollanda'da herhangi bir zorlukla karşılaşmadığı için sıkılıp Türkiye'ye yerleşmiş.

Tıpkı bir bilgisayar oyunu gibi, sonunu bildiğiniz oyun dünyanın en eğlenceli oyunu da olsa size keyif vermez. Sürprizlerle karşılaştığınız oyunlardan keyif alırsınız. İşte yabancılar da hayatı bir oyun simülasyonu gibi görüyorlar.

Yaancılar, Türkiye'nin iklimine de hayran kalıyorlar. Kışın ardından ilkbaharda doğan güneş bile onlarda mutluluk hissiyatı yaratıyor. Türkiye'de iklimin düzenli olduğunu, 1 yıl içinde 4 mevsim yaşandığını ve bu mevsimlerin her birinin kendilerine neşe kattığını söylüyorlar.

Örneğin, Hollanda ve İngiltere gibi ülkelerde hava çoğu zaman kapalı ve yağmurlu. Kasvetli hava koşulları insanları depresif yapıyor.

Birçok yabancı, Avrupa insanının 'ben' merkezli bir kafa yapısına sahip olduklarını, paylaşma kültürlerinin gelişmemiş olduğunu, Avrupa'da güzel olan tek şeyin ekonomi ve mimari yapılar olduğunu söylüyor. Bu nedenle Türkiye'ye yerleşen yabancılar, Türk insanının merhametli ve paylaşımcı yapısına hayran kalıyor.

Türkiye'deki insanlar her durumda birbirini kollayıp omuz omuza mücadele verirken, Avrupa'da yan komşunuz ölse kimsenin umrunda olmaz. Dolayısıyla Türk halkının kişisel odaklı değil de çevre odaklı hareket ediyor olmasından son derece etkileniiyorlar.

Mesela Türkiye'de çok ufak şeylerle bile insanların mutlu olabilmelerini seviyorlar. Yokluklar içinde yapılan bir düğünde bile gelin ve damadın eğlenebilmesinden çok etkilenmişler.

Tanıştıkları Türk ailelerin kendilerinden çok karşısındaki insanı düşündüğünü, hatta hiçbir çıkarı olmadan kendilerini öz çocukları gibi sevmelerinden çok etkilenmişler. Avrupa insanı ise aile bağları zayıf olduğundan hayatın maneviyatını tam anlamıyla yaşayamıyor. Küçük şeylerle mutlu olamıyor ve basit sebeplerden intihar oranları oldukça yüksek.

Estonyalı 'Wild Viking Travels' kanalının sahibi, Batı medyasının Türkiye'yi baştan sona yanlış anlattığını söylüyor. Türkiye'nin asla güvenli olmadığını, yabancılara kötü davranıldığını, hemen her şehirde çatışmalar yaşandığını ve devamlı silhların patladığını, insanların dışarı çıkarken korktuğunu haber yapıyorlar. Oysa Türkye'de, Afganistan ve Suriye gibi bir savaş ortamı yok.

Fakat televizyonu açtıklarında sürerkli Türkiye hakkında korkutucu bu haberlerin devamlı yapıldığını ve Türkiye'nin güzellikleri hakkında hiçbir şeyden bahsetmediklerini söylüyorlar. Hatta Türkiye'nin, dünyanın en büyük terör bölgesi olduğu bile yazılıp çiziliyor. Bu sebele pek çok Avrupalı bunları gerçek sanarak gelmekten korkuyor. Ancak cesaret edip gelenler Batı medyası tarafından Türkiye'nin karalandığını ve kendilerinin de kadırıldığını kavrayabiliyor.

Örneğin Wild Viking Travels kanalının sahibine, Türkiye'de kadınların mutlak surette kapanmak zorunda olduklarını anlatmışlar. Fakat Türkiye'ye geldikten sonra pek çok kadının başı açık gezdiğini, kısa şortlar giydğini ve istedikleri gibi yaşadıklarını görünce çok şaşırmış.

Yabancıların Türkler hakkında şaşırdıkları bir diğer konu da gece hayatı yaşamaları. Ülkenin tamamının Müslüman olduğunu ve dindar olduklarını bilerek gelmişler. Ancak gece kulüplerinde ve barlarda eğlenip bolca içki içtiklerini de görmek şaşırtıcı olmuş.

Çok keyifli bilgiler edinmek için aşağıdaki videonun tamamını izleyebilirsiniz.

KAYNAK: Okan Süvari Medya