Yüksek Yargıcın Ölümü ve Ardından Yaşananlar
Amerika'da 9 kişilik Anayasa Mahkemesi'nin üyelerinden Ruth Bader Ginsburg’un ölümü ülke siyasetini karıştırdı. 3 Kasım’da yapılacak Başkanlık seçimleri öncesinde, Ginsburg’un yerine atama yapılmaması konusunda Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasında tartışma başladı.
Geçen hafta Amerika Anayasa Mahkemesi’nin 9 üyesinden biri olan ve kadın hakları konusundaki duruşuyla uluslararası kamuoyu tarafından bilinen bir figür olan Ruth Bader Ginsburg’ün ölümü Amerika’yi karıştırdı.
1993 yılında Anayasa Mahkemesi’nin üyesi olan ve geçen hafta yaşamını yitirdiği süre boyunca görevini üstlenen 87 yaşındaki Ginsburg, yaşamı boyunca kadın hakları ve cinsiyet eşitliği konularında mücadele etti.
Yaklaşık 70 yıl boyunca insan hakları, cinsiyet eşitliği ve çifte standartlara karşı çıkan Ginsburg, kürtaj, azınlıklar ve eşcinsel evlilikler gibi birçok konuda sergilediği duruş bütün dünyanın övgüsünü toplamıştı.
Halen muhafazakarlarla ilericilerin sayısının dengede olduğu Amerikan Anayasa Mahkemesi seçimler açısından kilit önemde. Seçimlerde herhangi bir anlaşmazlık çıkması halinde, nihai kararı Anayasa Mahkemesi veriyor. Anayasa Mahkemesi son olarak George W. Bush'un Başkan seçildiği seçimlerde çıkan oy sayımı anlaşmazlığı nedeniyle belirleyici olmuş, Bush'un başkan olması Amerikan Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla gerçekleşmişti.
Amerika Anayasa Mahkesi'nin Ginsburg'un ölümünün ardından kalan 8 üyesinden 3'ü Demokrat Başkanlar tarafından, 5'ü ise Cumhuriyetçi Başkanlar tarafından aday gösterilip seçilmişti. Halen Mahkeme Başkanlığını yürüten, Cumhuriyetçiler tarafından aday gösterilip seçilen John Roberts'in Amerikan kamuoyunda hayli tartışmalı olan birkaç konuda, ilericilerle birlikte oy kullandığı olmuştu.
Trump, dengeyi muhafazakar yargıçlar lehinde bozmak için Anayasa Mahkemesi'ne 3 Kasım seçimleri öncesinde atama yapmak istiyor. Ancak demokratlar buna karşı çıkıyorlar.
YORUMLAR